Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Şubat '12

 
Kategori
Güncel
 

Şike davasında savunma nasıl kısıtlandı?

Şike davasında savunma nasıl kısıtlandı?
 

Geldi çattı savunma zamanı…

3 Temmuzdan beri linç edilenler mikrofonu ellerine alıp, güya kendilerini savunacaklar. Ancak iddialara tam zaman ayıran mahkeme heyeti, savunmalara yeterli zamanı ayırmıyor!

İddianame için ayrılan süre 4 gün olmasına rağmen savunma için verilen süre o kadar bile olmuyor. Bu bir adaletsizlik değil mi?

Düşünün; adam öldürmemiş, yaralamamış, hırsızlık yapmamış, vatana ihanet etmemiş terör örgütüne üye olmamış, her hangi bir terör örgütü eylemine bulaşmamış, bir insanı şike ve teşvikten 72 yıl hapisistemi ile yargılayacaksınız ama savunmanı kısa kes diyeceksiniz.

Bunun adil olduğunu kim iddia edebilir?

Mahkemenin iddianameyi kabul etmesinden sonra, tapeciler ortalıkta görünmez oldu. Tabi birde pür-ü pak takımlarımızın anlattıkları var.

Nasıl da ince ince çalışıyorlardı!

Hem de hep belden aşağı!..

Belden aşağı ince ince çalışanlar, Aziz Yıldırım’ın savunmasındaki gerçekleri görünce, kendilerini savunacak sözcük bulamaz oldular. Söyledikleri sadece siz suçsuz olsanız, mahkeme sizi niye tutuklasın?

Lafa bak hizaya gel!

Aziz Yıldırım savunmasında buna da değinmemiş gibi…

Ben Aziz Yıldırım’ın savunması ile çok konuya açıklık getirdiği kanaatindeyim…

Gereken açıklamaları, verilen yetersiz süreye sığdırmıştır…

İddianamede yer alan görüşmelerin yerleri, tarihleri nasıl bir bir çürüdüyse tamamı çürüyecektir…

Son olarak da tapelerde tarih ve içerik değişikliğini ispat eden ve bana göre işlerini çok iyi yapan, bu süreçte her türlü iddianın cevabını delilleri ile mahkemeye sunacak, işlerinde en iyileri diyebileceğimiz avukatları da ayrıca tebrik ederim.

Bu günkü Milliyet Gazetesinin yazdığı gibi, iddianamedeki birçok çelişkiyi ortaya çıkarıp, aslanlar gibi kendisini ve kulübünü savundu.

Aziz Yıldırım yaptığı savunmasıyla;

Olmayan kız kardeşe arabanın nasıl alındığını,

Görüşmelerin içerikleri ve yerlerinin nasıl değiştirildiğini,

Yedikleri hatalı golden dolayı şike ile suçlanan kalecileri,

Şike parası diye adlandırılan ama içinde bilet olan çantalar,

Sakat diye oynamayan ama şike için oynamadı denilen oyuncuların niye, neden oynamadığını hep birlikte gördük.

Fenerbahçe’nin büyük umutlarla 9 milyon Avro gibi bir ücretle satın aldığı Emenike, Fenerbahçe’nin formasını bile giyemeden, Türkiye’den kaçarcasına nasıl gittiğini hepimiz biliyoruz.

Bu arada Emenike’nin büyük meblağlar karşılığında Chelsea ile anlaştığı haberleri basının sayfalarını süslüyor.

Fenerbahçe’nin bu süreçte neler kaybettiğini hep birlikte izliyoruz.

Şimdi yargılamanın sonunda Fenerbahçe’nin zararlarının kimden, nasıl tahsil edileceği konusu var. Elbette birileri Fenerbahçe’nin kayıplarını karşılamalı değil mi?

Bence Fenerbahçe’nin kayıplarını, polis ve savcı ortaklaşa karşılamalıdır. Ha birde hapiste yatan yöneticilerin uğradıkları maddi ve manevi kayıpları var. Devlet eli ile yapılan bu operasyonun bedelini de, devlet öder her halde!

Onursuzlaştırma mı?

Onun cezai bir karşılığı yok!

Şimdi siz diyorsunuz ki; yargılama devam ediyor…

Evet, elbette yargılama devam ediyor. Mahkeme bu savunma karşısında doğru kararı verecektir. Mahkeme doğru kararı verirken, birileri hakkında da suç duyurusunda bulunursa hiç şaşırmamak gerekiyor.

Geçen süreçte her zaman taraflı yayın yapan televizyon programları, gazeteler, radyolar bu süreçten sonra bunların unutulmayacağını akıllarının bir köşesine yazmalılar. Bu süreç Fenerbahçe yönetimini, taraftarını ve oyuncularını bütünleştirmiştir.

Ve sezonu şampiyon alarak tamamlayacaklardır.

Buna inancım sonsuz.

Aziz Yıldırım’ın dediği gibi kimse olmayan insanları varmış gibi göstererek, ‘milli geliri’ düşürmeye kalkmasın!

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..