Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Sezen Aksu'ya selamımdır!

Sezen Aksu'ya selamımdır!
 

Merhaba Sezen Hanım!... Bu ülke böyledir işte... Kendilerini ülkenin efendisi sayanların ayağına basmadığınız sürece iyisinizdir, hoşsunuzdur... Ama, bir gün onların siyasi çıkarları aleyhine ve ama ülkeniz leyhine görüşlerinizi açıkladığınız da her şey değişir ansızın...

Sizi ve sanatınızı göklere çıkaranlar, "Sezen" derken ağızlarından bir "Sezen" daha çıkanlar, "sazan" demeye başlarlar size... Ne sanatınızın, ne o ince ruhunuzun bir önemi kalmıştır artık, onlar nazarında.

Siz ki, bu ülkenin kerameti kendilerinden menkul efendilerinin arzusu dışında fikir beyan etmek "hatasına" düştünüz. Onlar, süregelen sistemlerinin değiştirilmesi gayretlerine büyük bir azim ve kararlılıkla "Hayır" derken, siz tuttunuz "Evet" dediniz... Olmadı!...

Olmadı; çünkü onlar ülkedeki herşey ve herkes gibi, sizi de kendilerinin "yarattığına" inanırlar. Bu yüzden, sizin onların çıkarlarına muhalif duruşunuz asla anlayış görmez: "Vay, demek seni biz yaratmışken, sen gidip demokratikleşmeden yana mı oluyorsun; hele haddini bil bakalım!" tavrına ve tafrasına girerler. Girdiler nitekim...

Dahası, sizi "sazan" yapmakla kalmaz, geçmişte başınıza gelen ne kadar aleyhinize kullanılabilecek olumsuz olaylar varsa bir bir gazete köşelerini işgal etmeye başlar: Örneğin, geçmişte yediğiniz "dayak" bugün haber oluverir:

Haber başlığı: SEZEN AKSU DAYAK YEDİ

"Gönül Yazar, olayı gününü şöyle anlattı: “Sezen Aksu, Caddebostan-Maksim’de prova yaparken Fahrettin Bey ‘Sezen felsefi şarkıları bırak. Burası gazino. Popüler şarkılarını söyle’ diye uyarıda bulundu. Sezen ‘Ben sizin gazino mutfağına aldığınıza karışıyor muyum? Siz de bana karışmayın’ diye cevap verdi. Fahrettin Bey öylesine şiddetli iki tokat attı ki, Sezen havada uçtu.”

Bu haberi okumuşsunuzdur, eminim... Bakın, sizi havalara uçuran tokatlar nasıl gazetelerde haber olmaya başladı... Yıllar önce yaşanan-tabii gerçekten yaşanmışsa- olay, o gün haber olmamıştır ama bugün haberi "değeri" taşıyor!!..

Ama üzülmeyin, derim... Böyle şeyler ilk defa sizin başınıza gelmiyor. Can Dündar da kurulu düzenin ezberlerini bozan bir belgesel yapmıştı da nerdeyse "afaroz" ediliyordu. Neyse ki, gazeteci kıvraklığı ile kurtardı kendisini... Ama kurtlamayanlar da oldu, Ahmet Kaya gibi...

Bugün, 12 Eylül cuntacılığının anayasasını can evinden vuracak değişikliğe "evet" demenin, ne denli hayati olduğuna inanan biri olduğum halde, sizin görüşünüzü değiştirerek "hayırcı oldum" demenizi anlayışla karşılarım.

Sizin mahallede, mahalle baskısının çok çeşitli biçimleri olduğunu ve sizin mahallelilerin siyasi "inançları" konusunda ne kadar "katolik" bulunduğunu siz daha iyi bilirsiniz... Ama biz de biliriz, biraz...

Dayanılması zor bir durumdur bu, eminim... Bu yüzden, sizin "Hayırcı" olmanızı anlayışla karşılayacağım...

Nasıl olsa, "aşağı mahalle" halkının çoğunluğu "EVET" diyecek, bu değişikliğe...

Hiç değilse, size zarar gelmesin!

Selamlarımla...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..