Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Şiddetin kimyasından, sevginin simyasına!

Şiddetin kimyasından, sevginin simyasına!
 

özgürlük


 

Bir şey insanlığın sinir sisteminden
Silinmedikçe o yeryüzünden silimez
 
M. Ali Şirin
 
Bu tüm zamanların en iyi tanımlamasıdır, bu tanım her şeyi değiştirecektir. Bu teşhis tedaviye giden yolu açacaktır. Bu tanım şiddetin kimyasını çözecektir. Bu şiddetin çarpitilmis olan çarpikligina çark ettirecektir. Çünkü asırlar boyunca şiddetten bahsedildi, yazıldı, çizildi ama şiddetin kaynağına girilemedi, kaynağı kurutulmayan şiddet kanunlara, yasalara, yasaklara rağmen kara bir kazan gibi tekrar tekrar insanın başinda kaynadı.İşte biz bir kere şiddetin kaynağına girdiğimiz zaman, şiddet şiddetini kaybedecektir.Yaşam yönünü şiddetten, saadete doğru çevirecektir. Ögretilmis çaresizlik olan şiddet, yerini özgürlüge bırakacaktır. O zaman kadın ve erkek doğası birbirini yeniden keşfedecektir, her varlık kendi zıt tında olağan üstü zarafetiyle karşilaşacaktır. Şiddet enerjisi yeryüzünden silinecek, dünya sevginin enerjisi ile sarsılacaktır. Kıskançlığın, kullanmanın, kurnazlığın kaynağı olan ayrılık dürtüsü, yerini birliğin, paylaşmanın, yaratmanın, çogalmanin sürekli var etmenin yaratıcı titreşimlerine bırakacaktır; böylece insanlık sürekli sevgi moduna girecektir.
 
 
 
 
 
 
 
Bu gün, doğu dünyası genelinde şiddete karşi,- kadının kullanılmasının- sebebi şiddetin kaynağının çarpitilmis olmasıdır ve şiddetin çarpilmasi sonucu daha çarpik şiddet türleri meydana gelmiş, insanlar çaresiz, zavallı, trajik ve ironik durumlara düşmüşlerdir. Biz şiddetin kaynağını keşfettiğimizde onu kendi başina bırakma seçimi elde ederiz ve şiddete karşısında sevgiden yana her seçimimiz şiddete vurulacak en şiddetli darbe olacaktır.Gerçekte şiddeti yok etmenin en şiddetli yolu, sevgiden başka bir şey değildir. Şimdi biz ‘şiddete karşi kullanılan kadın’ düşüncesi ile yeniden düşüneceğiz bu yeni düşünce, yeni bir algı yeni bir algı yeni bir anlayış ve bu yeni anlayış yeni bir yaşayışa dönüşecektir ki; bu yeniden yaratılan hayattır.
 
 
 
 
 
Biz ne yapmadığımızı bilmeden ne yapacağımızı asla bilemeyiz. Bu anlamda tarih boyunca kadına karşi uygulanan şiddet gerçekte kadının şiddete karşi kalkan olarak kullanılması durumudur. Çünkü temelde şiddet bütün insanlığa yönelik bir tehdit olarak ortada duran ölüm korkusudur ve her türlü ölümcül davranışları besleyen dinamik budur. Şimdi biz ölümü erkek yarattı diyebilir miyiz! Diyemeyiz! Bu şiddet (korku) oyununda erkek sadece figüran olarak rol aldı çünkü ilk şiddet dalgası (ayrılık dürtüsü) erkeği vurdu o aldığı bu yaranın (yarılmanın, yarım olmanın,yalnızlığın) nedeni kadından olan ayrılığından değil kendi türünden olan başka erkeklerin varlığından kaynaklandığının derin düşmanlığına düştü ki bu mitolojide Habil ile kabilin kavgası olarak insanlığın algısına yerleşti; bu kavga erkeğin kendi benzerinden kendini ayrıt edememesinden dolayı kendine daha az benzeyen kadını kıskanmasının kıskacına ilk kıstırılışıdır ve böylece erkek kendi benzerinden benzersizliğini keşfedip benzerliğin, benzersizliğine doğru yol alacağına bu benzerlikten benzersizliğini ayıramamanın beceriksizliği ile duyduğu derin acıdan dolayı kendine benzemeyene (kadına) benzemeye çalisti ve böylece bir süre sonra hiçbir şeye benzememeye başladı ki; bu insan kimliğini kaybedişti işte gerçekte şiddet dediğimiz şey budur: kimlik kaybı.( bu dilimize şiddet gösteren birine ‘o kendini bilmiyor‘, yada kendini kaybetmiş şeklinde bilinçsizce yerleşmiş olan ifadenin kimyasıdır) ki; bütün trajedinin, acının,yokluğun,vahşetin, çaresizligin sebebi bu kimlik kaybında yatmaktadır. Bu kaybolmuşluğun ağır kayıp duygusunun erkekte yarattığı kendini bulmaya yönelik bilinçsiz çirpinisi(şiddet) erkeği kaybolmuşluğunu kadında bulma (kendini ispatlama) yanılgısına itti. İşte bu kendini olmadığı yerde arama deliliği şiddetin ta kendisidir, kimyasıdır. Bunun altında yatan dinamik ölüm karşisında kim olduğunu bilmeyen ölümlü egonun, öldürerek, ölümsüzlesmeye çalisma deliliğidir.
 
 
 
M. Ali Şirin ( Tarih Öğret. )
 
 
 
 
 
 

 

 
Toplam blog
: 124
: 736
Kayıt tarihi
: 28.06.08
 
 

Kelebek için kanat neyse insan için kelime odur. (m.ali şirin) 1969 senesinde  Tunceli/ pülümürde..