Seyir defteri...

Bu yazım orada çıkmasın diye şimdi farklı bir kategoride alacağım yayına. Daha karar vermedim ama Ben Bildiriyorum olabilir belki.

Arkadaşlar, farkında mıyız, yeni dizaynın ardından nedense (!) çoğaldı blog üzerine yazılarımız. Tamam, ben şimdi kimseyi suçlamıyorum, hatta ben de yazıyorum o konuda ama, farketmemiz gereken birşeyler var galiba. Blog kategorisinde yazınca üç dört yazı onun üstüne yazılana kadar Seyir Defterinde kalıyoruz biliyorsunuz. Eğer konu hakkında üç gün kimse birşey yazmazsa bu, üç gün boyunca anasayfada kalmak demek. Acaba, bunu gözönünde tutarak blog yazılarımızı çoğalttık mı ne?

Milliyet adı işin içine girince insanda şöhret dürtüsü ister istemez uyanıyor elbette ama farkına varmamız gereken bir şey daha var. Bizler burada şöhret olalım diye yazmıyoruz. Ya da ne bileyim, yazayım da birgün belki gazeteye köşe yazarı yaparlar filan diye hayali olanlar varsa unutun derim ben. Bir arkadaşımızın her ne kadar üslubunu tasvip etmesem de söylediği bir doğru var. O da, 4 sene boşuna okumadık lafı. Haklı değil mi sizce de? Eğer bu hayalle yanıp tutuşup onun için bu kadar yazıyorsa bazı arkadaşlar, ben hatırlatayım dedim.

İkincisi, bu aralar herkes birbirine girmeye başladı. Atışmalar had safhada. Nerede çokluk orada kargaşa ( ;) ) diye bir laf var, ondan mıdır yoksa başka sebepleri mi var dersiniz? Açıkçası ben bir blog yazarı olarak rahatsızım bu durumdan. Herkeste bir haddini bildirme sevdası başladı. Benim de başıma geldi en son. Yahu ben aşk kategorisinde yazıyorum, haddimi bilsem nolur bilmesem nolur? Bırakın artık atışmayı, tartışmayı arkadaşlar. Bizler bvurada tanışan güzel yürekler buluşsun diye uğraşırken diğer tarafta kavgalar çıktığını görmek epey üzüyor beni, ya sizi?

Kimse kimsenin adını vermedikçe karşıt yazı yazmayalım artık, n' olur. İkincisi, diyelim ki yazıyoruz, üslubumuza dikkat edelim. Küfür bile edebileceğiniz birçok blog sitesi var, çok hiddetliyseniz edinin oradan da bir üyelik, orada sayın sayabildiğiniz kadar. Ama ben buraya cennet bahçesi demişim, bu bahçede şeytanlıklar dönmesi ağrıma gidiyor. Şeytanlığı kimse kötüye çekmesin. İntikam duygusu, sinirlenmek, vs.. bunların hepsi şeytanın oyunları arkadaşlar. Çünkü öyle bir sinerji oluşturduk ki biz burada, şeytanın da zoruna gidiyor artık, aramızı açmaya çalışıyor. Gerek yok bunlara, onun oyununa gelmeyelim artık. Şöhret sevdasından uzak, birbirimize hep iyi mesajların atıldığı, sinirlenmediğimiz, üzülmediğimiz, eskisi gibi, cennet gibi olan Milliyet Blog' umuzu, dostluğumuzu geri istiyorum ben artık. Bana katılmayan var mı diye sormuyorum çünkü hiç sanmıyorum.

Not: Bu yazımı kimseye taş atmak ya da bu aralar meşhur davranış olan haddini bildirmek maksadıyla yazmadım, aklımdan herhangi bir isim de geçirmedim. Sadece serzenişlerimi dile getirdim, kimse üstüne alınmasın. Alınıyorsanız da demek ki yapmışsınız, yapmayınız lütfen :)... Sevgiler...

http://biryardimeli.bz.tc