Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '08

 
Kategori
İnternet
 

Siberuzay olarak internetin geometrisi

Tam başlık: ‘Siberuzay Olarak internetin, Reel, Sanal ve Kompleks Geometrisi’.

Elimizde şimdilik 2 somut siberuzay (proto-)örneği var: İnternet ve sinema.

Sinema, bilgisayar oyunları yoluyla, siberuzaysal geometriyi inşa etti bile. Aslına bakılırsa, oyunların tanımı baştan böyle bir koşul gerektiriyordu. Çocuklar, başka türlüsünü görmedikleri için durumu ayırsamazlar ama ‘Tekken VI’nın yarıküresel geometrisinin mükemmelliğine, ticari sinemanın ulaşmasına daha epeyi yol var. (‘Hellboy 2’nin fragmanında bazı ipuçları gördüm, çok keyif verici ve uçurucuydu.)

Gelelim internete:

İnternet, sinemadan farklı olarak, bir siberuzay olarak, sözdiline ve ötesözdillerine (şimdilik matematiğe ve mantığa) dayalıdır. Yine şimdilik, kognitif-zihinsel ve informatik-kültürel bilgi üretim yoğunluğu ve kaynağı olarak bu diller en önde, yani soyutlama düzeyleri en yüksek olanlar onlar ama onlar da yetmiyor ve topolojiyi yeni ve 6. matematik dili kılmaya çabalıyoruz.

(Sinemanın ‘doğrusal olmayan zaman çeşitleri’ni üretmişliği ama bunun henüz fizikçiler tarafından resmi jargona dönüştürmemişliği (ki nedeni fizikçilerin sinemadan hiç anlamamalarıdır) durumu, bir istisna olarak bir novum-bilgi yaratmaya bir aday.)

Ancak, bu biçimiyle internetin bir geometrisi henüz yok. Bunun birkaç nedeni var: Öncelikle, bir harita veya periyodik tablo türünden kavramsal çerçevesi veya çerçeveleri yok. Arama motorlarının verimi, en yüksek % 10, ondan bile kuşkuluyum. Dillerin birbirinden yalıtılmışlığı bunu % 1’e düşürüyor. (Periyodik Tablo, 92 temel atomun 60’ı biliniyorken tasarlandı.)

Eğer Google, tüm dillerarası çevirisini % 50 verimin üzerine çıkarırsa (ki özellikle Latin Alfabesi kullanmayan Asya dilleri için geçerli olmak üzere), bu durum sonucu değiştirebilir.

Sözdilinin ve ötesözdillerinin, diğer bir deyişle dilin, matematiğin ve mantığın dilinin oldukça sistematik yapıları vardır. Ancak internet bunlara uymaz. Örneğin, internet sayfalarını ‘excel’ programı ile, matrissel parçalar olarak birbirine ekleyip çıkarabilirdik.

Çok basit bir örnek: Yakın anlamlı sözcükler sözlüğü (İngilizce: Theasurus) aracılığıyla, semantik tarama çoktan yapılmış olmalıydı ama Türkçe’de heceleme programları hala yanlış işliyor, yani bu konuda çok çok geri bir aşamadayız henüz. (Hakia’nın yapacağını önesürüp, bunu yapamaması, internet tarihinin yüzkaralarından birisidir.)

Diğer bir açmaz, uzmanlık konusu eksikliği: İmdb şimdiye dekki sinema filmlerinin yarısına henüz ulaşamadı bile. Wikipedia güvenilirliği düşük ve az dilli bir ansiklopedi yapısında.

Yani, toplamda haritayı anlamlı biçime getirecek nokta veriler elimizde birikmiş değil. 15 yılda oluşması gerekirdi ama oluşmadı. Bu gidişle 50 yılı geçer ama araya internette süreksizlikler ve çökmeler de gelecek. Bununla teknolojik aksaklıklar kastediliyor, devletlerin bizdeki gibi, milyonlarca kullanıcılı sitelere ulaşımı engellemesi kastedilmiyor ki bu siyasal sansür daha uzun süre devam edecek ve bu da epeyi zihni sıfır verimde tutacak.

Google Earth’ün tamlaşmış durumunu düşünün, yani Dünya’nın tüm noktalarını, en ince notasına kadar 3 boyutlu olarak, görselleştirmeyi kastediyorum. İnternetin geometrisi tamamlandığında, ona benzer sanal bir bilgi atlası gibi olacak. 5 duyu-dilin tamamı, beyin kasklarının elekkronik simülasyonu aracılığıyla kullanılıyor olacak: Görsel, işitsel, kimyasal, motor, sözel. Bunların ötesinde yeni bileşik diller umuluyor. Örnek: Zifiri karanlıkta yalnızca çalgısal müzikle devinen ışık dans-heykeller. Ayrıca, Asimov’un vizi-sonor’u ve Lem’in ‘real’i de var. Şimdilik becerdiğimiz en gerçekçi simülasyon helikopter uçuşları: Bedenler gerçek uçuşlar gibi fizyolojik tepkiler veriyor.

Bunlar, buraya kadar reel veriler ya da reel sayılar. Oysa, imgelemsel sayılar ve onların reel sayılarla birleşimi olan kompleks sayıların olması gibi, internetin reel geometrisi dışında, sanal ve kompleks geometrisi de olacak. Bu geometrilerde, kompleks sayılar graflamasında, küp kök ‘a+ib’nin 3 kökü olması gibi, daha değişik dağılımlar sözkonusu olacak. O dağılımda benim ‘ters-yüz edilmiş, sanal çokkişilikçiklilikli, katatonik-melankolik şizofrenim’e de yer olacak. Bu Dünya üzerinde benim gibilere yer yok, o nedenle diğer gezegenlerin ve (öte-)siberuzayın peşindeyiz, ‘-im’ değil, ‘-iz’...

Böyle bir veri tabanlı internette, filmlerden doğrusal olmayan zaman geometrileri tasarlanabilmesi gibi, reel ve sanal semantik akrabalıklardan, yepyeni kavramsal karışımlar ve açılımlar çıkacaktır. Hipermetinler, yapay zekalar tarafından böyle yazılacak. Çoğu sonuç saçma olacak ama örneğin ışık hızından hızlı yol alabilmenin denklemini bir motor-dil sanal köküyle, bir sözdili alaşımlamasında bulabileceğiz. Zihnimdeki 50 milyon paragraftan 5 tanesinin sonucu bunu veriyor ama hangi 5’i bilmiyorum. Aristo-Lao Tzu’yu beynimden çıkarmak 19 yılımı aldı. Ancak, yolu ve doğru yönü doğru imlediğime eminim, yalnızca farklı bakış açıları / vizyonlar edinmeniz gerekli.

Açımlayayım:

1986’da poliyalektiki düşündüm. 1990’da benzeri bir örnekten (Ursula K. Le Guin’in ‘Mülksüzler’indeki triyalektikten yola çıkarak), poliyaklektik adımlarını tasarladım ama ancak 2007’de bunu Aristo-Lao Tzu mantığı sentezine uygulayabildim ama proto- aşamada, yani tamamlanmış aşamada değil. 2006’da poliyalektik metinlerinin bir bölümünü İngilizce’ye çevirdim ve internete koydum. O sıralardaki taramalarımda, bir triyalektik uygulama buldum ama biyolojik-metafizik alanda kullanılmış, yani o yeranki bilgisel momentte işlevsizdi. Keza, mimari için tasarlanmış kuadralektik de buldum ve onun yaratıcısı Fransız 2006’da İngilizce sayfama not koydu. 1986’da tasarladığı bu kavrama ilişkin kitap 2008 veya 2009’da basılmış olacak. Yani, global paradigmatik duvar, G-8 için de aynen geçerli: 2.500 yıl boyunca poliyalektiği tasarlayamayan on binlerce dahi, Aristo-Lao Tzu sentezini nasıl anlayacak? İnternet bunları kendi kendine yapabilirdi.

İşte, internetin siberuzay olarak, reel, ranal ve kompleks geometrisi, gelecekte bir dolgu maddesi olarak, kavramları birbirine kısadevre yaptırıp, novum bilgi ışımaları yaratıp, henüz aşamadığımız ve adına ‘tekillik’ dediğimiz kritik eşiğin, birkaç kritik eşiği ötesini görmemize yardım edecek. Anımsayalım: Dünya’nın çevresi M.Ö. 100’de hesaplandı ama ancak M.S. 1500’lerde tümüyle bir kerede geçilebildi.

Şu anda çok soyut görünen bu tasarımlar (ki görüldüğü üzere adlandırmaya da bugünkü sözdili yetmiyor), internete yavaş yavaş şırıngalanacak ve yedirilecek. Tsiolkovsky 20. Yüzyıl’ın başında uzaya gitmeyi tasarladı, Goddard ilk füzeleri denedi, Zucher konuyu ileriye taşıdı ve sonunda von Braun işi tamamladı. Arada 2 dünya savaşı ve 2 dünya devrimi oldu. 21. Yüzyıl’da 1 dünya devrimi ama 4 global makro kriz var. Demek ki 21. Yüzyıl’ın sonlarına doğru, yukarıda tasarlamaya ve tanımlamaya çabaladığımız yapılar oluşmuş olacak.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..