Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '18

 
Kategori
Güncel
 

Şiddet

Şiddet
 

Kadının hali her daim böyle mi?..


Doğamızda mı var?...

...

Asla!..

Ama yetiştirilme tarzımız, hayata-yaşama-eşe, yani kadına bakışımız öyle..

Çevremiz “şiddet” doluyken içimiz de şiddeti seviyor ve sonuç malum:

Şiddetkolik bir toplumuz.

Türkiye, nedense bir türlü kendi içindeki hataları, kendi içinden gelen dinamikle düzeltmiyor.

Çoğu zaman hep AB, hep AİHM zorlamaları ile yanlışları gideriyoruz.

Görmüyor muyuz, bilmiyor muyuz, kendimiz, kendimiz için neden çaba harcamıyoruz, zul mu geliyor, anlamak mümkün değil.

Oysa hata aynı hata olduğuna göre ve toplumda bunların düzeltilmesi için sayısız çağrı yapıldığı halde…

Hayır, kulak tıkamaya devam ediyoruz.

Taa ki…

AB bize “yap” diyene kadar.

AİHM bizi “mahkum” edene kadar..

Aile içi şiddet de o misal işte.

Onlarca yılın sıkıntısıdır aile içi şiddet.

Gözü dönmüş koca(?); sokağa ve yaşama olan kızgınlığını ailesinden, çoğu kez de eşinden alır.

Dayak, tehdit, hakaret, cinayet gırla gider.

Kadın çaresiz..

Karakola sığınır, karakolun dediği hep aynı olur: “Dilekçe yaz bırak, bizim bu aşamada yapacağımız bir şey yok, evine dön”.

Ailenin Korunması Hakkında Kanun’u bilip de biraz cesaretlenen belki Aile Mahkemesi’ne gidip “tedbir” kararı falan aldırır ama bu karar da çoğu kez işe yaramaz çünkü gözü dönmüşün deliliğini hukukun tedbirle durdurması da mümkün olmaz. 

Oysa evde bedeni dağılan kadın, polisten tek bir şey ister; biraz olsun korunma/koruma.

Bizim mevzuat hazretleri ise yılların manzarasına kulak tıkayıp gözünü bantladığı için ve “biraz olsun koruma”yı beceremediği için aileyi sahipsiz bırakır.

Yine ta ki AİHM bir davadan ötürü Türkiye Cumhuriyeti aleyhine karar verene kadar.

Sonra, uykudaki devlet baba, başını ağır ağır kaldırır, gözünü açar, aileyi ve kadını hatırlar biraz da olsa.

O yüzden hatırlarsınız bir son düzenleme yine AİHM sayesinde gelmişti, kendi hatamızdan ders alıp da kendimizin düzenleme yapması gerektiği halde.

Buna göre fiiliyatta ne kadar uygulanıyor bilinmiyor ama polis merkezlerine sığınanı kendi istemedikçe polis göndermeyecek evine.

...

Peki bu yükün altından nasıl kalkılıyor, fiziki koşullar ne kadar elverişli?.. Günde kaç kadın polise sığınıp orada kalmak isteyecek?.. Çok kadın gelirse polis n'apacak?

Yine de bu düzenleme aile adına, kadın ve çocuk adına geç de olsa faydalı ve bize gerekli bir düzenlemedir.

“Eve dön” diyerek bir iki gün sonra o evden bir ceset çıkması…

Bile bile cinayete ortak olmak…

Bile bile lades çünkü.

Kadın cinayetlerinde dünya rekoru kıran ülkemiz için "kadın" ne zaman nefes alacak?

Asıl buraya bakmamız gerek.

 
Toplam blog
: 130
: 93
Kayıt tarihi
: 07.02.18
 
 

1971 Balıkesir doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Balıkesir'de tamamladıktan sonra Ankara Ü..