Sıcak siyaset

Beğenelim veya beğenmeyelim. Sempati duyalım yada antipatimiz olsun ortada değiştirilemeyecek bir başarı öyküsü var ki saygı duymak gerekir.

Evvelsi gün Türkiye Cumhuriyetinin tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Çoğumuzu mutlu etti, gururlandırdı, çoğumuzu da ürküttü.

Her şey bir tarafa da gelinen noktaya baktığımız, elde edilen başarıyı düşündüğümüz zaman, tüylerimizi diken diken eden, yüzümüzde vay be denilecek bir gülümseme belirirken çoğumuzun aklından geçmiştir bu başarının sırrı nedir diye?...

Düşünsenize; bir gün size Türkiye Cumhuriyetinin başında, dimdik, korkusuz, akıllı, güvenilen, egosuz sadece çok fazla halktan ama çok güçlü bir lider olacağınızı söylenseler ne güzel bir hayal olurdu değil mi? Hayal diyorum çünkü bu sürecin en başında öyle zor ve imkansızlıklar içinde bir zamandan geçiyorsunuz ki ancak hayal olabilir bu liderlik işi. Ağzınızdan her çıkacak lafınız mercek altında, yapabileceklerinizi, başarabileceklerinize değil de nerde hata yapıp, tökezleyeceğinize bakılıyor. Hatta öyle ki gün geliyor ki siyasi yasaklı hayatınız başlıyor.

Ama öyle bir inanç ve istikrarla çıkmışsınız ki yola daha da vazgeçilmez oluyor inançlarınız. Ve sonunda anlıyoruz ki gerçekten istenilen hiçbir şeyin hayallerde kalmayacağını.!

Nedir peki bu başarının sırrı peki ?

Çok akıllı ve ne istediğini bilen bir lider var başta bu tamamda, bu yola çıkarken sonunu hiç düşünmeden, birbirine inanan, güvenen, egosuz ve maalesef diğer partilerde görmeye alışkın olmadığımız, birbirlerine sımsıkı bağlı insanlardan oluşan bir parti var arkasında. Tabi ki dediklerimle zıt düşen, ve yakışmayan zatlarda vardır muhakkak ki her yerde olduğu gibi!.

Sn Başbakanın, bu kadar başarı ve özverinin ardından insan olarak, nefsine yenik düşerek, haklı olarak hakkı olduğunu düşünerek, Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı olmaya karar vermesi beklendi.

Üzerinde çok konuşulan, tartışılan, Türkiye Cumhuriyetinin tarihinde yeni bir dönemi başlatan sonuç, hizmet için bur da olduğunu göstermesine yetti.