Şıkıdık Musa

Güneşin hiç vazgeçmeden ısıttığı bir yer Çukurova. Güneş ısıtır, Çukurova cayır cayır yanar ama kimse bu güzel ovada yaşamaktan şikayet etmez. Nem oranının alabildiğine yükseldiği yaz aylarında nefes almak birçok insan için eziyet haline gelir. Öylesine yoğun bir nem oluşur ki havada, duşunuzu alıp kapıdan dışarı adımınızı attığınız anda terlemeye başlarsınız. Aslında kıymetini bilmek lazım. Yabancılar sırf bu yüzden Tayland’a akın ediyor.

Bu tür havalarda bir molaya ihtiyaç duyarsanız ne yapıp yapıp bir vasıta buluyorsunuz ve Çamlıyayla yoluna vuruyorsunuz kendinizi. Tarsus’un yaylası Çamlıyayla (Namrun) gölgelerin içinde virajlarla dolu bir saatlik bir yolculuktan sonra çam kokusuyla karşılıyor sizi. Kuş misali yükseldikçe yükseliyorsunuz, uçtukça uçuyorsunuz ve en tepede buluyorsunuz kendinizi.

Acıkmaya başlayınca arabanıza atlayıp bu sefer saklı bir göle gidiyorsunuz. Dağların arasında turkuvaz yeşili bu göle ulaşmak için daracık toprak yollardan geçmeli ve usta bir şöför olmanız lazım. Ancak o zaman Şıkıdık Musa’nın yerine ulaşabilirsiniz. Şıkıdık isminin nereden geldiğini bilmiyorum ama çok hareketli (ve hatta oynak) ve sulu bir adam Musa. Her seferinde girişte karşılıyor gelenleri sonra size göl kenarında güzel bir masa ayarlıyor. Önden soğuk rakılarınız servis yapılırken Musa da tereyağında tavukları hazırlıyor. İsteyene taze balık servisi de var tabi. Dağın tepesinde muhteşem bir göl manzarasıyla balık ve rakı ayrı bir keyif veriyor.

Yemekler yeniliyor ve bu sefer Musa kendi ikramı olan kavun ve üzüm için göl kenarına gidiyor. Suda yüzen kalın bir ipe asılıyor ve çekmeye başlıyor. Gölün ortasından bir filede buz gibi salkım salkım üzüm çıkıyor ve yıkanıp soframızdaki yerini alıyor. Bu arada Musa Robinson Crusoe’culuk oynamaktan memnun gibi görünüyor.

Biz kalkarken Çamlıyayla yolundaki arabalar yanaşıyor ve Musa sıkma ve ayran ikram ediyor. Her yaz hiç sektirmeden Şıkıdk Musa’nın yerinde alıyorum soluğu. Lüksten, şehirden, sıcaklardan uzak keyifle bir yemek yiyorum ve yoluma devam ediyorum. Olur da birgün yolunuz düşerse Çukurova’ya, Musa’ya uğramadan geçmeyin.