Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '09

 
Kategori
Futbol
 

Sezonu kapamışlar...

Sezonu kapamışlar...
 

Nerdesin be birader...


Ligin Ali Sami Yen’de bırakılmasından sonra bu kadar eksikle ve daha önce bıraktığı 8 puanla geldiği Ankara’da yine 3 puan bıraktı Fenerbahçe. Sahi kazanacağına inanan var mıydı merak ediyorum açıkçası. Lâkin benim hiç ümidim yoktu. Zaten sahaya çıkan tüm futbolcuların yüzünden de gamsızlıkları okunuyordu. Mücadele yok, yardımlaşma yok, koşmak yok. Saha içi organizasyon desen o da yok. Lider yok, antrenör hiç yok. Bu durumda kazanması da mucize zaten. 90 dakika boyunca maçı kazanacağına dair bir ümit vermeyen bir takım oldu Fenerbahçe, Aragones’le…

Ligin sonu gelmiş halen hazırlık maçı oynuyor gibiydi takım. Sahada takımdaşlık adına hiçbir şey sergilemeyen futbolcular zaman zaman kendi aralarında bile kapışıyorlardı. Sebebi gayet basit; takım fizik olarak yetersiz olduğu kadar mental olarak da tamamen bitmiş vaziyette…

Örneğin Deivid, ayağı kırıldığında belki de takımın en önemli oyuncusu diye ağıtlar yakıyorduk arkasından ama gelin görün ki döndüğünden beridir veya sözleşmeyi imzalamasından bu yana sahada onu göremez olduk. Oysa Alex’in olmadığı böyle maçlarda ondan daha çok sorumluluklar almasını beklemiyor muyuz hepimiz… Deivid’in tek başına maç kazandıracak yeteneği varken bugün ne bir topa basabildi ne de doğru düzgün bir şut atabildi…

Fenerbahçe adına bu senenin en acı tecrübesi ise İspanyol dayanışmasına kurban gitmesi oldu şüphesiz… Aragones’le başlayan, Guiza ile devam eden ve Josico bombası ile tamamlanan İspanyol kazığı bu sene derin acılar bıraktı hepimizde… Sezon başında hepimizin La Liga gol kralı diye övündüğümüz bir hayaleti var ki insanın aklı ermiyor kaçırdıklarına… Bırakın gol atamamayı insan bir topu da doğru düzgün stop eder veya bir kafaya çıkar, ya da bir şut atabilir. Bunların hiçbirini göremiyoruz bu İspanyol çocukta…

Geçen seneyi, Kezman’ı hayal ediyorum da, ne de çok kızıyorduk ona… Ama gelen gideni aratırmış derler… Kezman’da kaçırırdı ama en azından takıma bir faydası olurdu. Deli gibi koşar, basar, rakibi bozardı. Ama Fenerbahçe’nin ne zaman kafa atabilen, şut çekebilen ve gol atabilen bir santrfor’u olacak çok merak ediyorum… Tez zamanda alıcısının çıkması tek umudumuz olacak herhalde, yoksa sırtında taşıdığı 14 numara ile 14 milyon avroluk bir bomba olarak kalacak kulüp tarihinin tozlu sayfalarında…

Diğer İspanyol Aragones’e ne demeli… Kâzım’dan çok daha takım oyuncusu olduğunu bir türlü göremediği Emreciksin yine yanında oturuyor. Sahi Sami Yen’e de götürmemişti değil mi ? Hepimiz gördük ki, Kâzım’ın yerine Emreciksin girince sağdan defalarca ortalar geldi… Geldi de kafa vurabilen oldu mu o ayrı bir mevzu… Kâzım PFDK’dan ceza almadı ama ben artık Kâzım’ı bu takımda seyretmek istemiyorum… Deniz’de eğer bu kadar yokluk içinde forma giyemiyorsa bu da Dede’nin bir başka ayıbıdır…

Ara transfer döneminde bas bas bağırdık, yazılarımız arşivlerde. Sol’a transfer şart dedik durduk, ne Uğur’un ne de Carlos’un bir alternatifi yok dedik. İşte bir kez daha yaklaşık 50-60 dakika daha Uğur’la birlikte çöpe atıldı… İstanbul’a gelip kendisini geliştiremeyen yeteneklerini takım oyunuyla parlatamayan bir isim de Uğur Boral’dır…

Bu yazı böyle uzar gider… Ama artık kesiyorum. Fenerbahçe bu sezonki 11. puanını bıraktı Ankara’da ve yine kazanamadı… Bu takımın tek dayanağı daha öncede söylediğim gibi Fortis Türkiye Kupası’dır… 2 Maç sezonu da, karizmayı da, Avrupa’yı da kurtarır. Ama o maçlara kadar da bırakın lig’de Paf’lar çıksın oynasın…

Ağabeyleri de kupayı kazanıp, karizmalarını kurtarsın…

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

18.04.2009

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..