Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '07

 
Kategori
Sağlık
 

Sigara denilen dost

Sigara denilen dost
 

Hayatımıza girip ondan kurtalamadığımız tek şey. O da sigara.

Sigara mı? İsmini duydukça tüylerim diken diken oluyor. Onu, yani sigarayı hiç sevmiyorum. İçenlerede çok kızıyorum. Kızmakta da kendimi çok haklı buluyorum. Hatta içenlere yüzlerine '' zıkkım için '' demektende de çekinmiyorum.

Sigara. Herhangi bir "tekkel bayisine" ya da bir "bakkala" gidip sigara istiyorsunuz. İçtiğiniz sigaranın ismini söyleyip elinize uzatılan o zehiri alıyor ve de parasını da veriyorsunuz. Onun zehirli olduğunu bile bile para verip aldınız ya, gidiyorsunuz ve oturuyorsunuz bir yerlere. Bir yemek sonrası, belki canınızın sıkıldığı bir an, belki de kafa dağıtmak için hatta zevk olsun diye yak bir sigara. Ne olacak ki bir sigaradan, ne çıkar ki bir sigaradan. Ve püfür püfür içiyorsunuz o zıkkımı.

İşte o an size sigara öyle hoş, öyle güzel geliyor ki derdinizi dinleyen bir arkadaş gibi size yaklasıyor sinsizce. Tabii ki siz gelecekte basınıza gelebilecek her tür olaydan habersiz ona yani sigaraya sarılıyorsunuz. O şimdi sizin en yakın arkadaşınız, en yakın dostunuz.

Ya gelecek. O sizin şimdi ki en yakın olan konumda ki arkadaşınız o zaman hangi konumda olacak? İşte insanların tümü bunları bilmeden başlıyor sigaraya. Sonrada o dediğim gelecek o kadar çabuk geliyor ki bu sefer karşınıza doktorlar çıkıveriyor. Soruveriyorlar ''sigara içiyormusunuz?'' diye. Saklıyamıyorsunuz sigara içtiğinizi. Ve o hürpertici açıklamayı yapıyorlar doktorlar karşınıza geçerek. Sizin bire bir kanser olduğunuzu söylüyorlar ve kurtulmanız için de sigarayı bırakmanızı öneriyorlar. İşte sizin en yakın arkadaş dediğiniz sigara meğerse ne kötülük etmişte size, sizin haberiniz yokmuş. Olmaz mı? Belki sigara içmenlerden duymusunuzdur sigaranın kötülüğünü. Ama cesaret edipte bir türlü sigarayı bırakamamışınızdır.

Bir yerde bu konuyu buraya taşımamın bir sebebi de, sigara içenleri içmekten vazgeçirtebilmektir. Bunu yapabilirsem kendimi insanlara iyilik yapmış adedeceğim. Çünkü kendimce haklı sebeblerim var. İlk önce insanları çok seviyorum, onların benim gibi sağlıklı yaşamalarını istiyorum.

Öyle ki insanlar düşünsünler bir kere, bir sigaranın kendilerine ne gibi zararlar verebileceğini. Bir sigaradan ne çıkar demeyin. O dediğin bir sigara ilerde nelere gebe. İşte, önce gençlerimizin ilk defa izmariti ellerine alıp yaktıktan sonra o zehirli dumanı ciğerlerine çektikleri an ilk önce kendilerine şunları sorgulamalarını isterdim. Ben yeteri kadar büyüdüm mü? Sigara içmek istiyorum acaba bana ne zararı olabilir ki? İçeçeğim şu sigaradan bana zarardan çok faydası olabilir mi? Bu gibi soruları çoğaltmak mümkün. Ben fazla uzatmadan sıgaranın insanlara neler alıp götürdüğünü bilmeyenlere izah etmek istiyorum. Az çok faydam dokunur diye.

Örneğin. Belki bir sigara dan bize bir şey gelmez. Denemekten de zarar gelmez, ama arkadaşım içiyor ben niye içmeyim ki diyenler inanın su gibi geliyor arkası. Bir derken iki, iki derken üç ve üç derken de dört. Kısaca ipin ucu kaçıp gidiyor. Nereye kadar. Ölümüne kadar. Hiç hasapladınız mı ne kadar sigara içtiğinizi? Ne siz sorun ne de ben sormayım bu soruyu. Bir gün oturdum işim yokmuş gibi hesapladım. İnanın öyle bir rakam çıktı ki karşıma, nerdese küçük dilimi yutacaktım. Ben bu para ile neler yapmam ki: Şu parayı alıp bankaya koyup fona yatırırsam bir kaç yıl içinde bir kaç ev alacak kadar birikimim olurdu. Parayı biriktiremiyecek kadar az gelirim varsa eğer, kendimi hiç olmazsa kimseden borç isteyip kendimi elaleme rezil etmem. Vereceğim sigara parasının yerine kredi borçlarımı kapatırım. Haklı değilmiyim, sizce?

Bazı insanların sigaraya verecek paraları var, üstelikte Amerikan sigaralarını alacak kadar ileri giderler, ama bir yandan da hallerine ağlarlar. Sonra da kredi kartımı ödeyemiyorum, para çok az geliyor, yetiştiremiyorum derler.

Birde sigara öyle bağımlılık yaratıyor ki insana. O illetiden kurtulmak istesenizde olmuyor, olmuyor. Sigaradan kurtulmak istesenizde o sizi bir yerde kıştırıp yakalıyor, atamıyorsunuz onu, silemiyorsunuz o içinizde ki zehiri. Kemirmiş vucudunuzu. Öyle vahşi ki o, hani kışları kömür sobamızı yakarız ya, yaktıkça da dumanlarlardan kurum olusur ve sonunda bacamız tütmez. İşte onun gibi yılların birikiminden oluşan o dumanın içinde ki nikotin maddesi boruya benzettiğimiz damarlarımızı bir güzelce tıkarlar. Sonunda ne olur derseniz o damarların içinden geçen kanların hareketini engellediklerinden dolayı hayatımız zorlaşır hatta zevksiz bir hal alır.

Böylece çevremizi de rahatsız ederiz. Hayatımızın son günlerine gelip çattığında huzur diye bir şey kalmaz. Torunlarımızla mutlu bir hayat süreceğimiz yerde yaşamla ölüm arasında mücadele eder dururuz. Sizce hayat böyle mi olmalı. Ölüm tabii ki var ve Allah'ın taktiri. Ama yaşamda o kadar güzel ki, işte o güzelliği yakalamak bizim elimizde.

LÜTFEN! Benim dediklerime kulak verin hey gençler!

Sigara içmeye özenen siz gençler! Sigaraya yeni başlamış olanlar da! Sizler sigarasız bir yaşantıya ne dersiniz. Hadi öylese sigaralı bir yaşantıya özenmeden sigarasız bir yaşama EVET diyelim. Ne dersiniz.

Belki bu sigaraya önceden alışmışları kurtaramayız ama sigaraya yeni içmeye başlayanları kurtarabiliz. Yeter ki kararlı olalım. Güzel bir yaşam için.

Hepinize sigarasız ve güzel bir yaşam dileğiyle.

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..