Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '13

 
Kategori
Mizah
 

Şiirli, esprili doğum günümdür...

“Yüksel ki yerin bu yer değildir/ Dünyaya geliş hüner değildir” demiş şair. Yerine sayan ya da geri giden kişi yaşıyor sayılmaz ki; isterse el bebek gül bebek doğsun büyüsün. Görkemli doğum günleri yapsın, doğumunu saatlerce kutlasın. Hüner dünyaya gelmek değil, varlığıyla başkalarına neşe, mutluluk vermek, doğruya, iyiye, güzele yönelmek, ileriye hep ileriye gitmektir.

            Doğumla doğmakla ilgili söz ve deyimler, şarkılar, türküler pek çoktur. Aklıma gelenlerden birkaçını aktarayım.

            “Benim doğum günüm bana geldiğin gündür

            O gün benim için bayram, düğündür.”

                               ***

            “Silifke’nin yoğurdu

            Ah seni kimler doğurdu

            Seni doğuran ana

            Bal ile mi yoğurdu?”

            “Bahçeye ektim soğan

            Bitmedi yedi doğan

            Çok mu güzel oluyor

            Senin annenden doğan?”

                ***

            Falcılar, “Sevineceksin, mutlu olacaksın” anlamında, “Gönlüne ay doğacak” ya da “Hanenize ay doğacak” derler. Canı yanan âşık da diyor ki:

            “Ay doğdu, batmadı mı

            Cana can katmadı mı,

            Seni yaradan Allah

            Beni yaratmadı mı?”

                           ***

            Doğanlar çile çekmeye hazır olmalıdırlar. Kıskançlıklar, ihanetler, arkadan vurmalar, ayağımızın altına karpuz kabuğu koymalar bizi canımızdan bezdirir, dert deryasında gezdirir, doğduğumuza pişman ettirir, “Bilmem ki ben dünyaya niye geldim?” dedirtir. Bu acıyı “Serüven” adlı şiirimde şöyle dile getirmiştim:

            “Doğar ağlarım: Susturamazsınız

            Yaşarken ağlatırsınız: Güldürmezsiniz

            Sevginiz saygınız lafta kalır

            Kör bencilliğinizi kaldıramazsınız.

            Ölürsem ağlamayın:

            Kandıramazsınız!”

            Kimi insanların çirkefliklerine, kimi güzellerin nurlu yüzlerine bakıyorum da:

            “Gökte yıldız yüz altmış

            Mevlâ’m neler yaratmış

            Veli beyi çamurdan,

            Yâri nurdan yaratmış” diyorum kendi kendime.

            Ayın doğması güzeldir, romantiktir ama doğaya hayat veren, ağaçları yeşerten, çiçekleri açtıran, meyveleri olgunlaştıran güneşin doğması, yeri göğü pırıl pırıl yapmasıdır. Gün boyu içimizi ışıtır, ısıtır, varlıkları adeta yeniden doğurur, besler, büyütür, doyurur o yüce güç kaynağı. Bulutlu havalarda onun değerini daha çok anlarız. Bulutların gitmek bilmediği bir günde canım sıkılmış, “Doğ güneşim doğ artık” demiş ve  duygularımı  şöyle dile getirmiştim şiir biçiminde:

            “Doğ güneşim doğ

            Cıvıldasın içimizdeki

            Umut adlı kuş

            Düzleşsin mutluluğa giden yokuş

            Erisin ayrılığı çoğaltan

            Canavar kar

            Çöksün aramızdaki buzdan duvarlar

            Kavuşsun kucaklaşsın dostlar.

                         ***

            Doğ güneşim doğ

            Doğ da kötülüğü, çirkinliği kov

            Sisi, karanlığı boğ!

            Yaprakların yeşili uyansın

            Doğa güzelliğe kansın.

                         ***

            Doğ güneşim doğ

            Özlemler çiçek açsın

            Sevinçler kanatlansın

            Yaşamak şaha kalksın!”

                              ***

            Güneş bize gerçekleri gösterir. Tabii görmesini bilene! Görelim gerçekleri de ona göre yaşayalım, önlem alalım. Gözü kapalı dolaşmayalım.

            “Duymak, konuşmak da iyidir ama

            Görmektir insanın güneşi.

            Görmek sadece bakmak değildir

            Korumaktır yeşili, maviyi

            Yaşatmaktır doğruyu, iyiyi, güzeli.

            Gözle görmekle yetinmemeli

            Baktığı şeyin özüne inmeli.

            Gönül gözüyle göremiyorsa

            Yaşıyorum sanmasın kişi.”

                           ***

            Gülmek bizi yaşatır, canımıza can katar. O da ayrı bir güneştir:

            “Gülmek ruhun güneşi

            Yoktur bu güneşin eşi

            Erdem, özveri ışığı

            Aydınlatmalı içimizi.

            Yitirmemeli umudu, özlemi

            İnsanlık aşığı ol her zaman

            Dikkat sönmesin aman

            Yıllarca yanıp duran

            Sevgi, dostluk ateşi.”

                        ***

            Gülün gül olun, kalplere dolun. Doğum gününüz size ve dostlarınıza doyum günü olsun. Çabanızla, çalışmanızla güzel günler doğsun.

                                                       Erhan Tığlı

                                            erhantigli@mynet.com

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 776
: 600
Kayıt tarihi
: 13.10.06
 
 

Emekli edebiyat öğretmeniyim. Yazı ve şiirlerim çeşitli gazete ve dergilerde çıkmaktadır. 20 kita..