Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '10

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Sıcak para, Türkiye ekonomisi, GSMH yanlışları

Sıcak para, Türkiye ekonomisi, GSMH yanlışları
 

SICAK PARA


Türkiye ekonomisi, sıcak para ve GSMH yanlışları başlığında ilgili yazdıklarımı bir araya getirdim. 

----------------------------------------------------------------------------

TÜRKİYE EKONOMİSİ

Devletin (Türkiye'nin) gücü; temelde doğal kaynaklar, enerji, finansman, teknoloji faktörlerine dayanır ve sanırım bu yazıyı okuyanlara bu kavramları detaylı açıklama gereği yoktur ama özetlersek.

Doğal kaynaklar; yer altı kaynakları, tarım ve turizmdir.

Enerji; petrol, elektirik, güneş, rüzgar ile tanımlanmakta ama artık uranyum ve diğer kaynaklarda gündemde.

Finansman; uluslararası mübadele aracı olarak kabul görmüş başta altın olmak üzere Londra metal borsasında işlem gören değerli metaller ve uluslararası kabul gören paralar (dolar, yen, avro, sterlin) dir.

Teknoloji; elektronik ve yazılım temeline oturmuş yaşamı hızlandıran araçlardır ve artık silah da bu kapsamdadır, çünkü teknoloji ürünü olmayan silah yoktur.

Bir devletin doğal ve enerji kaynakları yoksa finansmanının olması mümkün değildir. Finansman yoksa teknolojisinin olması da (Hindistan'ın yazılım teknolojisini geliştirmesi gibi) çok özel şartlara bağlıdır.

Bu çerçevede doğal kaynaklarını ne kadar kullanabildiği belirsiz olan ve silah dahil teknolojiyi, enerjinin ana kalemleri olan petrolü doğal gazı ithal için cari açık-sıcak para kanalından borçlanan Türkiye'nin ekonomisine farklı açılardan bakmak gerekmez mi?

Cari açık nedeniyle yurt dışından düzenli akan sıcak para gelmezse; enerji, teknoloji ve silah ithalatı yapılamaz, yani; hayatın akışı, sanayinin gelişimi ve savunma yeni dengeler oluşuncaya kadar durur. Sıcak para gelmeyecekmiş gibi bir düzenleme yapılamaz mı? yapılır ama ayağı yorgana göre uzatmak gerek. İŞTE ana sorun ayağı yorgana göre uzatma ve uzatmama tercihidir.

Son aylarda altın karşılığı petrol ithalatını enine boyuna düşünmek yorumlamak gerek. Petrol ithalatı için gerekli finansman sıcak para olarak gelmiyor, vadeli de alınamıyor altın karşılığı (rezerv erimesi) yapılıyorsa, süreç nasıl oluşacak belirsiz...

Türkiey'nin (devletin) gücünün öncelikli kriteri zorunlu ithalatının finansmanının kaynağının ne olduğudur, nerelerden bulunduğudur. Hayatın akışında para patronsa, sıcak para kaynakları da Türkiye ekonomisinin patronu değil midir?

İktidardan, muhalefetten soyut bir özet ekonomik yorum yapmaya çalıştım.

----------------------------------------------------------------------------

SICAK PARA 

Yarın veya uzun zaman sonra; ne zaman çekileceği belirsiz olan sıcak para; borsa oyunlarına veya faiz rantına yatırılarak nemlanırken pusuya yatan paradır.  

Bu fonlar çoğaldıkça döviz piyasasında arz arttıkça Türkiye'de döviz kurlarının düşmesine TL nin gereksiz değerlenmesine, böylece İhracatın azalmasına ithalatın artmasına neden olmaktadır. 

Özetle CARİ AÇIK denen dış ticaret açığının artmasına ve böylece oluşan finansman ihtiyacı yine sıcak para veya uluslararası piyasaya sürülen orta vadeli Türkiye tahvilleri ile karşılanarak ülkenin dış finansmana bağımlılığı daha artırılmaktadır. 

Bu durum giderek kısır döngüye dönüştükçe ülke ekonomisi de kısır döngüye girerek; ithalat artar, ihracat azalır, cari açık artar dış borç artar, işsizlik artar, vergi kaybı artar ki; sonuç ülke ekonomisinin bütün kalemleri ve sosyal kargaşası için büyük kaos oluşturur. 

İşte 24 ocak 1980 den beridir köklü devalüasyonlara neden olan bu durum 2001 ile birlikte dalgalı kura geçilerek hepten oynak hale getirilmiştir. 

----------------------------------------------------------------------------

GSMH YANLIŞLARI

Sıcak paranın yukarıda özetlediğim reel sonuçlarının dışında kur düşüklüğünden kaynaklı GSMH hesabı yanlışı, rekabet gücü yanlışları da yaptırır. 

Sıcak para bolluğundan oluşan düşük kurla veya 2001 den beridir düşürülen kurla aynı dönemin enflasyonu göz ardı edilerek yapılan GSMH hesapları kökten yanlış sonuçlar verir ki; 2001 de 1700 tl olan $, 2010 da 1500 tl ise yani 9 yılda % 15 gerilemiş ve aynı dönemde ulusal enflayon (yıllık ort % 10 dan olmak üzere % 90 ise) yani fiyatlar düz hesapla % 90 artmışken 2010 yılının TL fiyatları ile hesaplanan ulusal GSMH ı yine 2010 yılının % 15 gerilemiş $ kuru ile $ çevrilirse ortaya çıkan kişi başına GSMH gerçekçi olur mu? gerçekçi olacağını iddia eden olabilir mi? 

GSMH hesapları yapılırken neden reel araştırma yapılmadığını anlayamıyorum (aslında çok iyi anlıyorum) çünkü; eğer kamoyu araştırması yapılsa kişi başı reel artışın çok düşük olduğu ve GSMH hesaplarının gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkar. Piyasada oluşan artan talebin giderek artan bireysel, kurumsal ve ulusal borç artışından olduğu (yani yapay olduğu) netleşir. Eğer borç düzeyi 2001 e indirgenebilse işte o zaman ekonominin-fiyatların gerçek düzeyi ortaya çıkar ve çöker. 

İktidarı 2002 den beridir izlerken aslında Sayın Başbakan (Erdoğan)'ın bu durumun farkında olduğunu ancak düşündüklerini yapmaya gücünün yetmediğini algılıyorum. Denecek ki; İktidarın ve halen ülkenin tek hakimi gibi görünen koskoca Başbakanın gücü nasıl yetmez, evet hükümet olmak, Başbakan olmak, ülkenin tek hakimi gibi görünmek ülkeye ekonomisine hükmetmeye ne yazık ki yetmiyor. Çünkü artık dünya ekonomisi entegre ve aslında bir çok ülkenin ekonomisini devletler üstü finans lobisi ve güçlü aktörlerinin yönlendirdiği izlenmektedir. 

Yoksa bir devletin Merkez Bankası Başkanı fiyat istikrarı sağlayacağım diyerek döviz kurunu boğacak bir politika uygulayamaz veya uyguluyorsa görevden alınır (çünkü böyle bir mantığa makul demek için değil iktisat okumamak mantıksız olmak gerek) yine aynı şekilde bakanlığı öncesi somut bir sorumluluğu bilinmeyen (başarılı bir öğrenci olduğu için 32 yaşında bakan yapılan) dalgalı kuru tartışmaya bile açmam deme lüksünde bulunan Ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcısını da sorgulamak gerekir ki; Sayın Başbakanın sıcak parayı kontrol etmezseniz, sıcak para ülke ekonomisini kontrol eder beyanından sonra aslında Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı ile TC Merkez Bankası Başkanının nezaketle istifa etmeleri gerekir ama herkes yerinde oturmaktan ve bildiklerini okumaktan vazgeçmemektirler.  

Dileğim Başbakanla artık ters düşündükleri netleşen Ekonomi Bakanı ve Merkez Bankası Başkanının istifa etmesidir. Hatta bunun için gerekli lobi gösteri ve yürüyüşlerin yapılmasıdır. Ancak bu durumu izleyenlerin azlığı ve tarzı böyle eylemlerin yapılmasını mümkün kılmıyor. 

----------------------------------------------------------------------------

SICAK PARA EKONOMİNİN DİNAMİTİDİR!...

 

 

 
Toplam blog
: 617
: 1221
Kayıt tarihi
: 03.12.07
 
 

Her kesimi anlama ve kabullenme bilincimle; her kişinin asgari yaşam şartlarına sahip olabildiği,..