Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '09

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Sigarasız Türkiye için sigaralı yazılar

Sigarasız Türkiye için sigaralı yazılar
 

Fotoğraf: Aydın Tiryaki (2-8-2009, İnebolu)


Yarın, 19 Temmuz 2009... Büyük gün geldi... Son yıllarda ülkemizde doğru adına, ileriye gidiş adına, çağdaşlık adına yapılan bir şeyler bulmak o kadar zor ki... O nedenle 19 Temmuz 2009 için büyük gün diyorum.

Sigarasız Türkiye için yazdığım çok sayıda sigaralı yazıyı 19 Temmuz için derledim:

***

Sigara yasağının öncesi ve sonrası
(19.11.2006): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=13220

Yeni kuşakların bunu anlaması çok zordur. Otobüs mola verir 20 dakika dışarıda dolaşmış yolcular otobüse bindikten sonra sigaralarını yakarlardı. Bir otobüsün içinde 20-30 kişinin aynı anda sigara içtiğini düşünebiliyor musunuz? O sırada aynı otobüsün içinde çocuklar ve bebekler olurdu. Sigara dumanı yoğunlaştığında gözlerim ve boğazım yanardı. O zaman ağlayan bebeklerin neden ağladığını çok iyi bilirdim. Sigara içenler arasında kucağında bebeği olan babalar ve anneler de olurdu. Birşey söyleyemezsiniz, çünkü her mekanda sigara içmek yasal haklarıydı.

İnebolu'dan Ankara'ya sıradan bir yolculuk öyküsü
(Yazıldığı tarih: 5-11-2000, Yayın tarihi: 19.11.2006): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=14244

Yolculuk öyküsünde Trafik konusunda olumlu davranışları, eski yıllarla karşılaştırınca iyi gelişmeler olarak gördüğüm için vurguladım. Ancak sigara konusunda sürücülerin yolcuları yok sayan davranışlarını anlamakta zorlanıyorum. Yolcular sigarasız yolculuklara alıştı ama sürücüler yasağı tanımıyor.

Önce minibüs şoförü Kastamonu'ya kadar sigara içmedi, ne kadar güzel bir davranış diye düşünürken, okulun bahçesinde öğrencileri indirir indirmez, arabanın içinde sigarasını yaktı ve en ilginci de o sırada bir yolcu beklediği için gidemiyordu da. Sigarasının rahatça dışarıda içebilirdi ve içmedi.

Otobüsün şoförü Ilgaz dağındaki bir saatten fazla yolculuk boyunca sigara içmedi. Doğruyol'daki moladan sonra arabaya biner binmez sigarasını yaktı. Neden molada içmeyip, otobüste içmeye kalktığını anlayamadım.
Ankara'ya 60 km kala Baykuşboğazında 5 dakikalık bir mola verdi. Ancak şoförümüz dışarı çıkmak yerine otobüste sigarasını içmeyi yeğledi.

Neden hiç sigara içmedim?
(22-11-2006): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=14642

Hiç sigara içmedim, çünkü kötü kokulardan ve hava kirliliğinden hep nefret ettim. Çocukken de büyükken de kapalı mekanların biraz ağırlaşan havası beni hep rahatsız etti. Temiz hava solumanın en doğal hakkım olduğunu düşündüm. Eğer doğa bizim böyle havayı solumamızı isteseydi, havanın içinde duman da bulunurdu. Gökyüzü güzel havalarda mavi değil de gri olurdu. Bir insanın sigara içiyor olmasını, içine duman çekmesini hiçbir zaman anlayamadım. Sigarasız bir dünya daha güzel olurdu.

Aksi halde cezai işlem uygulanacaktır
(15-12-2006): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=17524

AŞTİ’nin kapalı bölümünde sigara içmek yasak, çok büyük tabelalarda hala milyonlu ceza uyarıları asılı. Kaç yıl geçti hala YTL yapamadılar. Bu yasağa sıcak havalarda genellikle uyuluyor, havalar soğuyunca sigara içinler dışarıda üşüyorlar. Asıl sorun sigara içmenin serbest olduğu dışarıda. Bindirme peronlarının önündeki kalabalık otobüse binmeden önce sigara içmek için son şanslarını değerlendirmeye kalkınca, açık hava olmasına karşın çok rahatsız edici sigara dumanı altında kalıyoruz. Sigara yasağı yalnızca kapalı alanları değil, aynı zamanda kalabalık açık hava alanları da kapsamalı: Terminallerin açık alanları, otobüs-dolmuş durakları ve kuyruklarda da sigara içmek yasak olmalı.

Sigaranın son nefesini dolmuşun içine üflemenin dayanılmaz cazibesi
(5-2-2007): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=24715

Dolmuşa durması için elini kaldırdığında henüz yaktığı sigarasının boşa gideceği kaygısıyla sigarasından son bir derin nefes çeker, dumanın ciğerlerine en iyi şekilde nüfuz etmesi için içinde bekletir, dolmuşa biner ve nefesini dolmuşun içine üfler. Dolmuşun içini hafif bir sigara kokusu kaplar. Dolmuştaki diğer sigara tutkunları bu yeni yolcuya kıskanarak bakarlar, benim gibi hiç sigara içmeyenler de öfkeyle...

Ormanlar yanarken içimiz de yanıyor
(8-7-2007): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=50896

Ormanlar içinde sigara içilmesine kesin yasak getirilmelidir. Kapalı alanlarda sigara içilmesine uygulanan para cezaları orman için de uygulanmalıdır.
Orman yangınına yol açma olasılığı olan her türlü tedbirsizliğe katı yaptırımlar getirilmelidir.

Avrupa Yakası’nda davulu sahurda çaldılar
(3-10-2007): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=67507

Televizyondaki dizilerde sigara ve alkol görüntülerini üzerine buzlu görüntü bindirilmesi yazılıyor bugünlerde. Bunun ramazan dolayısıyla yapıldığı söyleniyor. Sakın bu RTÜK’ün kuralları gereği yapıyor olmasınlar. Diğer zamanda bu konuda özen göstermeyenler ramazan nedeniyle kuralı anımsamış veya birileri spor programında yaptıkları gibi arayıp anımsatmış olmasınlar.

Sigara ve alkolün ekranda görünmesi dikkati çeker veya özendirici olur mu bilemiyorum, ancak bu görüntüleri kapatma girişimi onu farketmeyecek olanların da dikkatini çekiyor.

Diğer zamanlarda alkolle arası oldukça iyi olan birçok kişi ramazan oldu mu, ağızların içki koymazlar... Ancak bu özeni sigara konusunda göstermezler, akşam olduğunda bütün gün içmediklerinin acısını çıkartırcasına uç uca eklerler sigaraları.

Sigara içmeyenden daha az sağlık sigortası kesintisi yapılsın
(12-1-2008): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=85801

Sigara kullananlar kendi sağlıklarını bozarak sosyal güvenlik sistemlerinin sağlık harcamalarının artmasına neden oluyorlar. Tüm çalışanlardan yapılan kesintilerle oluşturulan kaynaklardan aldıkları pay daha yüksek oluyor. Bu durum peşinen belli olduğuna göre, sigara kullananlardan peşinen bunun bedeli alınsın.

Ankara’dan İnebolu’ya
(24-7-2008): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=121636

Kapalı yerlerde sigara yasağı terminalin içinde oldukça sıkı uygulanıyordu. Otobüslerin kalkmasının beklediğimiz peronlarda ise, açık hava olduğu için sigara içiliyordu ve oralar dumanaltı olmuştu. Esinti olmadığı zamanlar kalabalık açık alanlarda da sigara yasağı olması gerekiyor. Beklerken üzerime gelen dumanlar yüzünden sık sık yer değiştirmek zorunda kaldım.

Televizyonda sigara sansürü beceriksizliği
(30-9-2008): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=135378

Sigarayla hiç ilgisi olmayan, sigara görüntüsünden hiç etkilenmeyen kalabalık bir kitle için bu mozaiklenmiş görüntüler iticidir. Bu seyirci kitlesi cezalandırılmaktadır. Sigara kullanmayan, kullanmayı aklından geçirmeyen insanlar toplumsal yaşamda nasıl sigara içenlerin dumanlarıyla rahatsız ediliyorsa, ekranda da görüntü kirliliğiyle de rahatsız ediliyor.

19 Temmuz 2009: Türkiye sigaradan kurtuluyor
(12-11-2008): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=144139

19 Temmuz 2009’da 1. fıkranın d bendi de yürürlüğe girecek. Asıl önemli olan bu yasağın başlaması. O tarihten sonra özel işletilen lokantalar, kahvehaneler, kafeteryalar, birahanelerde de sigara yasak olacak. Yani o günden sonra maç izlemek için bir kafeye girerken “burada sigara içilir mi” korkusu içimizde olmayacak.

19 Temmuz 2009 ülkemizde çok önemli bir tarihtir, ortak yaşadığımız birçok alan ilkel görünümden kurtulacak. Sigara içenlerin içmeyenleri rahatsız ettiği yıllar bitecek. Kentlerde yaşam kolaylaşacak.

19 Temmuz’da başlayacak Sigara yasağı üzerine yazışmalar
(15-11-2008): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=144609

Sigara yalnızca içildiği an rahatsız etmiyor. Daha sonra da rahatsızlık vermeyi sürdürüyor.

Otobüste yanınıza birisi oturuyor, aynen bir sigara küllüğü gibi kokuyor. Belki kendisi hiç sigara kullanmıyor ama sigara içilen bir yerde durmuş ya da üzerine giydiği paltosu orada durmuş.

Takside sigara içilmiyor ama önceden içilmiş olanların kokusu hemen gitmiyor, özellikle kış aylarında camların az açıldığı zamanlarda.

19 Temmuz 2009 gelirken ülkemden sigara manzaraları
(11-4-2009): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=173346

Yorumda “Bu gidişle sigara içilmesin denilen kahveye gidemeyeceksiniz, istemediğinizden değil, korkunuzdan, ne diyeyim memleket size güzel olsun.” cümlesiyle bitiyordu. İfade tarzı sanki bir tehdit gibi duruyordu, sigara içenlerin içmeyenlere karşı bir tavrı gibiydi. Bunu tehdit olarak değil bir gözlem gibi algılamaya zorladım kendimi ve yorumu yayın aldım. O günlerde bu yorumdan sözettim sigara konulu konuşmalarımda... Sigara içenlerin otobüslerdeki yasağa uymaları kadar kolay olmayacağının bir kanıtı gibi gördüğümü anlattım.

19 Temmuz’daki sigara yasağından endişeli olanlar var
(11-4-2009): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=173454

Havalar düzelince alanları, derme çatma çerçevelerle büyütülmüş kafelerin pencereleri açıldı. Önlerinden geçerken ne kadar çok kişinin nargile içtiğini görüyorum. 19 Temmuz olduğunda, sigara tutkunları kapının önüne gelip sigaralarını içecekler de nargile keyfi (!) yapanların işi zor. Yaz aylarında birkaç ay dışarıda idare ederler de havalar serinleyince ne olacak? Şimdi nargile hizmeti (!) sunan kafelerde de bir endişe başlamış olmalıdır.

***

19 Temmuz 2009 günü sigara içen azınlığın, sigara içmeyen çoğunluk üzerindeki baskısının sona ereceği gün… Ülkemize kutlu olsun…

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..