Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '07

 
Kategori
Edebiyat
 

Şiirin baharatı imge

Şiirin baharatı imge
 

Müthiş bir lezzet ustasıydı anneannem. Ve bütün Trakyalılar gibi salçası az, rengi beyaz yemekler yapardı. Biz çocuklar ve torunlardan oluşan kadınlar ordusu olarak bir şey pişirdiğimizde, eğer yakınımızda ise mutlaka ona tattırır, üstâdın fikrini sorardık merakla. Tadar ve şöyle derdi dudaklarında hafif küçümseyen bir tebessümle;

-Hıımmm, eline sağlık. Güzel olmuş daaa,

-Eeee… “daaa”sı da ne?

-Salçaya boğmuşsun.

Bu şu demekti;

Bol salçalı, renkli bir yemeği her kadın yapar ve lezzetli diye de yutturur. Ammaaa hani bu yemeğin sebzesinin, etinin, yağının ve uygun baharatlarının gerçek ve kendi tadı…? Marifet, maharet, kadınlık budur işte…!

Özellikle baharatların büyük önemi vardı anneannem için. Öyle her çorbaya her baharatı dolduranlara sinir olur, bunu da hiç saklamazdı rahmetli. Nane mesela her çorbaya olmaz, bir yoğurt çorbası bir de mercimek belki… Diğer çorbaların hepsinin ayrı baharatı ve bu baharatların özel miktarları vardır derdi.

Bütün bunların şiirle ilgisine gelince;

Son yıllarda genel olarak sanatta, özel olarak da şiirde ibre soyuta doğru kaydıkça bir imge kargaşasıdır gider oldu. Elbette imgesiz şiir olmaz. İmge şiirin tadı tuzu ve baharatı. Ama yakışan ve uygun miktarda olmaları koşuluyla.

İmge ağırlıklı şiir yazanları üçe ayırıyorum ben;

1)- Meşru sayılmayan yada gizledikleri bazı durumları saklamak için imgelere sığınanlar. Kısacası diyeceğini açıkça diyemiyenler. Onlara fazla diyecek bir şey yok. Çünkü onların amacı şiirden çok seslerini bir şekilde birine duyurmak olduğu için, şiir adına pek de korkulacak bir durum oluşturmuyorlar.

2)- Şiiri imgeye boğunca iyi şiir oluyor sananlar. Yani anneannemin sinir olduğu; şu her çorbaya, bulduğu her baharatı dolduranlar.

Bu durum şuna da benzetilebilir;

Hani bir ev döşeyeceksiniz. Para probleminiz de yok. Üstelik ince zevkleri de olan birisiniz. İnce zevkinizin ve paranızın ulaşabildiği bütün eşyaları aldınız ve getirip eve doldurdunuz. Aldıklarınızın her biri ayrı ayrı güzel, zarif, şık, pahalı ve değerli.Ama bunları rastgele ve tıka basa doldurduğunuz ev şık ve zarif oldu mu? Yada bulduğunuz bütün baharatları doldurup salçayı bastığınız yemeğin lezzeti ne durumda…?

3)-Şiirde imgeyi yerli yerinde, gerektiği yerde ve miktarda, kısacası kıvamında kullananlar. Yani yemeği uygun ve gerekli miktarda baharatlarla, etinin, sebzesinin, yağının ayrı ayrı kendi lezzetlerini kaybetmediği şekilde, tam kıvamında pişirebilenler. Veya evlerini gereksiz eşyalarla doldurmadan, ama gerekli olan her şeyin de bir denge içinde var olduğu, eşyaların zarafetinin ve değerinin ayrı ayrı algılanabildiği en dengeli kombinasyonla döşeyenler.

Baharatı kıvamında şiirler gibi lezzetli günler dilerim…

 
Toplam blog
: 54
: 1158
Kayıt tarihi
: 22.06.07
 
 

7 Ocak 1960... Hayatın öğrettiği herşeyi okumak ve yazmak için buradayım.....