Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '11

 
Kategori
ÖSYS
 

Şifre LYS'yi etkiler mi?

Şifre LYS'yi etkiler mi?
 

1 soru çözmek için yüzlerce soru


ÖSYM tarihinin belki en zor günlerini yaşıyor. 1 Nisan günü ülke gündemine şaka gibi düşen kopya-şifre iddiaları günlerdir sıcaklığını yitirmeden yerini koruyor. Konuya her ne kadar yargı el koyduysa da birçok yazarın düşüncesi 2010 KPSS’de yaşanan ve sınavın iptaline neden olan kopya iddialarından henüz toplum vicdanını tatmin eden bir sonuç çıkmadığı için buna da temkinli yaklaşmak gerek. 1 milyon 700 bin kişinin girdiği sınav iptal edilir mi yoksa edilmez mi tartışmaları kafa karıştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Gül ile başlayıp TBMM Başkanı ve en son YÖK Başkanına uzanan silsiledeki “Ali DEMİR’in açıklamalarından tatmin olduk” yanıtı toplumun belli bir kesimini teskin etmek bir yana tartışmalara farklı bir boyut kattığını da söylemek mümkün. 

Nerden Çıktı Bu Şifre? 

Konuya eğilen hemen herkesin ortak görüşü ÖSYM ciddi sayılabilecek hatalar yaptı. Neydi bu hatalar 

1. Kişiye özel soru kitapçığı ve cevap anahtarı hataydı. Geçmiş yıllarda olduğu gibi 10 farklı kitapçık türü olması yeterliyken ÖSYM güvenliği ön plana alarak böyle bir karara vardı. İyi niyetli olduğundan kuşku duyulmaması gereken bu kararın 2 olumsuz yansıması oldu. Birincisi sorular ölçme ve değerlendirme ilkelerini hiçe sayan bir yapıda soruldu (kolaydan zora, basitten karmaşığa, küçükten büyüğe). İkincisi ve daha vahimi (şifreyi de yaratan) 1 700 bin farklı cevap anahtarı için bilgisayarda bir algoritma oluşturuldu. Bu algoritma son derece kolay bir algoritma olduğu için ve basına dağıtılan şeklinde fark edilebilir olduğu için şifre iddialarının fitilini ateşledi. 

2. Kız adayların Eyüp Silahtarağa İlköğretim okulunda sınava sokulması ÖSYM tarafından bayanlara yönelik “pozitif ayrımcılık” olarak nitelendirildiyse de şifre iddiaları ile bütünleştirildi. Kimileri tarafından “madem kızlar bir okula toplanabiliyor ve sisteme böylesi müdahale edilebiliyor; o zaman istediklerini istedikleri salonda sınava sokabilirler” düşüncesi ifade edildi. 

3. Soru kitapçıklarının da adayın fotoğrafı ile birlikte özel olarak gönderilmesi soru kitapçıkların çalınmaması açısından bir güvenlik önlemi olarak düşünüldüyse de bu da şifre iddiaları ile bütünleştirildi. “Belli salonda kişiye özel soru kitapçığı ile sınava giren aday algoritmadan haberdarsa (daha masum ifadeyse fark ederse) bu haksız kazanç demektir “ düşüncesi itirazların kilit noktası durumuna geldi. 

4. ÖSYM her ne kadar tatminkar açıklamalar yaptı denmekteyse de Ali DEMİR’in kamuoyu önünde yaptığı açıklamalar birçok kişiyi tatmin edemedi. Bunda sistem hakkında gereğinden fazla bilgi vermenin sistemin geleceği açısından sıkıntı doğurabileceği gerçeğini de atlamamak lazım. 

Bütün bunlara forum sitelerinde algoritmanın temel mantığını oluşturan mod-medyan’ı soran sayfa görüntüleri ile google trends sayfasında mod medyanın sınavdan bir gün önce aranma sıklığını gösteren ekran çıktılarının görüntülerinin eklenmesiyle olay iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı. Bu iddiaya cevap olarak 2-3 nisan tarihlerinde yapılacak olan Açıköğretim sınavlarındaki konular arasında Mod ve Medyan olduğu ve aramaların bu nedenden yapıldığı savunusu geldi. 

Sonuç olarak ÖSYM iyi niyetle yapılması kuvvetle muhtemel bir hata yapmış gibi görünmekte ki ÖSYM Başkanı Ali DEMİR de acemiliklerine kurban olduklarını ifade etti. 

GENÇLER NE YAPMALI? 

Günlerdir sosyal paylaşım sitelerinde örgütlenen gençler ÖSYM’ye olan tepkilerini en sert şekilde ifade etmekteler. Bu tepki son zamanlarda sokağa da taştı, taşmakta. Sokaktaki vatandaşın bile kafasında soru işareti uyandıran bu durumlar 1 soru çözmek için yüzlerce soru ile boğuşan, dershaneler ve özel derslere binlerce lira harcayan ve sınav stresi canavarı ile boğuşan gençlerde çok daha sert etkiler yapmaktadır. 

Fakat gençler şunu bilmelilerdir ki olay çift taraflı olarak yargıya taşındı. Hem Danıştay hem Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı olayı araştırmaktadırlar. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması uzun sürse bile Danıştay’a açılan davanın yürütmeyi durdurma davası olması itibariyle olabilecek en kısa sürede sonuçlanacağı değerlendirilmekte. Bu anlamda yargı kararının ne şekilde olacağını beklemek gençler açısından önemlidir. Keza YGS iptal edilse de edilmese de mevcut durumda 18 Haziran’da LYS 1 ile başlayacak LYS’ler maratonu onları bekliyor. 

Soruların şifrelenmesinin mantıksal bir dayanağa oturduğu bu günlerde adayların motivasyonlarını sınava vermeleri onları daha ciddi kayıplardan da kurtaracaktır. YGS sonrası adayların bir kısmı stres sonrası rehavete de kapılmış olabilirler; her halükarda yapmaları gereken iş sınava odaklanmaları ve YGS sınavları nasıl geçerse geçsin LYS’ye hazırlanmalarıdır. Toplam puan içerisinde YGS % 40’lık bir etkiye sahiptir. LYS sınavlarının etkisi ise % 60’dır. Aritmetik olarak hedefine göre değişse de çoğu aday için havlu atmak için hiçbir neden yok. 

Şifre iddialarını bilerek gündemde tutmaya çalışan sınavı kötü geçmiş kişiler olabileceği gibi kişisel veya örgütsel çıkar peşinde koşanlar da olabilir. Bu anlamda sınav iptal edilse de edilmese de alınacak karardan rahatsızlık duyup bu olayı her şekilde (ekonomik, politik, akademik) menfaatlerine göre değerlendirecek kişiler olacaktır. Her durumda yapmanız gereken sınava en iyi şekilde hazırlanmaktır. Bu karmaşık durumda zor elbette ama mühim olan geminizi kıyıya ulaştırmanızdır, deniz fırtınalı olabilir. 

Hedef Başarı 

www.hedefbasari.com 

 
Toplam blog
: 12
: 10276
Kayıt tarihi
: 04.12.09
 
 

Psikolojik Danışma ve Rehberlik Alanında çalışıyorum...İşimle ilgili ve işimin malzemesi olan insanl..