Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '07

 
Kategori
Şiir
 

Şiir formatında bir şiir...

Şiir formatında bir şiir...
 

Şiir duygu işidir, yetenek de gerektirir, ilhamla olmaz tek!

Yaşanılanları tüm benliğinle yaşayıp iliklerine kadar hissetmek gerekir.

Görülenin, duyulanın, duyumsananın, dokunulanın çok iyi veya çok kötü olması da önemli değildir.

Kolay veya zor olabilir yaşanılan. Derin de olabilir pek tabii, sığ da kalabilir. Çok sarsmıştır belki, çok ağır gelmiştir. Önemli olan, yaşanılanın sebep olduğu duyguyu tam anlamıyla hissedebilmektir. Bu kimi zaman acı olur, kimi zaman haz; kimi zaman öfke olur, kimi zaman merhamet; kimi zaman kahır, korku, kırgınlık, kimi zaman mutluluk, minnet, şaşkınlık...

Şiir tüm bu hissettiklerini olduğu gibi yansıtabilmektir!

Onlarca sayfaya ancak sığacak şeyi iki dize, dört mısrada anlatabilme becerisidir şiir!

Ve her şiir bir öyküyü içerir, yaşanmışlıklar saklar içinde bir yerde!
Hobi olarak yazan da vardır, hayatını yazmak üzerine kuran da!
Gene de şiir yazabilir de herkes, şiir diye bir şeyler karalayabilir de; şair olamaz öyle kolay kolay!

Yüzlerce şaire ait binlerce şiiri ezberleyip, sonra da ezberlenilen tüm o şiirleri unutmak gerekir, şair olabilmek için, 'ben şairim' diyebilmek için! (*)

Yazı yazma konusundaki -genel- beceriksizliğimi, şiir yazmaya kalktığımda da farkettim. Şiir taklidi yapan, aslında nesire daha çok uyan bir iki denemem var, ilhamın gelir gibi yaptığı zamanlardan kalma! Yazdığımı şiirsi gösteren tek şey uyaklar! Kafiye de olmasa hiçbir şeye benzemeyecek figüranlık yapan şiirlerim!..

Şairlerin ve şiir yazanların affına sığınırak işte örnek:

NASİHAT

Bulaşma bana
Yaklaşma, yakınlaşma
Çeker seni içine karanlığım
Can çekişerek boğulursun acılarımda

Uzak dur benden, uzaklaş olabildiğince
Girme sakın yörüngeme
Yaşamdan korkar, gecenin soğuğuna sokulursun
Bir hiç olursun bu yitip gidende

Kaç, kaçıp kurtul benden,
vakit varken hüznüme kapılma!
Hazanda bile mutluyken,
çıkma sakın kendinden, ben olma..!

Güneşini alırım, dağların öksüz kalır
Doğmaz bir daha umutlarına, sana

Yıldızlarını kapatırım aydınlık göğünün
Nefes alamaz, boğulursun karanlığımda

Sevdanı söker koparırım yüreğinden
Yaşayamaz, asılı kalırsın bomboş dünyamda

Savaşmak istersin, taparsın bana
Hıncahınç kin olup taşarsın
Özlem duyarsın kaybolmaya
Unutursun dokunmayı, duymayı
Kuşları, sevdalanmayı, kızmayı
Sen öfke olursun, öfke sen
Ararsın ırmağını o duru, çakıl taşlı

Çek al kendini, kopar benim ıstırabımdan
Ve güzelliklere sarıl, sıkıca
Sarıl ki, devam etsin senin için de yaşam!

(*) Tanımda kullanılan kelimeler -üzgünüm, ismini hatırlayamadım- sözün sahibi şairin söylediklerine birebir uymayabilir!

 
Toplam blog
: 9
: 1449
Kayıt tarihi
: 03.05.07
 
 

13.02.1976 doğumluyum. 2004 DEÜ Hukuk Fakültesi mezunuyum. Oldukça uzun ve sancılı bir öğrencilik dö..