- Kategori
- Şiir
Şiirden ne anlıyoruz
19 Mart 2014
satırbaşı*
sesi kuşandı sözcükler...
sonrasız
taşıyor günceli
satırbaşında çığlık
uyanış ağlamaklı
düş korkulu
gün bayram değil
türkay korkmaz
* zaman kanatlı sözler, eğitim-sanat yayınları
AÇIKLAMALAR
Bu örnek şiir, niteleyici sözcükleri sıralayarak oluşturulan betimleme dilinden uzak, şiirde eylem sözcükleri dışlanmadığından şiir devinim kazanmış, yaşantılara akabilmiştir. Şiir, bilgi aktarmayı amaçlamadan ozanın yarattığı dille imgelerden, düşlerden, özlemlerden oluşan bir yaşantı birikimini sunuyor. Şiir duyumsatıp, anımsatıp sezdirirken giz taşıyor.
Bu şiir, biçim ve içerik olarak diğer örneklerden ayrılıklar taşıyor. Dizelerin küçük harflerle başlaması, şiirinin başlığı, ozanın adının dilbilgisel kurallara uyulmadan yazılması neden böyle diye sorulabilir. Bu soruların yanıtı ne olabilir? Şiiri yazın türleri içinde özgür, dilbilgisi kuralı tanımayan bir türdür diye tanımlayabiliriz. Ozan şiirini kendine özgü bir anlayışla, kurallarını kendi koyarak örmüş. İkiliklerle kurulan şiir tek dizeyle bitmektedir. Bu, ozanın şiir anlayışından kaynaklanıyor. Alışılmış şiir anlayışının dışına çıkmış. Bu açıklamadan şiir, yerinde durmadan biçim ve içerik olarak değişiklere uğrar sonucunu çıkarabiliriz. Her çağ kendi şiirini, her ozan kendi dilini yaratır. Şiir, her ozana, her okura göre biçimlenen; içerik kazanan bir türdür.
Şiir, içerik olarak hemen kendini ele vermiyor. Her okur ayrı sesler, söylemler, duyumsamalar, anlamlar, anlamsızlıklar yakalayabilir. Ozan kadar okur da özgürdür. Ozan şiirini kurarken nasıl özgürlüğüne düşkünse okura da aynı özgürlüğü tanıyor. Sözcüklerin çağrışımlar yaratacak biçimde imgeli olarak kullanılması anlamı ya da duyumsananı arka planda veriyor. Bu da ozanın özgünlüğünden kaynaklanıyor.