Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Kasım '11

 
Kategori
Deneme
 

Sıkıntılarımızı hapsederken

Sıkıntılarımızı hapsederken
 

Sağlıklı yaşam ve hastalıklarla ilgili son zamanlarda duyduklarım, gördüklerim beni öylesine şaşırttı ki...

Hele bugün aldığım bir haber, beni benden aldı adeta.

Çok yakınım değil, çok eski bir tanıdığımın arkadaşının kocasıydı. Son derece fit, sağlıklı görünümlü, neşeli, canlı bir adamdı. Hayatı sevdiğini her haliyle o kadar belli ediyordu ki, heyecan ve sevinç doluydu içi her daim.

Düzgün bir çalışma hayatından sonra emekliliğini sakince yaşamak üzere Bodrum'a yerleşmişti karısıyla. Kızını da evlendirmişti, daha ne olsundu ki?

Kalp krizi geçirmiş, pıt diye yığılıvermiş ve gitmiş işte. Henüz elli yedi yaşındayken hem de. Aslında kalp krizi için en kritik yaş sayılır elli ile altmış arası da, onun gibi birine kondurulacak bir şey değildi benim için.

Beslenme desen, en sağlıklısı, hijyen desen fazlasıyla, spor desen o da var.

Ne saklıyordu çok içerilerinde bir yerlerde acaba?

Dolu dolu kahkahalarının ardında hangi saklı gözyaşı sebepleri vardı?

*

Aynı şekilde, hayatı spor yapmakla geçmiş, her türlü zararlı sayılan besinden uzak bir yaşam süren, yıllardır tanıdığım bir başka erkek ahbabımız da bir kaç yıl önce beyin kanaması geçirip felç oldu. Tedavi gördü, düzelir gibi oldu, fakat daha kötüye gitti sonra. Şİmdi, algısı boşalmış bir adam. Hafıza tamamen kayıp, nerede olduğunu, ne için orada bulunduğunu, ne yapması gerektiğini hiç bilemeyen bir adam. Tek iyi yaptığı şey var, o da yemek yemek. Önüne konan her şeyi silip süpürmek istiyor. İlaç verildiği zaman bile kaşıyla gözüyle "bir tane daha" işareti yapıyor. Allahtan varlıklı bir ailesi var ve ona bakıyor, bu da bir şans sayılır.

Bu hastalığa yenik düşmeden önceki halini hatırlıyorum da... İnanın insanın içi bir tuhaf oluyor. Gerçekten, neydik ne olacağız diye düşünmeden edemiyorum.

*

Bartın'daki akrabamız, büyük halamızın gelini, o da beyin kanaması geçirdi bayram öncesi. Hâlâ ne olacağı belli değil, uyutuluyor. Ne heybetli kadındı, ne güçlü ne iradeli kadındı. Bana mısın dememişti, herhangi birinin başına geldiğinde feleğini şaşırtacak acılara.

Gerçekten şaşkınım, üzgünüm.

Elbette sağlıklı yaşam için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz abartmadan.

Ama en çok, sıkıntılarımızı içimize atmamayı öğrenmemiz gerek galiba.  Bir şekilde dışa vurmalı, ifade etmeliyiz kendimizi.

Esen kalın... 

 
Toplam blog
: 314
: 1210
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Üsküdar İstanbul doğumluyum ve halen burada yaşıyorum. Okumak, yazmak ve seyahat etmeyi çok seviyor..