Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '08

 
Kategori
Güncel
 

SGK sorunu çözecek mi?

SGK sorunu çözecek mi?
 

SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur SGK çatısı altında birleşti. Sorun çözülecek mi?


Ekonomisi en sağlam ülkelerde de zaman zaman yaşanan Sosyal Güvenlik Sistemi sorununun temelinde, nüfusun yaşlanması çalışacak genç nüfusun azalması en büyük etkendir. Onlar için bu demografik değişikliğe aşırı bonkör refah devleti yaklaşımı da sistemin zorda kalmasına diğer önemli bir faktör olarak gösterilebilir. Kısacası onlarda çalışacak nüfus az, buna karşılık emekliler rahat bir yaşam sürmektedir.

Ülkemizde durum farklı, karışık, ilginç ve inanılmaz. Genç bir nüfusa sahibiz. Çalışan-emekli dengesinin en sağlam olması gereken bir ortamda Sosyal Güvenlik sorunu yaşıyoruz. Emeklilere ödenen emekli aylıkları da son derece düşük.

Sosyal Güvenlik Kurumları'nın çökme noktasına gelmesi hatta çökmesinin en büyük nedeni malî yapının bozulmasıdır.

Sosyal Güvenlik Sistemi temelde bir yaşlılık gelirini garanti etmektir. Sosyal Güvenlik Kurumu çatısı altında toplanan SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı bu amaçla kurulmuştur. Ancak çalışanlardan kesilen primler amaçları dışında tasarruf edildiği için bu zor günlere gelinmiştir. Ülkemizi, çalışanları ve emeklileri daha da zor günler beklemektedir.

Çalışanların emekli olabilmek için ne kadar süre çalışması, ne kadar prim ödemesi ve emekli olduğunda ne kadar emekli geliri alacağı, toplanan primlerin değerlendirilmesi yani fonlama sistemin işleyişi açısından önemli faktörler arasında yer almaktadır.

Çalışanların emekli olabilmek için ne kadar çalışması konusu zaman zaman siyasilerin seçimlerde en büyük kozu olmuştur. Çalışanların oylarını alabilmek üğruna çalışan nüfus çok genç yaşta emekli edilmişlerdir. Örnekleri çoktur.

Yine çalışanlardan kesilen primler konusu da sistemin işleyişini olumsuz etkilemiştir. Hem çalışandan hem de işverenden kesilen primlerin yüksek olması nedeniyle, primler düşük (yani asgari) ücretten gösterilmiş hatta bu da kaçağı teşvik ederek kayıt dışı istihdam sonucu sistemin gelirleri büyük ölçüde etkilenmiştir. Zaman zaman çıkarılan yasalarla prim borçları affedilmiş, ertelenmiş, takside bağlanmış. Böylece primini zamanında yatıranlara karşı adaletsiz bir durumun ortaya çıkmasına da neden olunmuştur.

S.S.K. 1946, Emekli Sandığı 1949, Bağ-Kur 1971 yılında kurulmuş. Bu yıllardan itibaren çalışanlardan prim tahsil
edilmeye başlanmış. Primler tahsil edilmeye devam edilmiş, edilmiş, edilmiş...

Ne için? Prim ödeyen çalışanlara, işçiye, memura, Bağ-Kur'luya emekli olduklarında yaşamlarını devam ettirebilmeleri için.

Tek amaç bu.

Peki bu kurumlar toplanan paraları nerede, nasıl değerlendirmiş, değerlendirmiş mi?

Bugün SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur emeklisine emekli aylıkları hangi kaynaklardan sağlanarak ödeniyor?

Önceki yıllarda bir emekliye karşılık üç çalışan düşerken bu sayı giderek, bire bir olarak şekillenmektedir.

Günümüzde çalışanlardan kesilen primler bırakın bir kaç gün değerlendirilmeyi anında ve devletin büyük katkısı da
eklenerek emeklilere maaş olarak ödenmektedir.

3 Ocak 2008 tarihindeki Ekonomik Konsey'de konuşan Başbakan Erdoğan "1994 yılından itibaren devletin Sosyal Güvenlik Kurumları'na 864 milyar YTL kaynak sağladığını" söylemiştir (Gazetelerden). Rakam her ne kadar abartılı olsa da devletin Sosyal Güvenlik Kurumu'na her ay büyük bir kaynak sağladığı da bir gerçek. Peki devlet bu kaynağı nereden sağlıyor?

Borçlanarak.

Uygulanan yanlış politikalar, özellikle toplanan primlerin amacı dışında kullanılması ile bu günlere gelinmiştir. Uzun yıllardan beri giderek büyüyen sorunu yeni bir yapı altında toplanan Sosyal Güvenlik Kurumu çözebilecek mi?

 
Toplam blog
: 240
: 2494
Kayıt tarihi
: 13.04.07
 
 

6 Mayıs, bir Hıdırellez günü "Merhaba dünya" demişim. Geçen elli küsur yıl. Bir şarkı vardır Osma..