Şiirkız'ın (Hande Arslan Yazıcı) fotoğraf sergisi

“ Hızır Paşa bizi berdar etmeden
Açılın kapılar Şah’a gidelim
Siyaset günleri gelip yetmeden
Açılın kapılar Şah’a gidelim.” 

– Pir Sultan Abdal 

“Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu ifade sözle olursa şiir, nağme olursa musiki, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık... olur.” 

- K . ATATÜRK 

Aldığım çağrı üzerine Teşvikiye Galeri Kent’te açılan “Kapılar, pencereler ve yaşamlar" konulu fotoğraf sergisi’nde oldum. Girişte gözlerime ilk yansımasıyla 'Şiirkız' nitelemesinde bulunduğum fotoğraf sanatçısı Hande Arslan Yazıcı güler yüzle karşıladı. 

Sanatçıyı kısaca tanıyalım: 1979 yılında dünyaya gelen Hande Arslan, ilk orta ve liseyi İstanbul’da okudu. Amatör olarak başladığı fotoğrafçılık tutkusunu profesyonel çizgide sürdürmeye karar vererek Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümünü bitirdi. Belgesel fotoğrafçılığı benimseyen sanatçı, kimi markalar için lifestyle fotoğraflar da çekmektedir. 

Sanatçının deklanşörle görüntülediklerini, fotoğraf tutkunu insanlarla paylaşma isteğinden doğan sergileme düşüncesi, yarın hiç olmayacakmış gibi anı yaşama isteğinden kaynaklanmaktadır. Kapılar ve pencerelerin insan yaşamında elbette ki önemli yeri var. 

Sergisini hazırlamak için üniversite günlerinden beri çalışan fotoğrafçı, eğlenceli ve serüvenli ama zor olmayan bir süreç geçirdiğini açıklamaktadır. 20 adet özenle çalışılmış siyah-beyaz tablodan oluşan yapıtlarına sanatçı, 2003 yılında başlamış. 2010 yılına dek süren çalışmasında; İstanbul'da Zeyrek, Balat, Fener'den; Antakya ve Safranbolu'ya dek ülkemizde kimi bölgelerde çekilen fotoğrafların yer aldığı gözlenmektedir. 

Serginin ana düşüncesini oluşturan 'hayatın içinden kareler' , her gönle yönelik türden denilebilir. Fotoğrafçı, sergiye değgin duygularını aktarırken: "Belki yalnızlıklarını görecekler, belki yaşlılıklarını ya da hiç görmedikleri hayatları. Mutluluğun aslında ne kadar yakında olduğunu da hissedecekler. Onu göremediklerini anlayacaklar belki de…" sözcükleriyle görüşünü belirtmektedir. 

*** 

Orada, sanatı seven güzel insanlarla da konuşma ve tanışma fırsatı buldum. Bunlar; Hande’nin dayısı Turizmci Fazıl Atan, onun arkadaşı Zafer Kaya, sanatçının annesi, babası ve eşi… Sanatçının yakınları Balkan kökenlidir. Dayısı derin tarih bilgisine sahip. Erdal Küçükyalçın’ın Turnanın Kalbi adlı yapıtını salık verdi. İçeceklerimizi yudumlarken Zafer Kaya ile Türkiye güzelliklerini konuştuk. Babası Hüseyin Aslan, Kurtuluş Savaşımızın başlangıç noktası olan İnebolulu olduğunu söyledi. Bilecik Organize Sanayi Bölgesinde görevi olduğunu da ekledi. 

11-25 Ocak 2011 tarihlerinde ilgilenenlerin görüşüne açık olan sergiyi gezen ve sanata yakın olan insanların yüzlerindeki mutluluk izlerini okumak zor olmadı! 

Yazımı, sanata ve sanatçıya değerini veren büyük insan K. Atatürk’ün bir başka özdeyişiyle sonlandırmak isterim: "İnsanlar, olgunlaşmak için bazı şeylere muhtaçtır. Bir millet ki, resim yapmaz, bir millet ki, heykel yapmaz, bir millet ki, tekniğin getirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki, o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur. Hâlbuki bizim milletimiz, gerçek nitelikleriyle medeni ve ileri olmaya lâyıktır ve olacaktır. (1923) (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt: II, 1952” 

* 

Muhsin DURUCAN 

muhsindurucan@hotmail.com