Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '11

 
Kategori
Sinema
 

Şeytanın ikizi

Şeytanın ikizi
 

İki gündür bu filmin etkisindeyim. Film Saddam Hüseyin’in oğlu Uday’a dublörlük yapan Latif’in başından geçen olayları aktarıyor beyaz perdeye… Aslında Uday’ı anlatıyor. Çünkü Latif, Uday’la birlikte yaşamaya başlıyor ve her şey gözünün önünde oluyor…Uday’ın yaşam gerçeği karşısında ürperiyorum. Gösterilenlerin doğruluğu konusunda hiç kuşkum yok, hepsi doğrudur.

 

Adam tam bir psikopat bir kere… Sürekli de uyuşturucu kullanıyor… Kokaini çekmeden insan içine çıkmıyor nerdeyse. Cani ayrıca. Birçok insanı acımasızca, sorgu sual etmeden hunharca öldürüyor. Hatta Saddam kendi arkadaşını öldürdüğü için oğlunu az kalsın hadım ediyordu. Üstelik sapık Uday… Fahişeler dolu çevresinde. Fakat buna rağmen o okul önlerinde küçük kızları ‘’avlıyor’’.  Damadın bile elinden gelini alıp tecavüz edebilen bir adam... Benim asıl üzerinde takılı kaldığım noktalar ise farklı… Çünkü çok daha sapkın ve kötü karakterleri okuduk/izledik…

 

Güçle birleşen bu kişilikleri durdurmak imkansız... Ancak bu kişilikleri yaratan gücün kendisi mi? İşte bunu tartışıyorum kendimle. Sınırsız güç insanları çok rahat yoldan mı çıkarıyor, yoksa bu kişilikler güçle birleştiğinde mi kendilerini ortaya çıkarabiliyorlar? Ama sonuçta vardığım nokta sistemler kişilere sınırsız güç vermemeli noktasıdır. Kişi ne kadar nitelikli olursa olsun güç hep paylaşılmalıdır. Bu yaşamın her alanında olmalıdır. Evde dahil buna.

 

Sinemanın gücüne hem şaşırdım hem de sinirlendim ilk defa. Uday’ı durduracak, cezalandıracak bir güç arayışına varıyor insan son noktada. Gerçi Latif bir şekilde yapıyor bunu ama son noktayı Amerika koyuyor. Fakat film insanı bu noktaya sürüklüyor hiç kuşkusuz. Irak işgali olmasaydı mesela bu gün, bu filmi seyreden herkes sanırım bu diktatörlere karşı yapılacak hareketi desteklerdi. En azından bu gün bile, yapılmış işgali onaylatır, hafifletir kitlelerin gözünde. Oysa işgal, Uday’dan milyon kez fazla acı çektirdi Irak halkına. Milyon kez daha çok cinayet işlendi, tecavüze uğrandı…

 

Peki bu kişilikler aktarılmasın mı sinemaya? Sanırım bu sorunun cevabına aktarılmasın diyemem. Yasakçı olamam. Fakat oradaki kahramanların işgal sonrası yaşamları devam ettirilerek daha gerçekçi bir yol izlenebilirdi. Irak’taki gerçek şeytanın ikizi sinema oluyor yoksa…

 

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..