Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '12

 
Kategori
Şiir
 

Şiir çözümleme, yorumlama-2

Şiir çözümleme, yorumlama-2
 

KADIKÖY 5.KİTAP GÜNLERİ CADDEBOSTAN ARALIK 2011


 “Kişi yaşadıklarını, gözlediklerini, düşündüklerini, düşlediklerini çeşitli yollarla dile getirmiştir. Şiir bu yolların başında geliyor. Bu denli önemli bir anlatım yolunu, türünü nasıl çözümleyip yorumlayabiliriz.? 

Düzyazıda yer alan anadüşünce kavramının yerini şiirde anaduygu almaktadır. Genellikle düşünceler düzyazı türleriyle, duygular ise şiirle işlenir. Şiirde, ozanın okura iletmek istediği duyguya anaduygu (tema, izlek) denir.  

Şiirde anlam çalışması imge, anaduygu, konu öğeleri bulunup değerlendirilerek yapılır. Çoğu kez konuyla anaduygu karıştırılmaktadır. Konu, bildiğimiz gibi üzerinde durulan, hakkında söz söylenen olay, durum,sorun vb. Kısacası her şeydir.Anaduygu, konu işlenirken okurda uyandırılmak istenen duygudur. Bu yönden konu dış öğe, anaduygu ise iç öğedir.Konu genel nitelik taşır.Anaduygu ise özel, soyut niteliktedir. Örneğin, barış bir konu; barışseverlik bir duygudur. Anaduygu ve konu sınırlandırılarak tamlama veya sözcük olarak belirtilebilir.

Usta ozan Cahit Külebi'nin şiirinde gezinirken nerelere uzandığımıza bir bakalım mı?

 

TOKAT’A DOĞRU

 

Çamlıbel’den Tokat’a doğru

Tozlu yolların aktığı ırmak!

Ben seni çoktan unuttum,

Sen de unuttun mu, dön geri bak.

           

Atların kuyruğu düğümlü,

Bir yandan yağmur yağar, ıslak...

Bir yandan hamutlar şak şak eder,

Bir yandan tekerler döner, dön geri bak.

           

Orda, derenin içinde

İki üç akçakavak

Tekerler döner, başım döner,

Kavaklar yeşeriyor, dön geri bak.

 

Orda derenin içinde

İki üç çırılçıplak

Alçacık damı düşündükçe

Gözlerim yaşarıyor, dön geri bak.

           

Irmaklar gibi uzaklaşır

Bir türkü kadar uzak

Tekerler iki çizgi bırakır,

Hamutlar şak şak eder, dön geri bak

 

Cahit  Külebi

                                                

Cahit Külebi’nin Tokat’a duyduğu özlem, çocukluğuna, geçmişine duyduğuyla örtüşüyor.Doğduğu yerleri yıllar sonra (mı) anımsıyor. “Tozlu yolların aktığı ırmak, atların düğümlü kuyruğu, derenin içinde duran akçakavak, orada iki üç çırılçıplak insan, alçacık damdan evler” ozana özlem duyururken gözlerini yaşartıyor. Tüm bu yaşadıkları, duydukları şimdi  “bir türkü kadar uzak” derken o günlere yakın olduğu kadar da o günlerden uzak düşmüş.

Bu şiir ozanın yaşantısıyla örtüşüyor. Yukarıda şiirden alıntı yaparak gösterdiğimiz imgeler okura değişik çağrışımlar da yaptırıyor. “Türkü” işitme, “kavaklar, dere, ırmak,üç çırılçıplak” görme,“yağmurun ıslağı” dokunma duyularımızı etkileyen imgeler.

Ozan  yaşanmışlığında kalan  -şimdi ona uzak – o geçmişe, yörenin yoksulluğuna, oradaki insanların ilkel yaşantısına bir bakıma baş kaldırıyor.  Bu başkaldırı içten içe duyduğu üzüntü olarak yansıyor, yankı buluyor şiirde. “Alçacık damı düşündükçe / Gözlerim yaşarıyor, dön geri bak” dizelerinde üzüntü özlem iç içe. Ozanın şiirde seslendiği kendisidir. Bu şiirde şiir kişisiyle ozan özdeşleşmiştir.

Şiirin biçimsel özelliklerine baktığımızda: Dörtlüklerden oluştuğunu ,uyak kaygısı taşıdığını dizelerdeki ses benzerliğinden çıkarıyoruz: “ırmak/bak, ıslak/bak, akçakavak/bak çırılçıplak/bak, uzak/bak” Ozan, halk söyleyişlerinden de yararlanmış. Örneğin, “tekerlek” yerine “teker” diyor. Bu söyleyiş şiirine ses olarak da uygun düştüğünden bunu seçmiş.

 

 

 

  

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..