Seyircisiz oynama cezası

12.05.2012 tarihinde oynanan Fenerbahçe – Galatasaray maçı sonrası yaşanan olaylara ilişkin PFDK cezayı açıkladı; 6 maç! Tamam, şimdi ceza verildi bu sorun kapandı gitti değil mi?

Öncelikle yaşanan olayları asla tasvip etmiyorum. Fakat böyle kulüplere 4 maç, 6 maç ceza vermeyle bu işler hallolacaksa 10 maç, 20 maç ceza versinler. Yeter ki bu olaylar bitsin düşüncesindeyim.

Şimdi olaylara bakalım, Türkiye’de ilk kez şampiyon böyle bir maçta belli olacak. Üstelik böyle bir sezonda! Maçta ki gerginlik ortada. Bu maç Kadıköy’de değil de; Arena’da da oynansa, Alsancak’tada oynansa, Avni Aker’de de oynansa olay çıkma olasılığı çok yüksek bir maçtı. Evvela kimse bu olaylar Kadıköy’de olduğu için Fenerbahçe’yi suçlamasın. Türkiye’de A takım B takım fark etmez. Bu maç sonunda ev sahibi olan taraf istediğini alamazsa bu olaylar maalesef oluyor. Ve kesinlikle çözümü de seyircisiz oynama değil!

Maç öncesi kupanın bu maç sonunda Kadıköy’de verilecek olması kağıt üzerinde doğru, mantık olarak da bir o kadar yanlış bir karardı. Bu konuda birileri sorumluluğun bir kısmını üzerlerine almalı. Bu durum maç sonu büyük gerileme yol açtığı gibi olayları ateşleyen kıvılcımlardan biri oldu. İkinci husus ise emniyetin maç öncesi ve sonrası tutumu… Zaten 3 Temmuz’ da başlayan süreçte emniyet çok fazla hata yaptı. Fenerbahçe camiası da o tarihten bugüne emniyete tepki göstermekte haklı. Ama tepkinin yansıması bu çirkin görüntülerde olmamalı. Taraftarımız bu süreçte gösterdiği birlik beraberliği her kuruma karşı göstermeli. Bu sene zor şartlarda sezonu bitirdik ama gelecek sezona da zor şartlarda başlayacağız. Üstelik bu işin birde maddi yanı var. Kulübümüze ayıp ettik.

Emniyet için bir şey demek istiyorum. Kapalı mekanda kaçacak birkaç nokta varken ellibin insana biber gazı sıkmak hangi akla mantığa hitap ediyor. Üstelik stattan kaçıp dışarı çıksalar ne olacak ki; aynı olaylar dışarıda. İnsanlar iki ara bir dere de sıkışıp kaldı. Yaşlılar, bayanlar, çocuklar, engelli vatandaşlar… Bunların hepsi de mi olay çıkarttı ve biber gazını haketti.  Polisimiz teröriste yapamadığını taraftara çekinmeden yaptı. Hatta bazı polislerimiz bunu marifet yapmış gibi sosyal medyada kullandı.

Bunca olaydan sonra 18.05.2012 tarihi itibariyle ( yazıyı yazdığım tarih ) sadece 1 kişi tutuklandı.  Bir kişinin yaptığı ile mi 25 milyonluk Fenerbahçe camiası 6 maç ceza aldı? Bu olayları yapan taraftar ( ya da taraftar kılığındaki teröristler ), yöneticiler, sorumluluğu olan vs şahıslar ceza almadığı müddetçe siz kulüplere ne ceza verirseniz verin, değişen bir şey olmuyor. Bunu yıllardır görmüyor muyuz? 200-300 kişi sebebi ne olursa olsun yapmaması gereken şeyleri yapıyor bunun bedelini onlar değil alakasız milyonlar ve kulüp çekiyor.

Ben tesadüfen Ağustos ayında İstanbul’da olsam ve maça gitmek istesem seyircisiz olduğu için gidemeyeceğim!  Peki, benim suçum nedir? Bu seyircisiz cezaların daha önemli başka bir tarafı da var. Mesela ben Fenerbahçe’nin kendi sahasında oynayacağı rakibin taraftarıyım. İstanbul’dayım maça gitmek istiyorum. Hayır, bu maç seyircisiz deniliyor. İyi de neden seyircisiz? Fenerbahçe taraftarı olan 200-300 kişinin geçen sezonun son haftasında oynanan Galatasaray maçında ki olayları nedeniyle deniliyor. İyi de benim Fenerbahçe ile bir alakam yok ben neden ceza alıyorum o vakit?

 Sonuç olarak;

1. T.F.F. biran önce seyircisiz oynama cezasını kaldırmalı ve farklı cezalar uygulamalı.
2. T.F.F. ortamı geren yöneticilere ceza vermezken, kulüplere cezalar vererek bu sorunu çözebileceğini düşünmeyip; yaptırımlarında kararlı ve adil olmalı.
3. Yargı, olay çıkartan kişilere yasalar çerçevesinde hakettikleri cezaları vermeli. ( Taraftar, yönetici, vs ayrımı yapmadan )
4. Kulüpler statta olay çıkartan taraftar görünümlü teröristleri iyi tespit etmeli ve yargı önüne çıkmalarını sağlamalı.
5. Bizler de artık aynaya bakıp kendimizi eleştirmeliyiz. Medeniyet konusunda Avrupa’nın ne kadar gerisinde olduğumuzu görüp, kendimize çeki düzen vermeliyiz.
6. Futbolun bir savaş olmadığını kabul edip oyunun güzel yanlarını düşünmeliyiz.
7. Son olarak da basın kendisine çeki düzen vermeli. Yazarım diye geçinen birileri ortamı gerecek yazılar yazmaktan, haberler yapmaktan vaz geçmelidir. Devletimizde bu tarz kaynağı belli olmayan, doğrulukla alakası bulunmayan, belirli amaçlara yönelik yapılan haber ve yazıların takipçisi ve engelleyicisi olmalı. Gerekli yaptırımları uygulamalıdır.