Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Mayıs '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sevmeyelim de yok edelim...Öyle mi ?..

Sevmeyelim de yok edelim...Öyle mi ?..
 

Büyükler, küçüklere güzel örnek tavırlar sergilemesi gerekirken -tepelerde tepişenlerden- bıktık.

İşsizlik, terör, çarpık eğitim, enflasyon...Daha yüzlerce can acıtan sorunlar sanki bizde değil...

Vicdan ve empati yoksunu kişilerin bu topluma verdiği zararı -Dış güçler ? vermedi ...

Son günlerde iyice azanların kavgaları arasına sıkıştı toplumumuz...

Blogda kavga...

Mecliste kavga...

Tepede kavga...

Ovada kavga...

Dağda kavga...

Üniversitede kavga...

Hem de yüzkızartıcı hakaret boyutlarında...

Ülkede, herkese örnek ve önder olması gereken liderlerimiz arasında düşmanca tavırlar, kavgalar, hakaretler, tuzaklar, ayak oyunları...

Gün geçmiyor ki dizboyu çirkeflikler okumayalım, duymayalım...

Bir taraf sazlık samanlık ;bir taraf ateş dumanlık...

Eğitimde habire yaz-boz tahtasından bıkan gençlik , dershane-okul-mahalle baskısı sarmalında kafayı yemekte..

-Tuzu kuruların- didişmesi ve aymazlığı karşısında, akıl ermez güvenlik sorunları...

Bombalar, mayınlar, parçalanan bedenler...

Tv lerde habire göbek havaları...Tele-Vole ve Aşk-ı Memnu şamataları..

Pompeinin son günlerini andıran bir gidişat...Sodom ve Gomore tekerrür eder mi ?..

Tarihten ders almayan uluslar, tarihin acı sayfalarını yeniden yaşayabilirler...

Yurtta barışı tesis edemeyenlerin, dünyada barış istemeye hakları var mıdır ?..

At, binicisine göre kişner. Armut, dibine düşer.Üzüm, üzüme baka baka kararır.

Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.Sen, seni bil, sen seni;sen seni bilmezsen sen , seni...Patlatırlar enseni.

Sev beni;seveyim seni.

Ve binlerce ders verici atasözleri...

Ders alana tabi...

Herşeyin başı SEVGİ...

Sevgisiz bir toplum sinsice erir gider...

..........

''GELİN TANIŞ OLALIM
İŞİ KOLAY KILALIM,
SEVELİM SEVİLELİM....
DÜNYA KİMSEYE KALMAZ....'' -Yunus Emre-

Evreni Tanrının bir parçası olarak gören ve insanı da bu görüntünün en değerli parçası kabul eden ''sevgi'' şairi :Yunus Emre'nin dizeleri kimler için söylenmişti?..

Tanrı ile kul arasındaki ilişkinin korkuya değil, sevgiye dayanmasını vurgulayan ozan; birliğe, dirliğe, kardeşliğe çağırdığı geniş halk kitlelerine Tanrı sevgisini ve insan sevgisini aşılamaya çağırır.

Derdini, mutluluğunu, dileğini, düşüncesini, duygularını sevgi dolu sözcüklerle çevresindekilere anlatma gücü insanı toplumsal canlı yapmıştır. Karşılıklı konuşup anlaşabilmek için saygı, hoşgörü, insan sevgisi, kültür gerekir.

Bunlar da yetmez. Zulmün önünde onurunu dimdik tutan; sevginin önünde eğilen kişi gerekir.

Birey olmak için insana dün de bugün de hiçbir zaman yetmemiştir.


İnsanın tarihsel çabası bütünleşmeye, kendi dışındaki duyan ve düşünenlerle birleşmeye; duygu ve sevgilerini başkalarıyla paylaşmaya yönelik olmuştur.

Gülmeyen, ağırdan alan az konuşan; insan ilişkilerinde esneklikten ve sevgiden yoksun, kasılmayı kişilik sahibi olmak diye bellemiş yığın yığın insanlar yeterince gelişmemiş olmanın göstergesidirler.

Ünlü bilgin Einstein'in okul yıllarında başarısız bir öğrenci damgasını yiyerek okuldan atılmasında rol alan öğretmenler kasılan asık suratlı; sevgi dünyasından kopuk tiplerdi.

Ne zaman ki SEVGİ dolu bir dünyanın içine girmiş; işte o zaman özel yetenekleri bulunup işlenmiş ve bir DEHA ortaya çıkmıştır.

''Bir dostun üzüntüsünü herkes paylaşabilir ;ama bir arkadaşın başarılarına içtenlikle sevinebilmek erdem gerektirir.'' diyor Oscar Wilde......

SEVGİ ve BARIŞ ak bir güvencinde simgeleşir... Bir de ZEYTİN dalıyla...

Uçuşu insanın içine ferahlık veren bir kuş ve bir ağacın dalı... İnsanın sevgi içerisinde yaşamının simgesidir....

''Yaşamak suda, toprakta, insanlarda görünerek,
Bir zeytin ağacı gibi.... ne güzel...
Denize yakın olacaksın....
Uzayan dallarıda, yapraklarında ışık....
Bir zeytin ağacı gibi bin yıl severek...'' diyen üstad bir sevgi sembolüydü....

Denize sarılan bir toprağın... sevgiyle kucaklaşan bir canlının verimli olmaması mümkün müdür....?
Herşey sevgiyle doğuyor... büyüyor.... gelişiyor....
Sevgi uğruna nice canlar veriliyor....

Steinbeck'in karıncalarını anımsar mısınız... Sarı karıncaları....

Bir öyküsünde ne güzel anlatır... Çatlak toprakları nasıl aşıyorlar Arizona'da....

Öndekiler çatlağı dolduruyorlar bedenleriyle...Geridekilere yol açıyorlar....

Elbet ölüyorlar ama geridekilere yol açıyorlar... Onlar da ilerliyorlar....

Başarı yalnız başarı noktasına ulaşanların değil... ulaştıranların da eseridir...

Bu da yürekten sevmekle oluyor...

Ülkemiz insanı, duygusaldır...Hamurunun mayası sevgiyle yuğrulmuştur.

İnsanımıza sevgiyi çok görmeyelim...

Biraz nefes alalım ve birbirimizi serinkanlılıkla dinleyelim...


''SEVGİYİ SÖYLEMEK DEĞİL.... GÖSTERMEK GEREKİYOR....''

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..