Şiilerin Hz.Aişe annemize attığı çirkin iftiralar...

İslam tarihinde münafık faaliyeti olarak ortaya çıkmış hadiselerden biri de "ıfk olayı" adıyla tarihe geçmiş hadisedir.

Bu olay, Peygamberimizin sevgili eşi Aişe validemizin iffetine atılan iftiradır. Medineli Yahudiler, bu olay üzerine çirkin söylentiler yayarak her çağda olduğu gibi münafıklıklarını sergilediler.

Ifk olayı şöyle olmuştur: Peygamberimiz (a.s) bazı gazalara (savaşlarına) eşlerini de yanına alırak katılırdı. Beni Mustalik gazasında kura Hz.Aişe validemize çıktığı için Allah rasülu Aişe annemizi yanına almıştı.

Dönüşte Aişe annemiz ihtiyaç gidermek için geri kalınca kervan uzaklaştı... Rivayete göre Annemiz bu esnada gerdanlığını da kaybetmiş ve aramaya koyulmuştu.

Hz.Aişe validemizi kervanın gerisinden kalanları toplayan Saffan bin Sülemi buldu ve kervana yetiştirdi... Bunu gören başta Yahudilerin ileri geleni Abdüllah bin Übey olmak üzere münafıklar, dedi kodu yayarak Aişe annemizin iffetine iftira attılar.

Bu olay Aişe annemizi çok üzdü, kahrından yataklara düştü... Peygamberimiz de uzun süre üzüntü ve can sıkıntı yaşadı... Yapılan her türlü soruşturmada Aişe annemizin iffetine dair hiç bir kimse olumsuz laf etmedi... Ama münafık dedikoduları da bitmek bilmedi.

Hz.Ali ise, Peygamberimizin sıkıntılı durumuna üzüldüğü için, "sana kadın mı yok boşa" gibi bir ifade ile Peygamberimizi rahatlatmak istedi... Yoksa, kesinlikle Aişe annemize itimatsızlık göstermemiştir.

Nihayet, Allah vahiy indirerek Annemizin iffetini ve ona yapılan iftirayı ortaya koydu:

Nur Suresinde ilgili ayetler şunlardır:

11- O ağır iftirayı ortaya atanlar, sizden bir gruptur. Bu olayı kendiniz için kötü bir şey sanmayınız. Tersine o sizin için iyidir. O grubun içinde bulunan herkes payına düşen günahın cezasını görecektir. Suçun büyük bölümünü omuzlarında taşıyan o grubun elebaşısı ise büyük bir azaba çarpılacaktır.

12- O iftirayı işittiğinizde erkek-kadın bütün mü'minlerin, kendileri hakkında hüsnü-zan besleyerek, özlerine leke kondurmaya yanaşmayarak '`Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?

13- Bu konuda dört şahit göstermeleri gerekmez miydi? Madem ki, bu şahitleri gösteremediler, o halde onlar Allah katında yalancıların ta kendileridirler.

14- Eğer dünyada ve ahirette Allah'ın size yönelik lütfu ve merhameti olmasaydı, yoğun dedikodu yaptığınız bu iftiradan dolayı büyük bir azaba çarpılırdınız.

15- Hani bu iftirayı dilden dile yayıyordunuz. Hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız bu söylentiyi rastgele ağızlarınızda geveliyordunuz. Yaptığınız kötülüğü önemsiz sanıyordunuz. Oysa o, Allah katında ağır bir suçtu.

.........

Böylece Aişe annemizin iffeti ve münafıkların ona attığı iftira Allah katından doğrulandı... Bunun üzerine, Hz.Ebubekir kızı Aişe'ye, "Şimdi Allah rasülüne (kocasına) teşekkür et" demesi üzerine, Aişe validemizin "Ben ona değil, ancak Alemlerin Rabbine hamd ederim" diyerek, tepkisini ortaya koyduğu da rivayet edilir...

İslam Tarihindeki bu olay, bugün Şiilerin kirli dilinde hala yaşatılıyor... Bir takım fanatik Şiiler, bu hadiseye binaen Aişe annemize ağıza alınmayacak iftiralarla hakaret ediyorlar...Güya bunu da Hz.Ali sevgisinden yapıyorlar.

Oysa, bu alçaklık sadece Aişe annemize hakaretle kalmıyor... Hem Rasulüllaha ve hem de Allah'a karşı yalan ve iftira içeriyor. Şöyle ki:

1-Yukarda verdiğim Nur Suresi ayetlerinde açıkça ortaya konan gerçek Şiilerce inkar ediliyor... Böylece haşa Allah yalanlanmış oluyor...

2- iftiranın gerçekliğine inanarak Hz.Peygambere de iftira etmiş oluyorlar... Çünkü, bu iftiranın doğruluğu halinde Peygamberimiz haşa böyle bir eşi kabullenmiş durumuna düşürülüyor... Bundan büyük alçaklık mı olur...

3-Tabii, üçüncüsü de Allahın Kuranda "onlar sizin annelerizdir" dediği Peygamber eşlerinden ve hem de en sevgili eşi Aişe annemize büyük haksızlık yapılmış oluyor.

Fanatik Şiilik, bugün hala bu Yahudi iftirasına inanıyor ve burdan haraketle Hz.Aişe annemizin iffetine o yılan dillerini uzatabiliyor.

Bunların Hz.Ali sevgisiyle, Hz.Hüseyin aşkıyla ne alakası olabilir??... Bu alçaklık Yahudi fitnesinin Şiiliği nasıl İslam dışına çıkardığının açık göstergesidir.

Bugün de görünüşte İsrail'e düşman olan İran, gerçekte Türkiye gibi Sünni Müslümanlara düşmanlık ediyor...

İran Şiiliği ayrı bir din gibi telakki ediyor... Karşısına da Sünni İslamı koyuyor... Bu zihniyetin yapmayacağı kötülük yoktur.

Ceddimiz Yavuz Sultan Selim Han o çağlarda yayılma sürecine giren İran Şiiliğini Çaldıranda durdurmuştu.

Bugün tarih tekerrür ediyor... Bu sapkın yayılmacılığı yine Türkiye durduracak Allahın izniyle...