- Kategori
- Deneme
Şiirde yozlaşma
Hayatın makineleştiği duyguların katılaştığı insanların güler yüz ve hoş görüyü unuttuğu bu zamanda şiir gibi tamamen duygu ve estetikten oluşan söz sanatının onurlu varlığını sürdürmesi hiç de kolay değil. Bunun için şiirle herhangi bir şekilde ilgisi olan herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir.
Gündelik hayatımızda bir değim vardır: ’İnsan içine çıkmak’’ diye. Düğüne, bayrama, bir davete, toplantıya hasılı insan içine çıkarken kılığımıza kıyafetimize konuşmamıza hatta ve hatta hal ve hareketlerimize daha bir özen gösteririz. Lafı getirmek istediğim yer şiir yazan, yazmaya çalışan ya da yazdığını sana insanların yaptıkları çalışmalarda biraz daha titiz davranmaları, yazdıklarını ustaların yazdıklarıyla karşılaştırmalarını üstatlardan öneri ve tenkitler alarak kendilerini geliştirmeleridir. Nihayetinde yazdıklarımızla bir nevi insan içine çıkmış oluyoruz 20-30 şiir karalayıp kitaplaştırmak şiire yapılmış en büyük ihanettir. Şiir severlere de eziyettir. Yapıcı veya yıkıcı olsun eleştirilerin hepsini ciddiye alıp biraz kendimize çekidüzen vermeliyiz.
Sorumsuzca ve hovardaca harcadığımız şiirin haklı itibarını geri almak için bunu yapmaya mecburuz. Bozuk ve özensiz yazılmış şiirler gelecek nesillere örnek teşkil ettiğinden şiirde artan bir yozlaşma ile karşı karşıyayız. Şiir yayımlayan Yayınevlerinin şiire karşı olan tutumunda da bu gerçeğin büyük payı vardır.
Diyeceği o ki gelin hep birlikte şiire sahip çıkalım. Şiirin yitirmiş olduğu o onurlu itibarını geri kazanalım. Sözlerimi Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun ‘’Türküler Dolusu’’ şiirinden bir alıntı ile bitiriyorum. Adı şiirle anılan herkese sevgi, saygı ve muhabbetimle
Mustafa Dilki
Şairim
Zifiri karanlıkta gelse şiirin hası
Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam
Şairliğimden utanırım
Bedri Rahmi Eyüboğlu