Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '12

 
Kategori
Edebiyat
 

Şiir çözümleme, yorumlama - 5

Şiir çözümleme, yorumlama - 5
 

ŞİİR ÖYKÜ ŞENLİĞİ TRABZON LİSESİ ÖĞRENCİLER, KONUKLAR 2 HAZİRAN 1992


Yazınımızda 1. Yeni (Garip) adıyla öne çıkan Orhan Veli Kanık, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat şiirimizde yenileşmenin ilk adımı oldular. Şiirde biçem, uyak, dize kaygısından uzakta serbest şiire yöneldiler. Bu üç ozanın sonradan yolları ayrılsada başlangıçtaki birliktelikleri yazınımız için önem taşımaktadır.

Orhan Veli "Garip" duyurusunda şiir anlayışlarını özetlemişti. Sonradan tek kalması ikinci "Garip İçin" adlı ikinci önsözü yazma zorunda bırakmıştır Orhan Veli Kanık'ı. Garip şiiri ustan duyguya doğru kayarak Orhan Veli Kanık'ın şiirlerinde sürer. Bu gelişme Garip şiirinin temsilcisi olarak Orhan Veli Kanık'ı öne çıkarmıştır. 

Orhan Veli Kanık, şiir alanını genişletir. Şiirine müzik, uyak öğelerini de katar, halk şiirinin dil ve anlatım geleneğinden yararlanır, toplumcu şiire yaklaşır. Böylece kendilerine yöneltilen eleştiriler -toplumcu ve gelenekçiler-  karşısında özde ve biçimde yenileşir. Gelenekçi şiir anlayışının "şiiri ayağa düşürdüler", toplumcu şiirin "küçük burjuvanın şiiri" savlarına yanıt vermiş olur.

Tüm bu gelişmelerin ışığında yaşama sevincini hiç eksik etmeyen Orhan Veli Kanık'ın bir şiiriyle doğayı, yaşamı yeniden gözleyelim mi?  

GÜZEL HAVALAR

Beni bu güzel havalar mahvetti,

Böyle havada istifa ettim

Evkaftaki memuriyetimden

Tütüne böyle havada alıştım.

Böyle havada âşık oldum;     

Eve ekmek tuz götürmeyi

Böyle havalarda unuttum;

Şiir yazma hastalığım

Hep böyle havalarda nüksetti;

Beni bu güzel havalar mahvetti.

( Garip )

Orhan Veli Kanık

Şiirin kişisi kimdir? Şiir kişisiyle ozan özdeş midir? “Güzel Havalar” adlı şiirde sıralananlar Orhan Veli’nin yaşamıyla örtüşmemektedir.Soruların yanıtlarını aradığımızda şiirde konuşan kişiyle ozanın aynı kişi olmadığını, şiirde yaşananlar ozanın yaşamında yer almadığını biliyoruz. Çünkü ozan, evkafta çalışmamıştır, dolayısıyla istifa etme gibi bir olay da bulunmamaktadır. Ozan, başkalarının şiirini yazamaz mı? Elbette yazar. Bu yanıyla ozan rol yapmaktadır diyebiliriz. Ozanın seçtiği kişinin güzel havalara tutkulu, yaşama coşkusunu duyan biri olması bize ozanı çağrıştırıyor.

Şiiri değerlendirmeden sözcüklerin ses değerlerini duyacak biçimde sesli olarak birkaç kez okumalıyız. Sözcüklerin ritmini duyup onu sesimize taşımalıyız. Dize sonlarındaki ses yinelemeleri yaşama tutkulu olmasını söylemede kolaylık sağlıyor. Şiirin sözcük örgüsü içinde yer alan sözcüklerin anlamına bakmalıyız. Böylece şiirde yer alan anlam ve duygu yükünü bulmaya, sezmeye çalışmış oluruz.

Şiirde anlam çalışması yaparken şiirde geçen imge, simge gibi öğelerin arka planda anlam yüklemesi yaptığına daha önce değinmiştik. Bu şiirde geçen “güzel havalar” imgesi bir doğa olayı mı, yoksa şiir kişisinin yaşadıkları mı? Bunların her ikisi de olabilir mi? “Şiir kişisi kendini yaşamın kollarına bırakırken yeni alışkanlıklar da ediniyor: “tütüne alışması, aşık olması, şiir yazma hastalığı ( şiiri çok seviyor)” Bu durum nelere karşı neleri yeğlediğini gösteriyor.

Şiirde ölçü, uyak kaygısı güdülmemiş. Dize ötesinde şiirin bütünlüğü önemsenmiş. Kimi dizeler sonraki dizede bitiyor. “Böyle havada istifa ettim/ Evkaftaki memuriyetimden” “Şiir yazma hastalığım/ Hep böyle havalarda nüksetti” dizelerini iki değil de tek dize olarak da düşünebiliriz.

Orhan Veli Kanık’ın doğaya olan tutkusu yaşama tutkusuyla birleşince, işte böyle bir şiir yazdırmış ona. 

  

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..