Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '06

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Sıfır beden olmak

Sıfır beden olmak
 

Tüm dünyada gündem oluşturan sıfır beden tartışmasına değinmek istedim bu gün biraz.

Yıllardır incecik fizikleriyle podyumlarda arz-ı endam eden mankenler birer birer aforoz olmaya başladılar. Yerlerini de kısıtlı firmalarda çalışan ‘’tombul mankenler’’ grubuna girenler almaya başladı.

Peki nedir bu? Yeni bir akım mı? Yeni bir politika mı?

Gencecik beyinlere yıllardır aşılanan ‘’zayıf güzeldir’’, ‘’zayıflık kazandırır’’ imajının birdenbire alt üst edilmesinin nedeni gerçekten de, birkaç ünlünün ve sıradan genç kızların yaptığı ölümcül diyetler midir?

Bu konuya bu düşüncelerle biraz şüpheli baktığımı söylemek zorundayım. Kötü niyetli olmak istemiyorum ama, yıllardır net bir ekolu bizlerin gözüne gözüne sokanlar birdenbire hidayete mi erdiler, diye düşünmeden geçemiyorum.

Sebep her neyse, konuyu gündeme getirmeleri ve önce sağlık ilkesinin, güzelliğin ve katma değerlerinin önünde tutulması da bir adımdır diyorum.

Gerçi yine bu konu sağlıktan çok ‘’hangisi güzel?’’ oylamalarıyla yine kalıbın özelliklerine dönüştürüldü ama…

Tüm bu yazdıklarımdan yola çıkıp ta benim de tombul bir insan olduğumu ve sadece bu sebepten bu konuyu dile getirdiğimi sanmayın sakın. Biraz ülkemiz standartları dışında bir kadın olmama ve doğumlardan sonra bile rejim yapmadan 36 bedene dönebilmeme rağmen bu konunun böyle bir bakış açısıyla gençlere empoze edilmesi beni hep rahatsız etti.

Kızım da genetik olarak beni izlediğinden, çocuğumla da böyle bir sorun yaşamıyorum. Ancak onun vasıtasıyla arkadaşlarının, ortalama kilolarda olmalarına rağmen kalori hesaplarıyla hayatı kendilerine nasıl zehir ettiklerini görüyorum. Henüz gelişimini tamamlamış 14-15 yaşlarındaki genç bedenler, sağlıklı büyümeyle ilgili bilgiler yerine; sağlıksız zayıf kalma bilgileri peşindeler…

Sonuç medyada izlediğimiz şu anda ismini hatırlayamadığım o genç kız. Bir iskelet gibi görünüp ayağa bile kalkamamasına rağmen halen zayıflık güzeldir diyordu. Yani problem fiziksel olmaktan çıkmış, ruhsal bir bozukluk halini almıştı.

Hadi biz daha bilinçsiz bir toplumuz, daha çabuk etki altında kalıyoruz diyelim; o da doğru değil. Blog resmimdeki örnek yurt dışından…Yani medeniyet olarak bizden ileri toplumlarda da aynı problem var…

Sanırım eskilerin ‘’bir dirhem et bin ayıp örter’’ sözünü, ölçüsünü bugünlere uyarlayarak gençlere tekrar etmemiz gerekiyor. Ayıplarını örmek yada saklamaktan çok, sağlıklı bir şekilde nasıl yaşayabileceklerini öğretmemiz gerekiyor.

Vücut yapısının genetik özellikler, beslenme alışkanlığı ve yaşam tarzıyla şekilleneceğini örnek olarak anlatmamız lazım. Yeterli ve dengeli beslenme, hareketli bir hayat ve elimizde olmayan genetik özellikleri bilerek ve hazmederek yaşamalıyız.

Nasılsa bu şekilde bir tarz yaratıp bunu ömrümüz boyunca sürdürmemiz de çok kolay olacak…

Evet kendimize bakıp, belli bir görsellik de sunmalıyız tabii, ama bu sunumu sağlıklı bir beden ve ruh olmadan yapamayız değil mi?

Tüm güzellikler ve sağlık sizinle olsun!

Blog foto: Milliyet Galeri

 
Toplam blog
: 240
: 1628
Kayıt tarihi
: 18.08.06
 
 

Zamandan şikayet ederken, ne kadar hızlı aktığını fark edemeden geçmiş yıllar. Kırklı yıllar, kır..