Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '09

 
Kategori
Seçim
 

Sevsinler sizin demokratik seçim komedyanızı!

Sevsinler sizin demokratik seçim komedyanızı!
 

Seçimlerin dürüstlüğünden sorumlu kurum.


Yerel seçimler yapıldı, bitti. Kim kazandı kim kaybetti yorumları muhtelif olmakla birlikte çuvala sığmayan bir mızrak gerçeği var. O da kaybedenin -her zaman olduğu gibi- yarım yamalak demokrasimiz ve hükmü Anayasa sayfalarında kalan hukukumuz olduğu gerçeği.

Seçim Kanunu, Siyasal Partiler Kanunu ve uygulamalar ortada iken bu seçimlerin demokratik olup olmadığını tartışmak bile abes. Ondan zaten vazgeçtik de, ya hukuk devleti ne âlemde? 29 Mart seçimlerinde ve sonrasında hukukun işlerliğinden, geçerliliğinden ve uygulandığından söz etmek mümkün mü? Anayasasında öyle yazıyor diye Türkiye Cumhuriyeti gerçekten bir hukuk devleti mi yoksa çivisi çıkmış, dikiş tutmaz bir ülke mi?

Anayasa’nın 79. maddesine göre “<ı>Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma...<ı> görevi Yüksek Seçim Kurulunundur.”

Pekiyi 29 Mart 2009 yerel seçimleri Anayasa’nın yukarıdaki maddede öngördüğü bir düzen ve dürüstlük içinde mi yapıldı? Öyle olmadığını, tehditler altında ve antidemokratik bir ortamda yapıldığını bizzat Başbakan söylüyor. Ne diyor Başbakan? “<ı>Yani tehditlerle bir seçim yarışı orada yaşanmıştır. Vatandaşlar evlerinin altından atılmış mektuplarla ciddi tehditler almıştır. Yani buna demokratik ortamdır diyemem. <ı>Sıkıntılı bir seçim olmuştur”

Bunu söyleyen köy kahvesinde Recep ağa olsa aldırmaz güler geçersiniz belki ama devletin yürütme organının başındaki Başbakan söylüyorsa duymazdan gelemezsiniz. Bu iddia medyanın uydurması değil, ülkenin yasalar çerçevesinde yönetilmesinden sorumlu Başbakanın bir itirafı!

Oyların sayım ve nakli sırasındaki elektrik kesilmelerinin sabotaj olduğu, açık oy çuvallarının belediye araçlarıyla taşındığı, oyların çalındığı, yakıldığı vb. iddialarını bize özgü demokrasinin sıradan olayları (!) sayarak görmezden gelseniz bile, Başbakanın kendisine gelen bilgilere dayanarak yaptığı bu tespiti, seçimlerin demokratik olmayan bir ortamda ve tehdit altında yapıldığı, yani demokratik olmadığı tespitini görmezden duymazdan gelemezsiniz.

Bunun anlamı; YSK’nın görevini yerine getirmediği, Anayasanın kendisine yüklediği görev ve sorumluluk çerçevesinde seçimin hukuksal bir düzen içinde yönetimini ve dürüstlüğünü sağlamadığıdır. İddia başbakanın iddiasıdır ve eğer gerçeği yansıtıyorsa bu seçim batıldır, geçersiz sayılması ve iptali gerekir. O yüzden YSK Başbakan’ın açıklamasını suç duyurusu kabul edip savına ilişkin bilgi ve belgeleri isteyerek acilen değerlendirmeli ve ya Başbakanın sözlerinin gerçeği yansıtmadığını, seçimin tehdit altında yapılmadığını, demokratik bir ortamda yapıldığını açıklamalı ya da savın doğruluğunu tespit ederse seçimi iptal etmelidir.

Eğer hukuk devleti iseniz, bu seçimden kimin kârlı kimin zararlı çıktığı hesaplarını yapmadan hukukun gereğini yapmanız gerekir. Eğer hukuk devleti olduğunuzu iddia ediyorsanız elbette...”Adam sen de, dostlar alışverişte görsün” diyorsanız o başka...

 
Toplam blog
: 195
: 688
Kayıt tarihi
: 04.10.07
 
 

Dünyanın internet sayesinde küçüldüğü günümüzde büyüyen sorunlara ilişkin duygu ve düşüncelerimi pay..