Sığırtmaç (çoban) Ahmet paşa

Sinop'un şirin ve yeşil ilçesi Boyabata bağlı Uluköy nüfusuna kayıtlı rahmetli mekanı cennet olsun Ahmet paşa dayım ülkenin kırmızı sınırları sınırları çizildikten sonra yani kurtuluş savaşı sonrası yemendeki valilik görevi sona ermiş ülkeye geri dönmüştür.

Türkiyeye geri dönüş sonrasında birçok akrabasının bulunduğu bugün Sinop'un Saraydüzü ilçesine bağlanan Uluköye gelir, gelir gelmesine de köydeki halk onu tanımamaktadır.

İlk günü dinlenme ile geçer ikinci gün köy odası meydanında yaşlıları ve akrabaları ziyaret eder sonuç olarak gördüğü ilgisizlik onu çok üzer ve köyü terk etmek üzere sabah erkenden kalkar.

Günün ilk ışıklarıyla hava aydınlanırken atına biner ve köyden ayrılır aynı yol güzergahında bir dağ köyüne varır ama üzerindeki kıyafetleri askeri bir paşa kıyafetidir, köylü çok iyi karşılar onu köy konağında misafir ederler.

Köyün ileri gelenlerine şunu şöyler ben köyünüze yerleşmek istiyorum beni köyünüze kabul edermisiniz, paşam başımızın üzerinde yeriniz var o nasıl söz derler, bunun üzerine bana para ile bir ev verin der köylü bir ev gösterir ve o eve yerleşir.

Zaman ilerlerken günler geçip giderken Ahmet paşa dayım köylünün kendisine gösterdiği ilgi ve alakadan son derece memnun olduğu gibi, bunun sonrasında üzülür çünki ihtiyaçlarını köylü karşılar bunun karşılığında ücret kabul etmezler.

Düşünürken Ahmet paşa dayım bir inek satın alayım ve köylüye yük olmayım der ve bir inek satın alır onun sütünden yoğurdundan faydalanır köylüye karşı mahçup duruma düşmekten kurtulur.

Aradan geçen zaman içinde bir gün köy konağı bahçesinde bazı konuşmalar duyar ve kulak verir derlerki yahu biz Ahmet paşanın ineğini otlatıyoruz ama o bizim inekleri neden otlatmıyor derler bunun üzerine yaklaşır ve derki yarın hayvanlarınızı ben otlatmaya getireceğim.

Ertesi gün köyün tüm hayvanlarını otlatan Ahmet paşa akşam olduğunda tek tek hayvanları sahiplerine teslim eder ve evine gider ve düşünmeye başlar ama paşa dayım yine içerlemiştir köyü terk edecektir.

Gece en yakın komşusunu çağırır. Mehmet amca şu altınları al beni Sinop'a getirirmisin der. Kendisini kırmayan Mehmet amca öküzleri koşar, yani kağnı arabasını hazırlar bir kat yatak ve yorganla gece köyden kimseye görünmeden askeri paşa kıyafetiyle ayrılır.

Zannedersem köyden Sinop'a 3-4 günde gelir kağnı arabasıyla yine bir ev satın alır uzun yıllar Sinop'ta yaşar ama bir gün yaşlanır ve hastalıktan ölür.

O zamanın askerlik şubesi bir araştırma yapar paşa kimdir nereden gelmiştir kimse bilmemektedir, yakın komşusu kağnı arabası ile geldiğini Sinop'a yerleştiğini söyler, uzun araştırmalar sonucunda köye ulaşılır ve yetkili kişi sorar bu Ahmet paşa kimdir?

Köyün ileri gelenlerinden bir tanesi derki bizim köyde çobanlık yapmıştı der işte bir günlük çobanlık onun Çoban Ahmet paşa olarak anılmasına sebep olmuştur.

Bügün mezarı Ünlü Seyyid bilal hazretleri türbesinin hemen yanı başındadır.

Oysa ben paşa dayımın böyle anılmasından rahatsızlık duymuyorum, aksine gurur duyuyorum çünki o bir vatansever ve yıllarca ülkesine hizmet etmiş bir kişi olarak biliyorum.

Yıllar sonra ayna programının katkılarıyla yüzünü görmediğim Ahmet Paşa dayımın Yemendeki
Osmanlı arşivlerinde fotoğrafını gördüm ve yazıyı güncelleme gereği duydum ...