Sıcaktan erimiş hisler ve düşünceler

Kategori karışıklığı yaşadığım son blog yazımdan sonra, ki bu beni ziyadesiyle üzdüğü için önce kategori belirleyip sonra yazıyı yazayım dedim.

Blog yazarları tartışıyor kategorisini düşündüm önce, konu nede olsa ilgi çekiciydi. Bu konuda yazılan bloglara baktığımda erkek blog yazarları için daha ilgi çekici olduğunu gördüm. Belki de söyleyecekleri şeyler daha fazlaydı.

Çünkü Yazılan yazıların %65’i erkek , % 35’i kadın blog yazarları tarafından yazılmıştı.

* * *

Evliliğin aşkı başka bir şekle soktuğunu, evrimleştirdiğini ve hatta aşkı aşk olmaktan çıkarttığına ilişkin fikirlerimi yazmayı istedim aslında.

Aşkın aşk olmaktan çıktıktan sonra geldiği durumları nedenleri ile açıklamam gerektiğini de düşündüm ve vazgeçtim.

* * *

Çünkü Ankara çok sıcaktı ve ben bütün gün verilerle uğraşıp onları kanıtlarıyla yorumlamaya çalıştığım için hücrelerim ve dolayısıyla düşüncelerim pelteleşmişti.

Üstelik bu uzun soluklu bir çalışma (bu deyimi hep kullanmak istemişimdir nihayet şimdi kısmet oldu) olduğu için ve sıcaklıklarda da düşme olmayacağından tartışma kategorisini kafamdan sildim.

* * *

İlişkiler kategorisinde yazayım diye niyetlendim.Ankara hala çok sıcak ve bu sıcaklıklar benim tatil dönüşüme rastladığı için kendimi çaresiz ev kadınları modunda hissederken, bu kategorinin de iyi bir seçim olmayacağını düşündüm.

Ve şu sıralar sadece deniz suyu ile olan bir ilişki özlemi içinde olduğumdan bundan da vazgeçtim.

* * *

İyice pelteleşen beyin hücrelerimi, buzdolabının kapağını açarak serinletmek ve eski haline getirmek için yazının gündelik yaşam kategorisinde olması gerektiğine karar verip bitiriyorum.

* * *

Ağustos 2010 / Kurşun