Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '11

 
Kategori
Spor
 

Şike ve Pavlov'un köpeği

Amerikalı psikolog veya bir başka ifadeyle ruh bilimci Dr. Frederic Skinner 20. yüzyılın en büyük “davranışçı”larından biridir. Skinner’in kendisine sayısız ödül kazandıran teorisine göre, insan davranışları olumlu ve olumsuz pekiştireçler (olumlu pekiştireçler, bulunduklarında bir davranışı sergilememizi [mesela yiyecek], olumsuz pekiştireçler ise bulunmadıkları zaman bir davranışı sergilememizi [mesela rahatsız edici bir ses] sağlayacak unsurlardır) çerçevesinde şekillenmekte ve bu doğrultuda, doğumunda tabiri caizse “boş bir levha”dan ibaret olan her birey hayatına, ailesinden, çevresinden ve içinde bulunduğu toplumdan öğrendikleri ile devam etmektedir. İşte Skinner, kişiliğin, aslen bu pekiştireçlerden öğrenilenlerin arasında geçen sürenin özeti olduğunu savunuyor.

Skinner kadar büyük bir psikolog olmasa da enteresan şekilde ülkemizde hemen hemen herkes tarafından bilinen ünlü Rus psikolog Ivan Pavlov’un meşhur köpek deneyi de aslında davranışçı yaklaşımın klasik koşullanma örneklerinden. Bilindiği üzere bu deneyde Pavlov’un köpeği, ilk zamanlarda yiyeceği gördükten sonra salya salgılarken, her yemekten önce zil çaldığı için sonraki aşamalarda sadece zil çaldığında dahi salya salgılamıştır.

Bu aşamada aklınıza “iyi de, tüm bunların bu sayfada ne işi var” diye bir soru geldiyse eğer lütfen Aziz Yıldırım, Sadri Şener, Galatasaray veya Beşiktaş deyince zihninizin buna nasıl tepki verdiğini düşünün ve bunu yaparken yukarıda yazılanları bir kez daha gözden geçirin.

Bugün şike belgesi olduğu söylenen dosyalardan tek kelime görmeden Fenerbahçeli yöneticileri infaz edenler de, yine konu hakkında herhangi bir dayanağı olmadan yüzlerine Aziz Yıldırım maskesi takıp sahaya inenler de aslında sadece zil sesine tepki veren koşullanmış bireyler. Bu koşullu tepkiler için en beklendik sebep “bunlar bizim tecrübelerimizin sonucu” gibi havada bir savunma olabilir ki bilimde kanıtlanmamış kişisel tecrübelerin hiç bir geçerliliği olmadığı gibi tarihte bu yaklaşım savaşlarının en büyük nedeni olmuştur.

Bugün sergilediğimiz “tüm bunlar kesinlikle komplo” veya “Fenerbahçe kesinlikle şike yapmıştır” davranışlarının sadece koşullanmalardan ibaret olduğunun bir kanıtı da yapılan hararetli tartışmalar ne kadar uzun sürerse sürsün iki tarafın da fikrini kesinlikle değiştirmeyecek olmasıdır.

Sözün özü, Skinner ve Pavlov’a göre bugün mangalda kül bırakmazcasına savunduğumuz düşünceler aslında bize değil, ailemize, komşumuza, öğretmenimize, arkadaşımıza, sevgilimize, kısaca büyüdüğümüz ortama ve çevremize ait ve işte bu yüzdendir ki bizim bu düşünceleri değiştirmemiz imkânsız. İşin en üzücü yanı da bizim olmayan bu düşüncelerin tansiyonları yükseltip, kalpleri kırması ve stresi arttırarak hem bize hem de çevremize zarar vermesi.

Elbette bu durumun üstesinden gelmek mümkün ve bu konuda ilk yapılması gereken, koşullanmaların farkına varıp zihnimizi mutlak iyi veya mutlak kötü kavramlarından uzaklaştırmak. Sanıyorum düşüncelerimizin dizginlerini elimize alabilir ve onları bir nebze olsun esnetebilirsek çok daha sağlıklı tartışma ortamlarına kavuşabilir ve düşüncelerimizi pekâlâ geliştirebilirz.

http://twitter.com/cannizamoglu

can.nizamoglu@gmail.com

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..