Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şiddet ve tecavüz

Bu günlerde TV de olsun radyo programlarında olsun, ne tarafa bakarsak şiddet, tecavüz deniyor.

Bu gibi olumsuzluklara uğrayan madurlara, barınak, iaşe falan deniyor. Bunları diyen yine kadın sivil toplum kuruluşları.

Ben şahsen sivil olmayan kadın kuruluşu gördüm ve duydum desem yalan olur. NİYE SİVİL OLMAYAN KURULUŞLAR BU SÖZÜNÜ ETTİĞİMİZ MADURLARA kucak açacak mekanlar da boy göstermezler veya gösteremezler. NEDEN ??

SÖYLİYEYİM Mİ? Sivil olmayan kuruluşların idaresi yine erkeklerin elinde de ondan. Evinde huzursuz ettiği karısı veya kızının gideceği bir yeri olmasını hanki erkek ister ki di mi??

Soruyorum, kaç tane sivil olmayan veya da olan kuruluşun idaresi kadınlarda ki? sayılabiliyor. İşte o kadar sayılabiliyor, maalesef.

Bir üniversitenin, hasber kader rektörü bir bayan olsa ve onun altında çalışan diğer akademikler onun odasına iş için giderler ve dışarı çıktıklarında, eğer koridorda, yakınlarda kimse yoksa onların ağızlarını içinde homurdandıkları sözleri it yese kudurur.

En üst düzeyde eğitimli insanlar oldukları halde, asla ve asla bir bayandan iş almayı veya ona sorun anlatmayı kabul edemezler. Çalıştığım ortam gereği bu durumu yıllarca gözledim.

En üst düzey eğitimli insanda, hal böyle olunca, varın diğerlerini siz anlayın.

Büyük, büyük kadrolara sahip ve de yüksek, yüksek maaşlar alan insanların, kendi altında çalışan, hele hele de arkası olmadığını seceresi dolayısıyla öğrenebildikleri. Genç erkek ve kızlara yaptıkları türlü, türlü TECAVÜZLER. Ya evet, bu tecavuzü veya darpı, sıkıysa söylesin bakalım. Şikayetci olması şöyle dursun birine şöyle bir çıtlatsa, kendini ertesi gün "kuş uçmaz kervan geçmez ve de mesleği ile ilgisi olmayan bir yerde bulması hiçten bile olduğunı herkes bilir.

Tecavüzcü ve darpcı olan insanların, eğitimleri yükseldikçe suç oranları artmaktadır.

Böyle bir durumda çalışırken, gençler, evde de aynı şeye maruz kalarak yaşamaya alıştılar demek ki.

Bu durumu, iki tane sivil toplum kuruluşu mu? Yoksa iki tane sığınma evi mi halledecek. Hiiiiç sanmıyorum asla umudum olamaz. Düşüncesi bile komik geliyor bana. Sığınma evleri oyalamaca. Sivil toplumdaki bayanlara bir gram sus payıdır o evler. Dediğim gibi değilse, neden izbe yerlerde ve de çok ama çok fakir bir konumdalar. Onları bu devlet ihya edemez mi acaba?

ÇARE NE? Eğitimli ve eğitimsiz bütün kadınlar el elevererek ve de kafa kafaya vererek "ERKEK ve KADIN imajını ilk önce kendi kafalarından silmeleri gerekir.

Dinlerin özü nasıl erkek ve kadınlar değilde insanlar diyorsa, ilk önce herkes bir kere insan olduğunu bilincine varacak.

KADINLAR İNSAN OLDUKLARININ BİLİNCİNİ KENDİ KAFALARINA YERLEŞTİREBİLİRLERSE yetiştirecekleri evlatlar da, yanlarında yörelerinde yaşayan herkes de kendini, herşeyden önce BEN İNSANIM diye düşünmeye başladığı an. Bir cins ötekine üstünlük taslamayacak ve DARP TECAVÜZ de hatırı sayılır bir ölçüde azalacaktır.

Tabiki bu olay yıllarca çalışmalar ve özveriler gerektiren meşakkatli bir iştir. Bu da çok zordur.

Her şey kadınlarda başlar ve onlarda biter.

BUNU BAŞARSA BAŞARSA, YİNE KADINLAR, KENDİLERİ İÇİN BAŞARIRLAR.

Türkiye' nin en sosyal toplumu kaç tane bayan sayabiliyorsunuz ?

 
Toplam blog
: 26
: 557
Kayıt tarihi
: 23.02.08
 
 

Yüksek okul mezunu olup emekliyim. İyi bir gözlemciyim. Çok okumakta ve yorum yapmaktayım. Antoloji...