Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sigara öldürür mü? Hadi canım sen de(!)...

Sigara öldürür mü? Hadi canım sen de(!)...
 

Türkiye’de 19 Temmuz 2009’dan itibaren uygulanacak bir yasayla, “Dumansız yaşam”ın başlayacağını anlatan çok sayıda yazı ve haber, sanırım sizin de gözünüze çarpmıştır…

Bir önceki aşamanın oldukça etkili bir şekilde uygulanmış olmasından yola çıkarak, bu yasanın uygulanmaya başlamasıyla en az bir adım daha ileri gidebileceğimiz gibi bir ümit taşımıyor değilim.

Ancak bizim toplumumuzun kurallara, “uygulanmak”tan çok “çiğnenmek” için konmuş gibi baktığı aklıma gelince de, “Türkiye bu yasağın altından kalkamaz” diye bir korku duymadığımı söylemem yalan olur.

Demokrasilerde yasalar, özgürlüklerin sınırlarını çizerek vatandaşların haklarını korumak için yapılır. Yani siz kendi özgürlüğünüzün alanını bilir ve ona göre hareket edersiniz. O çerçevede istediğinizi yapmakta hürsünüzdür ve bunun tadını doya doya yaşarsınız.

Sizin sınırınızın sona erdiği noktada da bir başka vatandaşın özgürlük alanı başlar ki, eşit yurttaşlık mantığıyla, o da o sınırlar içinde hayatını istediği gibi yaşayabilir ve yaşamalıdır.

Çünkü öbür taraftan baktığınızda, komşunuzun yerinde siz de olabilirsiniz değil mi?

Bu basit denklemi kuramadığımız, daha doğrusu bunu bilmekten hoşlanmadığımız için, bugüne kadar hem demokrasiyi savunuyor gibi gözüküp, hem de kendi istek ve arzularımızı ön plana alarak egoistçe hareket ettik.

“Biz” yaptığımız zaman gözümüze güzel görünen her şey, “başkası” yapınca diken gibi her tarafımıza battı. Zaten bu yüzden cennet vatanımızda her türlü imkânımız olmasına rağmen mutlu ve müreffeh bir hayat yaşayamıyoruz ya…

*****

Medenî bir insanın diğer vatandaşları daha iyi anlayabilmesi için yapması gereken en basit şeylerden biri empatidir. Bir nebzecik olsun yerine koyduğunuz kimsenin halini anlamanıza yardımcı olacak bir formüldür bu.

Fakat ne olursa olsun, her sorunu bu şekilde yüzde 100 kavramamız yine mümkün değildir. Çünkü her birey yaratıcı tarafından farklı özelliklerle donatılmış, muhteşem bir varlıktır.

Ben sigaraya bir türlü alışmayı beceremeyen kabiliyetsiz kişilerden biriyim. Kendimi ne kadar onların yerine koysam da içenleri halini tam olarak anlayamayabilirim. Bu çok doğal.

Fakat beni şaşırtan asıl anlayamadığım nokta, sigara içenlerin, nasıl bu kadar inançsız olabildikleri…

Biliyorum “inanç” kelimesi tartışmaya müsait tehlikeli bir konu. Hemen kulaklarınızı dikip lütfen yanlış anlamaya ve yorumlaya çalışmayın.

İnanç derken dinden imandan bahsetmiyorum. Gerçi kendini dindar zanneden öyle kimseler var ki, sigara dumanını içlerine çekerken ibadet etmekten daha büyük haz duyuyorlar. (Bu ayrı bir bahis)


Benim üzerinde durmak istediğim konu, sigara paketlerinin üzerinde yazan, “Sigara içmek size ve çevrenizdekilere ciddî zararlar verir” şeklindeki nazik uyarılardan, “sigara içmek öldürür” şeklindeki ağır ve korkutucu ikazlara kadar hiçbir hatırlatmanın ciddiye alınmamasıdır.

(Bu uyarıların, özellikle dikkat çekmesi için mi, yoksa “ti”ye alınması için mi, hiçbir grafik ve estetik anlayışa dayandırılmadan bu kadar kara ve kaba harflerle yazıldığını da anlayabilmiş değilim).

Buarada “Sigara içmek cinsel iktidarsızlığa sebep olur” denilerek, “Türk erkekleri”nin çok hassas olduklar zannedilen konuya değinilmesinin bile yiğidolarımızı zerre kadar etkilememiş olması size de ilginç gelmiyor mu?

*****

Sigara paketlerin üstündeki bu uyarılar acaba kimin eseridir? Kendini bilmez, birkaç sigara düşmanının mı, yoksa sağlık konusunda uzmanlaşmış bilim adamlarının mı?

Bugüne kadar igaranın faydasından söz etmiş bir doktora hiç rastlamadığım gibi, içenlerden de “Allah razı olsun şu sigaradan, beni şu dertten kurtardı” diyeni hiç görmedim.

Bilim adamları aynı şekilde çok zararlı olan içkiyle mukayese edildiğinde, bildiğiniz gibi içkiyi sigaraya tercih ediyorlar.

Kaldı ki sadece içen açısından değil, içilen ortamda bulunan herkesi de pasif içici olarak olumsuz etkilemesi açısından, etrafa umulandan ve sanılandan çok daha fazla zarar veren sigara içicileri, kendi haklarını savunurlarken, kaç kişinin haklarına tecavüz ettiklerini hiç fark etmiyorlar ve düşünmüyorlar.

Bence bu yasayla -eğer tam olarak uygulanabilirse- sadece sağlık açısından değil, demokratik haklarımız ve görevlerimiz açısından da bir mesafe almış olacağız. Tabii yasaya olan kızgınlığımızı içmeyenlerden çıkarmak gibi bir bencillik ve tarafgirlik içine girmezsek.

*****

Korkum odur ki, kıyısından köşesinden yasayı delmeye çalışan sigara müptelâlarına acınarak gösterilecek merhamet, hem onlara, hem sigara içmeyenlere zarar verecek, hem de - ve en önemlisi- kurallara ve yasalara uymama alışkanlığımızı devam ettirmemize sebep olacaktır.

Bizim en büyük çıkmazımız çoklarının zannettiği gibi, bilgisizlik ve cehalet değildir. Bilenler ve cahil olmayanlar bildiklerini tam olarak uygularlarsa, cahillerin eğitimi de daha kolay olur.

Çünkü insan yeni şeyler öğrenmeye yatkın bir varlıktır. Her yeni bilgi onu cezbeder. Yanlış ve tehlikeli olan insanın bilgisizliğinden, kültürsüzlüğünden sıyrılmasının gerek olmadığı, bu tavrını sürdürmesinin mümkün ve yeterli olduğu kanaatine varmasıdır.

Bildiğimiz halde kurallara uymamak, bildiklerimizi yapmamak, maalesef bizim en büyük handikapımızdır. Türkiye’de yasalar da kurallar da -ufak tefek eksiklikleri olsa da- yeterlidir. Ancak onları uygulayacak medenî insanlarımız azdır ve uygulanmayan kuralların müeyyidelerini yerine getirecek kurumlarımız yoktur.

*****

“Dumansız hayat”ın başladığı bu günde, sigara içen arkadaşlarımızın, paketlerin üzerindeki uyarılara, biraz daha dikkat ve ciddiyetle eğilmelerini rica ediyorum. “Sigara içmek öldürür!” yazısını okuduktan sonra, “hadi canım sen de” deyip inadına bir tane daha yakmakla, tam tersine bir tane sigara içmekten o anlık vazgeçmek arasında, her açıdan dağlar kadar fark vardır.

Şu da bir gerçek ki, hayatımızı her açıdan sosyal alışkanlıkların yönlendirdiğini hepimiz biliyoruz. Bu bağlamda, bu zehirli hayata müptelâ olmuş arkadaşlarımızı vazgeçirmek gerçekten zor. Çünkü sigara sosyalliğin ötesinde, biyolojik olarak vücutta bağımlılık yapan kötü bir alışkanlık.

Bu yasanın da uygulanmaya başlamasından sonra, toplumda âdetâ ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören sigara içiciliğine özenilmemesi, yani yeni nesillerin bu zehirli hayata başlamaması için elimizden gelen gayreti hepimiz göstermeliyiz.

Sevdiğimiz hiç kimsenin genç yaşta ölmesini istemeyiz değil mi?

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..