Şiir açtı sözcükler

Bir çocuk bahçesiydi hayat: Cıvıl cıvıl..

Ben o parkta ne çocuktum ne de çocuğunu parka getirmiş bir ebeveyn.

Ne çocukluğumu hatırlıyordum ne babalığımı ne anneliğimi.

Ne dinlenmek için oturmuştum banklara ne de cıvı cıvıl çocukları imrenerek izlemek için.

Oturacak başka bir yer bulamadığım içindi belki...

Doğa seslerini kaydeden bir belgeselci gibi oturup dinliyordum parktan gelen sesleri. Çocukların eğlenmekten mutluluk kokan seslerine karışan annelerin telaşının seslerini hiçbir şey hissetmeden kaydeden bir belgeselci...

Az ilerdeki bankta oturan ihtiyar bir adamın radyosundan haberleri okuyan spikerin sesi geliyordu. Kafkasya'daki savaşı anlatıyordu. Bombalardan kaçamayıp ölen yaşlı insanları anlatıyordu. Radyoyu dinleyen ihtiyar adam kendini şanslı hissetmişti belki bir an.

Çocukların cıvıltıları bastırdı spikerin sesini.

Ormandaki kuşların, böceklerin, ceylanların, aslanların, maymunların sesini büyük bir zevkle kaydeden belgeselcinin yanından sanki homurtulu bir kamyon geçmişti de güzelim kayıt mahvolmuştu.

Nerden kaçtığını ve nereye gideceğini bilmeyen bir deli gibi hissettim birden kendimi.

Oysa parkta öylesine oturmak ne güzeldi.

Nereden çıktı şimdi bu savaş, bile demedim; oturmaya devam ettim. Çekirdek çitleyip kabuklarını yere atan gencin ritmik hareketlerine takıldı gözüm. Öyle güzel çitliyordu ki sanki otomatiğe bağlanmış bir makine gibiydi.

Banka kazınmış eski bir yazı gözüme ilişti: "Savaşma seviş."

"Savaşma seviş.""

Öyle ya savaşlar engel olsaydı sevişmeye, dünya nüfusu yok olurdu savaşlarda.

Aman Tanrım yeniden düşünmeye başlamıştım. Oysa düşünmenin durması kadar güzel bir durum var mıydı?

Hayatın kıyısındaki parkta otururken birden sen geldin.

İyi ki sen geldin.

"Biri bana gelsin o da sensin ..." diye giden bir şarkı mırıldanmaya başladın.

Şiir açtı sözcükler...

Sana yazamadığım şiirler bu şarkının ardına takılıp geliyordu bizimle. Her şeyi yazıya dökmek gerekmiyordu, şiir açınca sözcükler; anlaşabiliyorduk ya...

Banktan kalktık, yürümeye başladık...

Çocukların cıvıltıları hala bastırıyordu radyonun sesini..