Sevmeyebilirsiniz; ama saygı duyun "HAKAN ŞÜKÜR"

Onun ismini ilk duyduğumda henüz ilkokul’a gidiyordum… Yeni transfer olduğu Galatasaray’da yavaş yavaş gollerini atmaya, adını Türkiye’ye duyurmaya başlamıştı… İlerleyen yıllarda Türk milli takımına ve Galatasaray’a adını altın harflerle yazacağının sinyallerini daha o günlerde vermişti Hakan Şükür.

O günden,bugüne Hakan Şükür ismi, Türkiye’nin her yerinde, futbol’la alakalı,a lakasız kime sorsanız tanıyacağı bir marka oldu… Son 10 küsur yılda, futbol’da kazanılan her başarının altında onun parmağı vardı…Galatasaray’da yaşadığı sayısız şampiyonluklarda,sayısız kupalarda, UEFA Kupası’nın alınmasında, Dünya Kupası 3.lüğünde, hep Hakan Şükür’ün katkısı vardı…Hep eleştirildi, şucu dendi bucu dendi, çoğu yazar tarafından yerden yere vuruldu, Torino’lu Şaban diye statlardan koro halinde tezahüratlara maruz kaldı,senelerdir her sezon “artık Hakan bitti” teranelerini işitti;ama Hakan Şükür yıllardır bitmedi,bitirilemedi…Attıkça attı,bu ona takım halinde başarılar yanında kendi başarılarını da getirdi, Galatasaray’da, Avrupa Kupalarındaki maçlarda attığı gollerle Avrupa kupalarında en çok gol atan futbolcu oldu,Milli forma ile en fazla gol atan futbolcu unvanı’nı aldı,bu rekorlarını Dünya futbol’una da yansıttı ve 2002 Dünya Kupasında G.Kore’yle oynanan 3.lük maçında , 11.saniye’de attığı golle, Dünya kupalarında atılan en erken gol’ün sahibi oldu…Kırılmadık önünde bir rekor kaldı:Türkiye 1.liglerinde en fazla gol atan futbolcu ünvanı’nı, Tanju Çolak’ın elinden almasına sanırım 5-6 gol kaldı…

Onunla başlayan Televole programları amacından sapınca,kendini bozmadan o dünya’dan elini eteğini çekti,bu zamana kadar hiçbir kötü haber’e konu olmadı, ne paparazilere göründü, ne eğlence merkezlerinde mankenlerle dağıttı, ne de kazandığı milyonlarca dolarları kumar masasında kaybetti, evlendi çoluk çocuğa kavuştu, örnek bir aile babası oldu…

Hakan Şükür, Galatasaray’da unutulmaz Manchester United zaferini yaşarken, Şampiyonlar liginde Nou Camp’ta Barcelona’yla oynarken,günümüzde geleceğin yıldızları diye övündüğümüz ve de şu an Hakan Şükür’ün hem kulüp ve milli takımdan arkadaşları olan Arda’lar,Sabri’ler, Aydın’lar…daha ilkokul sıralarındaydılar. Yıllar önce Milli takımda ve Galatasaray’da Hakan’la mücadele eden Ertuğrul’lar, Ünal’lar, Hami’ler,Oğuz’lar, Tolunay’lar,Metin’ler ve daha adını sayamadığım niceleri Teknik Direktör olmuşken, Hakan’ın gençlerle yaptığı bu mücadelesine hiç olmazsa saygı duyalım.

Hakan Şükür’ü eleştirelim,zaten bunu yıllardır yapıyoruz; …. eleştirilerimizi futbol’una yapalım, her kötü oynadığı maçtan sonra eleştirimizi “artık yaşlandı” diyerek yapmayalım… Hakan Şükür’ü kimi zaman bende eleştirdim;ama oynadığı futbol’una yaptım eleştirilerimi;ama saygı duydum…Yukarıda saydığım nedenlerden dolayı artık çok daha saygı duyuyorum…Sizlerde sevmeyebilirsiniz;ama saygı duyun: Başarılarına, ahlakına, şu an bile gençlerle verdiği mücadelesine, kısacası HAKAN ŞÜKÜR ismine…

Hakan Şükür’ü biz bitirmeyelim, bırakın futbol’u ne zaman bırakması gerektiğine o karar versin,futbolumuza bu kadar hizmetlerde bulunan bir futbolcuya, hiç olmazsa bu hakkı verelim… hiçç merak etmeyin Hakan gitmesi gerektiği vaktide bilir, zamanı gelirse de çekilir gider…