Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şeytanın asıl gör dediği-1

Bizim atalarımız ya çok zeki insanlarmış her duruma lafı şak diye yapıştırmışlar, ya da çok tembelmişler her durumu lafla geçiştirmişler. Hangi durum gerçek olursa olsun sonuçta dilimizde bir sürü atasözü yada özdeyiş mevcuttur. Bazan anlatımımızı güçlendirmek için ,bazan lafı gediğine oturtmak için, bazanda kendimizi fazla yormadan meramımızı anlatmak için kullanırız bu sözleri.

Gerek kişisel özelliklerimden, gerekse mesleğimden dolayı çok fazla atasözü ve özdeyiş kullanan bir insanım. Özellikle farklı yörelere ait olan ve daha öncede hiç işitmediğim atasözlerini duymaktan müthiş keyif alırım.

Ancak dilimize nereden girdiği belli olmayan, kesinlikle bizim örfümze, geçmiş yaşantılarımıza uymayan, daha kötüsü karşımızdaki insanın kendi hatasına kılıf olarak kullandığı ya da tamamen haksız veya suçlu iken bunu örtbas etmek için kullandığı süslü laflar var ki duyduğumda deli oluyorum. Karşımdakinin gırtlağına sarılmamak için kendimi zor tutuyorum.

Genç bir arkadaşın kullandığı arabadayız.yol tenha ama bize kırmızı yanıyor. Arkdaşta tenhalığı fırsat bilerek yola devam etti. "Canım kırmızı yanıyordu, biraz yanlış olmadı mı?" dedim. "Cevap "Abi kurallar çiğnenmek içindir." Hayatta bu kadar şaçma, salakça bir savunma olur mu? Ben de insan ilişkilerinde nezaket bir kuraldır ama bu kuralı çiğniyor ve sana diyorum ki. "Kurallar insanlar için uymak, hayvanlar için çiğnenmek içindir"

Yine gündelik hayatta aklı kendine yetmeyen, abuk subuk şeylerle dikkat çekmeye çalışan ya da aklı sıra dışı olmaya çalışan tiplerle karşılaşırız. Yaptığı saçmalığa dikkat çekince duyunca tüm sinirlerimin ayaklandığı "Zevkler ve renkler tartışılmaz" aptallığını duyuyoruz. Bu kadar saçma bir söze bir insan nasıl inanabilir. Siz hiç zevk olsun diye çorbasını şekerli ya da çayını tuzlu içine bir insan gördünüz mü? Zevk nerede başlar insan bunu idarak etmeli önce. Zevk alt ve üst sınırı belli olan bir durumda bu ikisinin arasındaki tercihimizdir. İnsan çayı ya şekersiz içer ya da şekerli bu genel kuraldır. Ama birisi toz şeker kullanır birisi küp şeker. Birisi az şeker kullanır birisi çok şeker. Bu lafı diyenin gözüne bu durumu sokmayı çok istemişimdir hep.

Alın size normal bir insanı delirtecek bir söz daha "Devletin malı deniz, yemeyen domuz." Ne kadar güzel kafiyeli bir söz. Hırsızlığa hemde hırsızlığın en büyüğü devlet malını çalmaya hazırlanmış ne kadar güzel bir kılıf. Bu kadar adice ve şerefsizce bir felsefe olabilir mi? Bir insan bu sözü nasıl söyler ve inanır? Ben bu sefil sözü her duyduğumda söyleyenin gözüne bakarak "Eksik söylediniz evet devletin malı deniz. Yiyen domuz oğlu domuz" diye düzeltirim.

Bir insanın kalleşliğine, adam satmasına, entrikacılığna kılıf olabilecek bir söz ister misiniz?Alın size  bir söz "Gemisini kurtaran kaptandır." Yani kaptan ol gemini kurtar da ne şekilde olursa olsun. Sen gemini kurtar yeter ki gerisi ne olursa olsun.

Peki adam sendeciliğe, bencilliğe ya da kime ne olursa olsun bana bişey olmadıkça önemli değil gibi sefil bir feleseye destek istermisiniz? Bu konuda imkanlar biraz daha fazla "Her koyun kendi bacağından asılır." "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın." "Gelen ağam giden paşam." Bu kadar onursuzca bir düşünce tarzı olabilir mi? Üzülerek okuduğumuz bir sapığın yeter ki çocuğumuzdan uzak olsunda kimin çocuğuna ne yaparsa yapsın içimiz buna el verecek mi? Ya da elinde yetki olan herkesi alkışlayarakmı karşılayacağız. Ya da ayan beyan ortada bulunan bir yanlışı kabullenecekmiyiz? Nerde bizim insanlık onurumuz?

Eğer sinirleriniz ayaklanıp okumayı bırakmadıysanız alın size onursuzlukta son nokta. "El öpmekle ağız kirlenmez." Ya da "köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceksin." Şimdi şöyle bir durum oluyor. Ayı dayın olunca otomatikman sende o ayının kardeşi olan başka bir ayının evladı oluyorsun.

Yine insanların korkalığına basiretsizliğine kılıf bir söz" İte bulaşacağına çalıyı dolaş." Haydeee neden ben pes eden taraf oluyorum. İt kusura bakmasın çalıyı falan dolaşamam, yolundan da kimse için vaz geçmem. Hele bir it için asla. Eğer çıktığım yolda engel vardiye yolundan vaz geçeceksem ben o yola neden çıkıyorum. Bir başka olayda yolumda engeller yoksa o yol bana ne kazandıracaktır ki?

Alın size hırsızlığa bir  kılıf "göz hakkı" Yolda yürürken gördüğünüz bir meyve ağacından sahibinden izin almaksınız veya bedelini ödemeksizin bir meyve alıyorusnuz, bunda da göz hakkı diyorsunuz. İyide bir şeyin sizin hakkını olması için bir karşılık ödemiş olmanız lazım. Oysaki siz kendiniz için bir yerden bir yere gitmektesiniz.

Hele birde cinsiyet ayrımı kokan laflar var ki benim diyen sakin insanı cinnetin kıyılarında yalın ayak gezdirir. (Bunu Şeytanın Asıl Gör Dediği-2 adlı yazıya bırakıyorum.)

Yukarıda yazdığım bizim örfümüze uymayan sözlerin hiç birinin atalarımızın söylediği sözler olduğuna inanmıyorum. Olsa olsa bunlar dlimize maksatlı olarak sokulmuş bizim güzel hasletlerimizi bozmaya yönelik çabaların sonucudur. Ya da kendi onursuzluğuna kılıf bulmaya uğraşan ağzı laf yapan birinin uydurmasır. Adı ister ata sözü, ister öz deyiş olsun akla, mantığa ve en önemlisi AHLAĞA VE İNSAN ONURUNA yakışmayan bizden değildir, bizim değildir.

 
Toplam blog
: 15
: 440
Kayıt tarihi
: 10.08.12
 
 

Üniversiteden biyolog olarak mezun oldum. Bir abimizin çayını içemeye gitmek öğretmen olmama sebe..