Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

25 Nisan '10

 
Kategori
Siyaset
 

Sıkıntılar

Sıkıntılar
 

Uzunca bir süredir birşeyler yazmak için elim klavyeye gitmiyor. Siyaset bir süredir tümüyle iç politika çekişmelerine kitlenmiş, seçim hesapları herşeyin önüne geçmiş durumda. Bu sabah önce bir yemek tarifi vermeye karar vermiştim. Sonra vaz geçip yakası açılmadık Karadeniz fıkraları yazsam iyi olur diye düşündüm. Ancak her ikisinide yapamadım. En iyisi mümkün olduğu kadar tarafsız durumu bir kere daha özetlemek :

Herşey, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın AKP nin kapatılması ile ilgili satır arasında söylediği bir cümle ile başladı. Anlaşılamayan (aslında bal gibi anlaşılan) bir nedenle AKP kurmayları benzer her olayda olduğu gibi paniklediler ve mevcut Anayasanın temelini oluşturan Kuvvetler Ayrılığı ilkesini törpülemek , yargıyı dolaylı olarak (Baykal'a göre doğrudan) siyasi kontrole almak maksadıyla Anayasada değişiklik önerisi ortaya attılar. Başbakan Erdoğan, Türkiyenin Yargıçlar devleti haline geldiğini, önemli olanın halkın tercihini olduğunu, kendilerine yetki verildiğini, demokratikleşme için yargı vesayetinin kaldırılmasının gerektiğini bulduğu her mikrofona söylemeye başladı. Yadırganacak kadar eş zamanlı olarak, basının yandaş medya adını taktığı bölümü dışında kalan bazı köşe yazarları Türkiyenin bu günkü durumunu Weimar dönemiyle kıyaslamaya başladılar. Söylenen göre, Yargı o dönemde aşırı siyasallaşmış aldığı kararlar sonucu Hitler iktidara gelmiş bir dahada gitmemişti. Bir sürü yanlış taşıyan bu sav, bazı yargıçlar tarafından da desteklendi.

Yapılanların tamamı, yeni tanıma göre kamuoyunu değişikliklere hazırlamak olan bu manevra başlangıçtan itibaren Muhalefet kanadından büyük tepki gördü. CHP ve MHP genel Başkanları, her zamanki gibi bu değişikliğin AKP nin arka plan hesapları ve seçim manevraları olduğunu gittikçe sertleşen tonda açıklamaya başladılar. DTP nin yerine kurulan parti önce demokratik özerklik ve Öcalanın serbest bırakılması dahil, tüm aykırı taleplerini destek için sıraladı. AKP nin referandumu göze alması üzerine sadece seçim barajının indirilmesi ve partilere yapılan yardımın başka esaslara bağlanmasını istemekle yetindi. Bu arada el altından operasyonların durması ve PKK nın hayatını kolaylaştıracak bazı Ceza Yasası taleplerini sıkça gündeme getirdi.

Ortaya çıkan taslakta, kabul edilebilir gerçekten demokratikleşmeye yönelik bazı maddelerle çevrelenmiş, Anayasa Mahkemesinin yapısı, HSYK yapısı ve parti kapatmanın Venedik kriterlerine bağlanmasını içeren, bir metin çıktı. İlginç olan nokta bu değişikliğin tümüyle kabul veya red edilmesini içeren bir madde de vardı. Başlangıçta basit ve ucuz bir siyasi manevra olarak görülen bu durum üzerinde ayrıntılı düşünüldüğünde CHP ve MHP nin iddia ettiği gibi, seçimden ziyade AKP nin parlemento grubu içerisinde 80 civarında Milletvekilinin yoğun dayatmalaraı sonucu olduğu ortaya çıktı. CHP ye göre AKP kafasındaki senaryoyu destekliyordu.Bu durum MHP tarafındanda kabul gördü.

Bu arada Ana Muhalefet Partisi lideri Baykal, Ani ve şaşırtıcı bir manevrayla, Yargıyla ilgili üç maddeyi ayırın kalanı bizde destekleyelim ve Referandumsuz çıksın önerisini ortaya attı. Başbakan Erdoğan da ABD ye giderken bu duruma karşı çıkmadı hatta yeşil ışık yakar gibi oldu. Tüm Türkiyede bu uzlaşma ışığı bile bir bayram sevinci yaratılmasına yetmişti. Siyasiler herzamanki gibi bizi şaşırttılar. Baykal ertesi gün ortaya bir başka öneri daha getirdi, Başbakan Erdoğan da ABD dönüşü kapıları tümüyle kapattı. Bir ümit daha sönmüştü. Acı olan nokta sürekli halkın isteğinden bahseden Liderler, uzlaşma isteğinin yaktığı ışığı görememişler, her zamanki gibi konuyu basit ve ucuz siyasi hesaplar üzerine bırakıp kenera çekilmişlerdi.

AKP nin Anayasa değişikliğini gündemin birinci sırasına çekmesi doğrumuydu? Bu soruya verilecek cevap AKP açısından bakıldığın, evet tir. AKP bir siyasi partidir ve hayır kuruluşu değildir. Parti programında yazanları (bazılarına göre yazmayanları da) gerçekleştirmek için daha güçlü olarak iktidarının devamını ister. Son genel seçimde %47 oy almış, seçim yasasındaki boşluklardan yararlanarak tek başına iktidar olmuştur. Ayrıca, parti mensuplarının ve destekleyicilerin tuhaf ve anlaşılamayan bir şekilde yükselen ticari faaliyetleri ve dönem içerisinde başlayan servet transferi, Parti üzerinde büyük baskı oluşturmaktadır. AKP nin hedefi, Anayasa değişikliğini TBMM den geçirmek referanduma götürmek, bu arada bulduğu her mikrofona, durumdan şikayet ederek ve ezilenler edebiyatını sonuna kadar zorluyarak Referandumda kabul oyu çıkmasını sağlamak hemen arkasından belkide biraz daha risk alıp eş zamanlı olarak genel seçime gidip, iktidarını korumaktır. Bu, Parti açısından bakıldığında son derece sağlam bir siyasi manevradır.

Muhalefet Partilerinin bu değişikliğe tümüyle karşı çıkması doğrumuydu ve hiçbir uzlaşma zemini yok muydu? Bu soruya verilecek cevap da evet tir. Muhalefet partisinin işi Muhalefet etmek ve iktidarı değiştirerek kendisi iktidar olmaktır. Her türlü uzlaşma talebine kapıyı kapatmak ise anlaşılması zor bir durumdur. Mevcut değişiklik taslağındaki, Yargıyı ilgilendiren maddeler dışındaki bazı maddelere karşı çıkılmasını anlatmak çok zor olacaktır. Bunu başlangıçta sezen Baykal üç maddeyi ayırın gerisini destekleyelim teklifini getirmiş, sonradan yaptığı ek çıkışla bu teklife kapıların kapatılmasını sağlamıştır. Bu durum da, CHP açısından bakıldığında her açıdan sağlam bir siyasi manevradır.

Hepsi iyide, İktidarın istiyor, muhalefetin istemiyor dediği bu değişiklikler insanların günlük yaşamlarında gündemdemidir? Bu sorunun cevabı ise tek kelimeyle hayırdır. Ancak siyasilerin gözden kaçırdıkları ve hiçbirzaman anlayamadıkları nokta halk en ufak bir uzlaşma ışığını tamamen desteklemekte, siyasiler yan çizip ışıklar sönünce, duruma her seferinde daha fazla sinirlenmekte, tepkileride sertleşmektedir...

 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..