Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '10

 
Kategori
Edebiyat
 

Şiire dair notlar... !

Uyanıyorum.... Sabahın 5.30 u...

Kulaklarımda "diş ağrısı" inatçı bir çınlama... "HAYIR" mıdır şer midir, bilmem... Bir sigara, bir fincan kahve... Yok geçmiyor... Kitaplıktan rastgele bir kitap... Geçirebilir belki çınlamayı... "Aydın Üzerine Tezler I" Yalçın Küçük...

Tam kitaplıktan alırken kitabı, zımpalanmış küçük kâğıtlar düşüyor kitabın içinden....

"1995.... Şiire Dair Notlar" yazıyor bu kâğıtların en üsteki sayfasında.... Ne yazmışım diye merakla okuyorum :

NOT I :

Mustafa Kemal'in, "anti emperyalist" "ulusal demokratik devrim" anlayışını İsmet Paşa, bir üstyapı kültür devrimine, "muasır medeniyeti" de "batıcılığa" dönüştürüp de adına ATATÜRKÇÜLÜK deyince; sanat da (daha özelde şiir de) "ulusal ve demokrat devrimci" anlayıştan "batıcı şiir" anlayışına dönmüştür... Şiirde "Batılaşmaya" özenmek, altyapıdan bağımsız, BATI özentisi bir şiir yaratmak değil de nedir?

Şiirimizde GARİP ve İKİNCİ YENİ saçmalıkları bu özentinin uygulamadaki örnekleri değil midir?

NOT 2 :

Hayret ! Özlerinde "toplumculuk" kanı taşıyan bazı eleştirmenler (Mehmet Fuat, Fethi Naci hatta arada sırada Asım Bezirci) bu GARİP ve İKİNCİ YENİ saçmalığını bize "devrimci şiir", "toplumcu şiir" diye "yutturmaya" kalkışmalarını anlamam mümkün değil...

Yahu, GARİP' in ortaya çıkmaya başladığı 1940 yıllarında adı "toplumcuya", "solcuya" çıkmış hangi sanatçı varsa ya hapiste ya sürgünde... NAZIM hapiste, A. Kadir hapiste, Rıfat ılgaz hapiste, Kemal Tahir hapiste, Orhan Kemal hapiste, Cahit Irgat sürgünde...

Aynı şekilde İKİNCİ YENİ'nin ortaya çıkmaya başladığı 1950 yıllarında meşhur "1951 komünist tevkifatı" ile gene adı "toplumcu" ve "solcu" ya çıkmış hangi sanatçı varsa hapiste...

1940'ta GARİP'ten hapse atılan tek kişi yok... Hatta iktidar destekliyor...1950'de "İKİNCİ YENİCİ" lerden de... 1951 "komünist tevkifatından" zırnık kadar etkilenmiyorlar...

Bu iki şiir akımı da "devrimci" ve "toplumcu" oluyor ha... Güldürmeyin beni, FETHİ ve MEHMET...

NOT 3:

Şiirde GARİP kepazeliğinden sonra İKİNCİ YENİ rezaletinin şimdilerde tekrar "hortlatılmaya" çalışılması... "REZALET" ve "KEPAZELİK"; çünkü: İKİNCİ CUMHURİYETÇİLERİN (ALTAN sülalesi) siyasette yapmak istedikleri "kepazelikleri"; şiirde GARİPÇİLER ve İKİNCİ YENİCİLER yapmıştır... Siyasetteki İKİNCİLERE "hayır" deyip şiirdeki "İKİNCİLERİ" alkışlamak hangi mantığa sığar...

NOT 4:

Şiir, "biçimçiliğin" en aşırı ucuna götürülmek istenmektedir. İKİNCİ YENİCİLERİN, "Şiir bir şey anlatmaz" (oktay rıfat... Garip gemisinden İkinci Yeni gemisine kaçan fare.. ) "şiirin amacı bir şey anlatmak değildir." (İlhan Berk) söylemleri, günümüz genç şairlerinin ŞİARI gibidir...

Artık, Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu'ya geçen ve Mustafa Kemal'le tokalaşırken Mustafa Kemal'in omzuna dokunup "MEVZULU ŞİİRLER YAZIN GENÇLER " dediği Nazım Hikmet' e "DİL UZATILMASA" da, Mustafa Kemal'in Nazım'a verdiği şiir hakkındaki ÖĞÜT çoktan unutulmuş gibidir...

NOT 5 :

Sözde "toplumcu şiir" anlayışında olan gençlerin, iyiden iyiye "su koyverip" şiiri bir "gazete gerçekliğine" dökmesi; ŞİİR' i, İÇERİK adına feda etmeleri de bu İKİNCİ YENİ rezaletinin, genç şairler arasında "HORTLAMASINA" "ekmeğe yağ sürercesine" yardım etmiştir... Şiirde AŞIK VEYSEL köylülüğü, ya da ona göndermeler yapmak "toplumcu şiir" sanılmıştır...

"Yerdeki karıncadan" sevgilisini kıskanan hastalıklı bir ruhun; şiirleri "devrimci şiir" diye sunulmasına bu nedenle hep gülmüşümdür... Nereden bakarsanız bakın, bizim 1960 sonrası sözde "toplumcu şiirimiz" hep FEODALDİR... Tıpkı "devrimcilerimiz" gibi...

NOT 6 :

Sözde genç toplumcu şairlerimiz, GARİP ve İKİNCİ YENİ kepazeliği işi BİÇİMCİLİĞE vurunca; onlar da bir tepki olarak şiirde "ESNAF DUYGUCULUĞU" yapmaya vurmuşlardır... "vurulduk ey halkım", "saçlarına yıldız düşmüş" duyguculuğu da epey prim kazandırmıştır kendilerine... DE... "Toplumcu Şiir" bu mudur?

NOTLAR burada bitiyor bitmesine de kulağımdaki "diş ağrısı çınlama" bir türlü bitmiyor...

Ya "toplumcu şairler" "HAYIR" la beni anıyor; ya da bilerek ve isteyerek ayaklarına bastığım "ikinci yeni özenti şairleri" bana küfrediyor....

Ama gene de "ne olursa olsun" 1995'te yazdığım bu "notların" arkasındayım hâlâ...

Beni, sakın ha; 1980'li yıllarda "Orhan Veli şair değildir." deyip 2010 yılında Orhan Veli' yi "DAHİ" ilan edenlerle karıştırmayın...

Bilmem anlatabildim mi?

UFUK KESİCİ

 
Toplam blog
: 75
: 364
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

55 yaşında dershanelerden SSK emeklisi edebiyat öğretmeniyim... Aslen İzmirliyim... 95 yılından b..