Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '20

 
Kategori
Edebiyat
 

Sigarayı Bırakmanın Tam Zamanı

Korona Günlükleri: 2

Sigarayı Bırakmanın Tam Zamanıdır

Yusuf ERDEM

En seçkin bilim insanları ve hekimler; Korona (Covit 19) virüsünün bedenimizde yol açtığı tahribat ve yarattığı ölüm tehlikesinin, sigara içenlerde, içmeyenlere göre on dört kat daha fazla olduğunu dile getirmekteler. Bütün dünyayı pençesine alan bu saldırgan virüse karşı sigara içen insanlarımız –yalnız kendilerini değil, yakınları ve sevenlerini de düşünerek- özellikle bugünlerde sigarayı derhal bırakmalıdırlar ve eğer isterlerse kesinlikle bırakabilirler.

İnsanlarımızın bu kötü alışkanlıktan yakalarını kurtarmalarına yardımcı olabilmek için paylaşılmaya değer bilgi, düşünce, gözlem ve deneyimlerimi aktarmak istiyorum:

  • BİRGÜN gazetesi yıllarca önce -yayımlanmaya henüz başlanmıştı- “BİRGÜN KLİNİK” başlığı altında bir köşe oluşturmuştu ve çok sayıda seçkin devrimci-demokrat hekimlerimizin desteği ve katkılarıyla okurlarının sağlıklarına ilişkin soruları ve sorunlarına çözümler önermekteydi. Bu konuya ilişkin bir soruyu ve karşılığını çok sevmiş, kesip bugüne bu güne kadar saklamıştım. Aynen aktarmak istiyorum:

SORU:

Trabzon’dan E. K. Soruyor:“Tam 25 yıldır sigara içiyorum. Bulaşıcı hastalık taşıyan toplum dışı yaratık muamelesi görmekten bıktım. Bıraksam ne olacak, merak ediyorum?

YANIT:

Sevgili okurumuz, çok güzel şeyler olacak. Biz bir kısmını sıralıyoruz:

  • 20 dakika:Kan basıncı ve kalp hızı normale döner. Eller ve ayaklar, dolaşım normale döndüğü için ısınmaya başlar.
  • 8 saat:Kanda oksijen düzeyi normale döner. Kalp krizi riski düşmeye başlar.
  • 24 saat:Karbonmonoksit (egzoz gazı) vücuttan atılır. Akciğerlerdeki balgam ve diğer birikimler temizlenmeye başlar.
  • 48 saat:Nikotin vücutta artık saptanamaz, Tad ve koku alma duyusu artmıştır.
  • 72 saat:Solunum yolları gevşediği için nefes almak kolaylaşır. Vücut enerjisi artar.
  • 2-12 hafta:Dolaşım bütün vücutta düzelir. Yürümek kolaylaşır.
  • 3-9 ay:Öksürük, nefes darlığı düzelir. Akciğer işlevi yüzde 5-10 oranında artar.
  • 5 yıl:Kalp krizi riski, sigara içenlerin riskinin yarısına iner.
  • 10 yıl:Akciğer kanseri riski sigara içenlerin riskinin yarısına iner. Kalp krizi riski hiç sigara içmemiş biri ile eşit olur.

*********

Biraz da kendi düşüncelerim, deneyim ve gözlemlerimden söz edeyim:

  • Paketi öfkeyle buruşturup atarak “Artık kesin olarak bıraktım. Şu andan itibaren bu mereti bir daha içmeyeceğim!” diyenler, genel olarak bırakamayıp tekrar başlıyorlar. O nedenle bence bir tarih belirleyin (örneğin benim yaptığım gibi kızınızın yaklaşan doğum gününü) ve o tarihe kadar zihninizi hazırlayın. Gece 24’e 5 kala son sigaranızı için ve sigarayla vedalaşın.

 

  • Bence önerilen kolaylaştırıcı diye sunulan pratiklere (ilaçlar, bir şeyler atıştırmak…) bel bağlamayın. Sigarayı bırakacak olan sizsiniz, sizin iradenizdir. Ne var ki çekici ve sürükleyici bir kitap, uzun uzun yürüyüşler (bugünlerde ev içinde), zevkle yapılan hobilerin –kendimden biliyorum- kolaylaştırıcı etkisi var.

 

  • Sigara ve nikotin yoksunluğunun yol açacağı gerginliğe odaklanmayın; özellikle ve öncelikle bu alışkanlığı terk etmenin getirisi üzerinde yoğunlaşın: Daha derinden ve doyasıya nefes alıp vereceksiniz; yiyeceklerin tadını ve kokusunu hissedeceksiniz; hasret kaldığınız daha derin ve dinlendirici uykularınıza kavuşacaksınız. Atalet, tembellik ve uyuşukluktan kurtulacak ve daha canlı, daha hareketli biri olacaksınız. Çehreniz bıkkın, bezgin, asık, kara-sarı bir görünümden kurtulup kanlı canlı ve sağlıklı bir görünüme kavuşacak. (Bu arada, bir yoksulun ayakta tutacak kadar para harcıyorsunuz.) Bunları düşünün.

 

  • İnsanın en kolay kandırdığı kişi, kendisidir, derler. “Bu sıkıntılı koşullarda sigara mı bırakılır?” Evet, özellikle bu sıkıntılı koşullarda, insanın kendi alışkanlıklarına karşı savaş açması, son derece doğru bir tutumdur. Çok sayıda tutuklu ya da mahkûmun hapishane ortamında sigarayı bıraktıklarına tanık oldum. Üstelik yazma ve daha çok okuma alışkanlığı da kazandılar. Ayrıca ‘sigaram olmazsa okuyamıyorum, yazamıyorum, yoğunlaşamıyorum, sinirli oluyorum’ veya ‘şu sıkıntılar geçsin de ilerde bırakacağım…’ sözleri aslında kendi oportünizmine ideolojik kılıf geçirmekten başka bir şey değildir.

 

  • Bıraktıysanız ve belli bir süre geçtiyse, kesinlikle “Ben sigarayı bırakabileceğimi gösterdim, istediğim zaman bırakabiliyorum. Bir sigaradan ne çıkar?” düşüncesine kapılıp da kararınızdan dönmeyiz. Bir sigaradan çok şey çıkıyor, yeniden başlıyor ve içmediğiniz günlerin acısını çıkarıyorsunuz. Ve en kötüsü de kendi kendinizi aşağılıyorsunuz. Bütün mesele, bıraktıktan sonraki ilk sigarayı yakmamaktır. Aman ha!

 

  • Geçerken şunu da mutlaka belirmeliyim: Bıraktıktan sonra diyelim yenik düşer de sigaraya yeniden başlarsanız; kendinizi pek aşağılamayın; kesinlikle vaz geçmeyin, bir daha, gerekirse bir daha deneyin. Muharebeyi kaybedebilirsiniz; fakat eğer teslim olmazsanız savaşı kaybetmezsiniz. Gerçi övünmek gibi olmasın ama, çok kötü bir sigara içicisi olmama karşın, ben yaklaşık 20 yıl önce bir bıraktım, pir bıraktım. Küçük kız kardeşimin, ağabeyim bırakabildiyse, herkes bırakabilir dediğini işitmiştim o günlerde.

 

Bilirsiniz, bir gazeteci Mark Twain’e  sormuş: “Üstat, sigarayı bırakmak çok zor, neredeyse  imkansız diyenler var. Ne dersiniz?” Ünlü yazarın yanıtı şu olmuş: “Bence çok yanılıyorlar. Ben tam on beş kez bıraktım.” Mizah olarak güzel ama, böylesi bir insan nasıl olur da kendisine saygı duyabilir ki!

 

  • Ünlü İtalyan devrimci Antonio Gramsci’nin şu sözünü pek severim: “En büyük devrim, insanın alışkanlıkları karşısında zafere ulaştırdığı devrimdir.” Aynı düşünce, tasavvuf felsefesinde de vardır: Cihad-ı ekber (en büyük ve en kutsal savaş) insanın nefsine karşı açtığı cihaddır.

 

  • Özellikle devrimcilerin kulağına küpe olsun: Bir devrimcinin bedeni ve bütün fiziksel, zihinsel ve duygusal potansiyeli kendine ait değildir, işçi sınıfı ve emekçilere aittir. Kendi kötü alışkanlıklarını yenemeyen bir insan, düşman sınıfı hiç yenemez; kendini değiştirerek yenileyemeyen bir devrimci, dünyayı hiç değiştiremez. Oysa her devrimcinin içini yakan özlem; yepyeni ve yaşanası güzel dünya özlemidir.
 
Toplam blog
: 56
: 599
Kayıt tarihi
: 08.03.11
 
 

1948’de Tokat’ın Reşadiye ilçesine bağlı Bereketli köyünde doğdum. İlkokulu köyümde, ortaokulu Reşad..