Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '15

 
Kategori
Deneme
 

Şeytan Bana Dedi Ki

Ben şeytan’dan korkarım.

Lanetiyle ün salmış melun yaratık rüyalarıma girdiği zaman bile aklım başımdan gider, arkamı dönerim hemen ona. Buna rağmen, herkesin aklını çelen bu kurnaz varlığın;  hakikati yalnızca kendisine saklayan Tanrı’yla pazarlığa yeltendiği o zifiri karanlığın içine girmeden, hiçbir şeyin öğrenilemeyeceğine inanıyorum cahil cesaretiyle.

Bu korkunç inanç; “benim başım dik, mayam ateştir, eğilmem toprağa doğru, kaçırmam gözlerimi hiçbir zaman Âdem’in gözlerinden,” diyerek, ilk insana secde etmediğini öğrendiğim zaman oluştu zihnimde. O gün bu gündür, kimse duymasın diye, sessizce söylerim hep bu sanıyı kendime.

Söyleyin şimdi bana, terbiyesiz terbiyeyi öğretiyorsa eğer herkese; gerçeğin içyüzünü, Tanrı yerine neden öğretmesin iblis bize? Hiç akıl erdiremedim doğrusu, insanların bu düşünceden ürkmesine.

Gecelerden birinde yine gördüğüm bir rüyada kaçarken kendisinden, bet sesiyle seslendiğini duydum arkamdan. “Dur, kaçma ne olur; zarar vermem ben insana, insandan daha fazla.” Kulaklarıma inanamadım ilk önce; rüyanın gerçek olduğunu anladığımda, şaşırdım doğrusu Şeytan’ın bana yalvarmasına.

“Ne iş yaparsın sen, benim için kurduğun tuzak ne?” diye sordum hemen kendisine. “Günah tüccarıyım ben, satarım elimde ne varsa, ucuza, hatta bedavaya, kimse su dökemez elime, insanı baştan çıkarmak becerisinde,” diye uyarıda bulundu bana, alay edercesine. “Benim aklım başımda değil zaten, kalanı da sana kaptırmak istemem doğrusu,” diyecek oldum, hiç duraksamadan cevap verdi: “senin için bir tuzak yok elimde, karıştım sadece seni sevenlerin arasına, gel sen de yardım et bana, sokayım seni hemen doğru yola,”

İster inanın, ister inanmayın; onun, iyi olmak isteyenlere yardım eden, kötü yolda ısrar edenlerin ise, başına türlü türlü işler açan biri olduğuna inanmakta zorlanmıştım haliyle.

Başıma gelenlerin dehşetiyle gözlerim yerinden oynamış, afallamıştım iyice. “Ben Tanrının hikmetine sığındım, sen bile saptıramasın artık beni yolumdan. Ey, günahkârların piri sana sesleniyorum, git artık başımdan. Sen yoluna, ben yoluma,” diye bağırdım, gözlerimin ta, içine sinsice bakan yaratığa.

“Tanrının beni bir ucube olarak sunduğunu biliyorum sana. Ama yanıltmasın bu seni, karşında duran ben değilim aslında. Sen kendini görüyorsun elinde tuttuğun aynada.”

İşittiğim bu acı sözler karşısında duyduğum acı gülümsetti beni, şöyle bir soruyla cevap verebildim ancak rüyamdaki hayalete: “Âdem’e secde etmeyip seni yoldan çıkaran ben miyim yoksa?” 

Ahmet Güreşçioğlu

 
Toplam blog
: 164
: 710
Kayıt tarihi
: 13.09.06
 
 

1956 yılında doğmuşum. Tanrı Bilimi Eğitimi aldım. 78 kuşağından olmanın verdiği şevkle olsa gerek;..