02 Ocak '19
- Kategori
- Üniversitelinin Sesi
Siirt'te Çocuk Olmak
Mevsimlerin anlamı renkleri farklıydı orada... Mesela nisanın ilk haftalarında rüzgarın ellerine teslim edilirdi sapsarı ve simsiyah saçlar (bu sadece yılda bir kere olurdu). Rengarenk rüzgar gülleri yapardık. Rüzgar gülleri dönerken yerde binbir çeşit bitki yeşerir öyle güzeldirler ki bunlar sonra kuşlar ötmeye başlar,ağaçlar çiçeklenir, çiçekler zamanla kaybolup meyveye dönüşmeye başlarlar. En çok ta kayısı güzeldir. Sarı, sulu, tatlı mı tatlı. Yazın otlar kurur etraf sessizliğe bürünmeye başlar (sanki onca hengame olmamış gibi). Renkler yeşilden kırmızı, turuncu, kahverengi ve sarıya bürünür. Bu mevsimde top oynamak, özgürlüğün son zamanlarını yaşamak güzeldir. Derken ilk kar taneleri düşmeye başlar.
Şu an Siirtte kar yağıyor eğer orada yaşıyor olsaydım belki de benim için de anlamsız, soğuk ve ürkütücü olmaktan başka bir anlamı olmazdı. ama ben sadece 10 sene önceki Siirt'i bir çocuğun gözünden hatırlıyorum. Karın yağarkenki ahengini, narinliğini, okula gidemeyişimizi, her gittiğimde okul yolundaki buzlu yolda düşüp çamura bulanışımı hatırlıyorum. Evimizde yüzümüzü tozpembeden kırmızıya kadar kızartan sobamızı. Birbirinden güzel sohbetleri. Kartopu kavgalarını, yaptığımız kocaman kardan adamını, kızakla kaymayı, patlamış mısırı...