Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '11

 
Kategori
Siyaset
 

Sigara, içki ve Ferrari…

Sigara, içki ve Ferrari…
 

ELE VERİR "TELKİNİ" KENDİLERİ "YUTAR" SALKIMI


Uzun zamandan bu yana, Türkiye ekonomisinde çalmakta olan “Tehlike çanlarını” ve nedenlerini yazdık, bundan sonra da yazmaya devam edeceğiz aklımızın erdiği kadarıyla…


Ekonomi için çocukların bile bilebildiği basit bir kuraldan söz ettik hep. O da şu; teraziniz “Dengede” olmazsa mali durumunuzda sıkıntı yaşarsınız. Ülke olarak almanız gereken üç önemli tedbir vardır, üretimi artıracaksınız, işsizliği en aza indireceksiniz ve “Tüketimi” de makul seviyede tutacaksınız.


Türkiye ekonomisine baktığımızda, görüyoruz ki “Üretim” yok, “İşsizlik” oranı yüksek, hükümet tedbir olarak sadece “Tüketimin” makul seviye indirilmesini, bir başka deyişle milletten harcamalarını kısmasını istiyor.
 

Nereden kısacak?


Sigara içmeyecek, alkolü az tüketecek, Ferrari yerine de Fiyat’a binecek… Bu mu yani tek mesele?
Ve hükümetin, bu harcamaları en aza indirmek için aklına gelen ilk şey, ürünlerin üzerine eski tabirle “Vasıtalı” yeni tabirle “Dolaylı” vergilere zam yapıyor.
 

Bildiğim kadarıyla, birçok ülkede de sigara ve içki üzerine, tüketimi en aza indirmek için bu türden vergileri yüksekçe koyuyorlar. Bugüne kadar da Türkiye’de bu ürünler üzerinde oldukça yüksek vergiler oldu. Vatandaş, işi şakasına vurarak hep “İçin içmeyen belli olsun” gibi sözlerle kahve köşelerinde dalga geçti, ama hiç de tüketimde azalma olmadı…


Kaldı ki bu ürünler eskiden “Yerli” üretiliyordu, şimdi çoğunluğu, hele sigarada neredeyse yüzde yüzü ithal…


Otomobile gelince…


Başbakan Ferrari araçtan söz etmese, mesele değil. Ferrari arabaya binebilecek kadar parası olan, sen ne kadar vergi koyarsan koy, zaten binecek, onun önüne geçemediğin gibi, Türkiye’de satılan Ferrari otomobilin sayısı sayılı sarımsak, dikili soğan kadar…


Elbette konu “Ferrari” de değil…


Meselemiz, açıkça ifade etmek gerekirse “Zam” da değil, hadi bakanların ifadesi ile söyleyelim “Vergi Düzenlemesi” de değil…


Hükümetin bu kararı yanında, başbakanın “Gerekçelerini” açıklarken ifade ettiği gerçek…


Türkiye’de “Cari açık” giderek büyümeye devam ediyor. Bu “Büyüme”, ekonomide yaşanacak “Ağır ve altından kalkılamayacak” kadar büyük sıkıntıları da beraberinde getirecek.
 

Bizim de söylediğimiz, uyardığımız zaten bu idi…


Ne var ki hükümet ve özellikle başbakan, bu konuda “Uyarı” yapanları bir şeyden anlamaz olarak niteliyor, kendisinin “Ekonomist” olduğundan söz ederek bizleri neredeyse “Vatan hainliği” ile suçlamaya kalkışıyordu.


Olayın bir başka yönü…


Özellikle 2000 cc motor ve yukarısının harcadığı yakıt çok yüksek. Ama mesele bu değil…


“Dolaylı vergi”lere yapılan zammın gerekçesi “Net” olarak başbakan tarafından açıklandı. Eğer “Dış ticaret açığını” düşürmezsek, ekonomik ve dolayısıyla da sosyal istikbalimizi çörten…


E be kardeşim, biz de hep bunu vurgulamıyor muyuz?


Bir ülkenin “Cari açığının” elbette önüne geçmek zorundasınız, sağlam ve ayakları yere basan önlemlerle, buna kimsenin itirazı olmaz, olmamalı da…
 

Ancak millete “Telkin” verip kendin “Salkım” yuttun mu olmaz…
 

Hükümet, ekonomik açıdan “Verimli” ve “Güvenilir” ülke olması nedeniyle hem “Sıcak para” girişin verdiği rahatlık ile hem de Cumhuriyet’in kazanımı olan kamu mallarını haraç-mezat satarak bugüne kadar getirebildi. Kendilerinin eklediği “Üretim” ve istihdam” alanında tek bir yatımları olmadı.


ABD dâhil hemen her ülkede ekonomik kriz baş gösterdi. Başbakan “Geçen sefer teğet geçti, bu sefer yanımıza bile uğrayamayacak” demesine bakmayın, kriz kapıda bekliyor. Hükümetin paçası tutuştu, cari açığı minimuma indirebilmek için ne kadar ithalat kalemi varsa, mümkün olduğu kadar aşağıya çekmeye çalışıyor.


İthalatın cari açığı önlenmesine yönelik tedbirler açısından oynanmasına da eyvallah…


Lakin…


Dedim ya, millete “Telkin” verip kendin “Salkım” yuttun mu olmaz diye…


İşte bu olmaz…


El âleme “Ferrariye binme Fiat’a bin” diyeceksin, ancak sen son model, üstüne üstlük su gibi yakıt harcayan en lüks BMW araca bineceksin.


Yetmedi, “Biz bu yola kefenimizi de aldık çıktık” diyeceksin, yolda giderken peşinden onlarca “Koruma” arabası gidecek. O da yetmedi, Devletin Valileri, kaymakamları, müsteşarları, genel müdürleri Mercedes’te aşağı araca binmeyecekler…


“Devlet”te her türlü savurganlığı yapacaksın, millete “Tasarruflu ol” diyeceksin…


Yetmedi, “Biz bu yola kefenimizi de aldık çıktık” derken en lüks, tantanalı hayatı sürdüreceksin, arkasından da millete sıra gelince, “İçme, binme” diyeceksin…


Hem cari açığı bu zamlar veya hadi sizin dediğiniz “Düzenlemeler” ile kapatmaya çalışacaksınız, hem yüksek vergiler nedeniyle milleti, her nasıl olacaksa “Tasarrufa” yönlendireceksiniz, üretimi artırma ve işsizliği düşürme önlemleri almayacaksınız, ama devlette bir gram lüksünden vazgeçmeyecek…


Önce siz makam arabası olarak “Yerli araba” kullanmaya başlayın, ayrıca “Kefeninizle yola çıktığınızı” ispatlayın, peşinizden onlarca araba gelmesin, ondan sonrasını konuşuruz…


Siz aklınızı peynir ekmekle mi yediniz ya?...


17 EKİM 2011
İBRAHİM PEKBAY 
 

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..