Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ocak '15

 
Kategori
Mizah
 

Şiirli Fıkralarım

Şiirli Fıkralarım
 

AYDINDAN KİM GELMİŞ?

            Dağ köylerinden birinde yaşayan Ali Er, Aydın’a çalışmaya gitmiş, bir yılı aşkın bir zamandır evine dönememişti. Sonunda hasret bitti. Köyüne geri döndü.                                        Onu özleyen karısı kendisini sevinçle karşıladı ama hayal kırıklığına uğradı. Çileli bir yolculuk yapan ve çok yorulan Ali karısıyla muhabbet bile etmeden hemen yattı. Kadın sütünü sağmak için ineğinin yanına gitti. İnek huysuzluk yapınca kızdı, bağırdı. Meraklı komşusu ne olduğunu sordu. Kadın içini çekerek, “Daha ne olsun” diye konuştu:

            “Aydından dayı geldi

            Dayı değil ayı geldi.”

            Ertesi gün Ali dinlenmiş, yorgunluğunu gidermişti, karısını yanına çağırıp özür diledi, öpüp okşayarak onu memnun etti. Kadın ahırda süt sağarken şarkılar söylüyor, neşeyle gülüyordu. Meraklı komşusu, “Hayrola, pek neşelisin, bu sefer ne oldu?” dedi.

            Kadın ağzı kulaklarında cevap verdi:

            “Aydından kadı geldi

            Ağzımın tadı geldi!”

                        BAHÇELERDE KAYISI

            Kız çiftlik sahibi zengin bir delikanlıyla nişanlanmıştı. Nişanlı genç onu görmeye geldi. Kız nişanlısını heyecanla karşıladı. Genç, getirdiği paketi masaya koydu, gülerek:

            “Sana kendi ellerimle kayısı toplayıverdim bahçemizden” dedi.

            Onun çiçek getireceğini sanan kız bozuldu ama belli etmedi. Bizimki tatlı sözler edileceğini uman kıza tarla bahçe işlerinden, havadan sudan söz etti. Kız onun için süslenmiş, kuaförde saçını yaptırmıştı ama delikanlı bunları ya görmedi ya da görmezlikten geldi.

            Biraz sonra nişanlısı gitmek için ayağa kalktı. Kız bir şeyler yazdı, delikanlıya verdi, “Bunu evde aç” dedi. O da “peki” deyip sevinçle evine gitti. Evde annesi babası ne olduğunu sordular. Delikanlı sevinçle, “Buluşmamız çok güzel geçti. Kız beni çok beğendi, hatta bana şiir yazdı” diyerek cebinden kızın yazdığı yazıyı çıkardı.

            “Aç oku” dediler. Delikanlı açıp okudu. Notta şunlar yazılıydı:

            “Bahçelerde kayısı

            Haber verdi dayısı

            Hiç mi ağız bilmezsin

            Be Allahın ayısı!”

                        EV SAHİBİYLE KONUK

            Eve konuk gelmişti ama bir türlü gitmek bilmiyordu. Ev sahibi yüzüne karşı söylemeye çekindi. Bir kâğıda şunları yazıp onun görebileceği bir yere koydu.

            “Konuk birinci gün baldır

            İkinci gün olur şeker

            Üçüncü gün gitmezse

            Odur eşekten beter”

            Bir süre sonra konuktan şöyle bir yanıt geldi:

            “Ey eşekten olma katır

            Hiç bilmezsin gönül hatır

            Konuk, gittiği yerde

            İstediği kadar kalır.”

                        KAHVECİYLE MÜŞTERİ

            Kahveci kahveye zam yapacaktı ama bu kararını onların yüzüne karşı söylemeye çekindi. Bir kâğıda şu dizeleri yazıp duvara astı:

            “Kahve Yemenden gelir

            Geldiği yol çok ırak

            On lira yetmiyor

            On beş lira bırak”

            Bir süre sonra müşterilerden bir yanıt geldi. Orada şöyle yazılıydı:

            “Kahve Yemenden gelir

            Yolları çok sapa

            On lira yetmiyorsa

            Kahveni hemen kapa!”

            Erhan Tığlı

            *********

 

 
Toplam blog
: 776
: 600
Kayıt tarihi
: 13.10.06
 
 

Emekli edebiyat öğretmeniyim. Yazı ve şiirlerim çeşitli gazete ve dergilerde çıkmaktadır. 20 kita..