Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '08

 
Kategori
Şiir
 

Şiirin Rüzgâr Adamı: Murat Koçak

Şiirin Rüzgâr Adamı: Murat Koçak
 

Murat Koçak Oğuz Tümbaş'ın İNCE ODA adlı şiir kitabını okuyor!


Murat Koçak’la geçen yıl Altınoluk’ta yapılan şiir etkinliğinde karşılaşmıştık. Dolaşıp duruyordu ortalıkta. 1.90 boyunda, üzerinde mavi bir önlük. Bol cepli, içi kitap dolu... Merhabalaştık, ama yeterince konuşamamıştık. Bu kez İzmir’de Kitap Fuarında yeniden karşılaştık Murat Koçak'la; tanımadın beni değil mi dedi sitemle. Tanımamak olası mı? Bu kez kısa da olsa konuştuk, geçmişinden sözetti. Eski arkadaşlarından şair Mahzun Doğan da Alaz Dergisi Standında bulunduğu zamanlarda sık sık uğradı. Hep ayak üzeri söyleşilerimiz oldu.

Murat Koçak; yürüyen bir kitabevi gibi... Ceplerine, çantasına doldurduğu kitaplarını ve dergisini yıllardır sokaklarda ve uğradığı fuarlarda satıyor. Dinçer Sezgin yazmıştı Radikal’de (10.05.2008)

“İzmir’in son kitap fuarında imza günü yapıyordum. Gözlerimin görmeye alışık olmadığı giysileri içinde bir adam, önümden rüzgâr gibi gelip geçiverdi. Hani ‘bahçıvan tulumu’ denilen askılı bir giysi vardır. Rüzgâr gibi gelip geçiveren bu uzun boylu adam işte öyle bir tulum giymişti ama bu tulumun önüne arkasına cepler diktirmiş ve içlerini de kitaplarla doldurmuştu. Yani adam yürüyen bir kitap masası gibiydi. Arkadaşlara “Geçen adamı gördünüz mü?” diye sordum. “Gördük” dedi şair Oğuz Tümbaş, “O, şair Murat Koçak...” Peki ya ceplerindeki kitaplar? Oğuz “O seyyar şair, kitaplarını ve dergisini böyle satıyor” dedi. Rüzgâr adlı bir dergi çıkarıyormuş Murat Koçak. Çok ilgimi çekti, buldum Murat’ı...”
Murat Koçak’a ne iş yaparsın, ne alır ne satarsın, nesin, nicesin diye sorduğunuzda alacağınız yanıt hemen hemen aynıdır:“ben deliyim” .Bu sözleri der demesine de aslında o bir şiir delisidir, bir şiir rüzgârına kaptırmış kendini savrulup duruyor oradan oraya. “Bana, deli diye bakıyorlar; ama aslında içlerindeki sesi yakalıyorlar. Bizler, sokaktaki var oluşu gerçekleştiren insanların, aynasıyız.” O yüzden sokaktaki yaşamı daha gerçek buluyor. 1995 yılı Kasım’ından beri sokaklarda olduğunu da ekliyor. Atmış takım elbiselerini üzerinden, çıkarmış kravatını, altı yıl dokuz ay yaptığı devlet memurluğundan da ayrılmış vurmuş kendini sokaklara, kasabalara; özgürlüğü seçmiş.

“Ben ilk insanı ve o ilk insanın özünü arıyorum. Bunu da bulamadığım için sokaktaki yaşam bana daha gerçek. (…) Sokakları seviyorum, nerede yaşadığımı, akşam olduğunda da nerede kalacağımı bilinmezliğe sürüklenmek hoşuma gidiyor. Aslında sokakta değilim ama “sokağım” demek çok hoşuma gidiyor.” diyerek bu yaşamdan duyduğu hoşnutluğu da ekliyor sözlerine.

Murat Koçak kitap fuarlarında bazı sanat edebiyat etkinliklerine kendine özgü giysileri, Rüzgâr adını verdiği şiir seçkisiyle dolaşıp duruyor. Alaz’a geldiği bir gün de fotoğraflarını çektim. Ona İNCE ODA adlı şiir kitabımdan hediye ettim. “Bu tür bir sergilemeyi ve satışı daha candan buluyorum. Fuarlarda, standlarda doğallık yok. Zaten beni tanımamazlıktan geliyorlar. Birkaç şair dışında şairlere kırgınım. Öte yandan kendime şair falan demiyorum. Şiir işçisiyim. 28 yıldır şiirle iç içeyim.” Mahzun anlattı. Yıllar önce Ankara’da kesişmiş yolları. Hatta Pencere dergisinin ilk sayılarını Murat Koçak çıkarmış. Yayınevi yönetmiş bir süre, kitaplar yayımlamış. Şu sözleri de içime oturdu Murat Koçak’ın:
“Hiç kimseyle tartışmam. Kitap alanlara “Duyarlılığınız için teşekkür ederim” derim. Sokaktaki insanların çoğu şair ve yazarlardan daha içten, daha duyarlı. Geçen yıl Dünya Şiir Günü’nde, İstanbul’da Tünel’de şiir okuyordum. Bir belediye zabıtası geldi tekmeleyip tokatladı. Halkın rahatını kaçırıyormuşum. Şiirin rahatsızlık verdiğini, sağ olsun, belediye zabıtası öğretmiş oldu bana!”
Şiiri baş tacı yapacakken, üstelik rahatsızlık değil rahatlatma, dikkatleri çekme, paylaşma gibi amaçları olan şiire ve şairine yapılan davranışı doğrusu içim sızlayarak dinledim!

Murat Koçak’a belki siz de bir yerlerde, sokaklarda rastlayabilirsiniz. Onunla söyleşin; anlatacakları daha çok şeyleri olabilir. Rüzgâr seçkisinden alın, okuyun, onun rüzgârından yararlanın.Sevin, paylaşın duygularını.Zararlı çıkmazsınıoz. O insana, şiire, özgürlüğe dosttur. Yazımı Murat Koçak'ın Aşk İçin Söylenceleri'nden bir kaç dizeyle bitireyim:
siyahın içinde dağılan yataktı
beni satın dedi adam
yok pahasına
aşklarım ve kitaplarım kalsın
sonrası sır

 
Toplam blog
: 178
: 1483
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

1946 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde doğdum. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu Ceyhan’da, li..