Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '13

 
Kategori
Güncel
 

Sıkıntının kaynağı Türk burjuvazisinin oluşmaması...

Sıkıntının kaynağı Türk burjuvazisinin oluşmaması...
 

Sevili Atatürk seni seviyor ve sayıyorum:)


Evet, ülkemizdeki toplumsal sorunların temelinde yatan neden bu:

Türk burjuvazisi gelişmedi!

Şurası açık bir gerçek ki toplum diyalektiğinin günümüzdeki en üst oluşumu “ Tekelci olmayan kapitalizm”dir.

İnsan ancak bu yapıda daha insanca yaşar!

Kapitalizmle birlikte:

*Milli burjuvazi oluşur.

*Milli sermaye oluşur.

*Milli işçi sınıfı oluşur.

Bunun anlamı şudur:

İnsanlar üretecek ve tüketecek güce sahiptirler.

Parası olan iş yerleri açar gücü olan da bu iş yerlerinde emek gücüyle çalışıp geçimini sağlar.

Yaşam zaten üretim tüketim ilişkisi üzerinde yol alır.

...

Atatürk yaşamı boyunca bu üçlüyü gerçekleştirmeye çalışmıştır.

Milli sermaye yoktu onu oluşturmaya çalıştı.

Kitlerin oluşturulmasına bu açıdan bakmak gerekir.

Milli burjuvazi yoktu onu yaratmaya çalıştı birçok desteklerle.

Milli işçi sınıfı yoktu, oluşturmaya çalıştığı “KİT”lerle ve “milli burjuvazi” eliyle işçi çalıştırma alanları açtı.

Gerek "kitler" gerekse yarım da olsa “burjuva” dediğimiz işverenler aracılığıyla milli işçi sınıfı oluşturmaya başlandı o devirde.

Atatürk’ten sonra çok seri şekilde "dış sermaye" ile ilişkiler kuruldu ya da dış sermaye gelip bizi buldu.

Bu da milli sermayenin sonu oldu!

Milli sermaye doğmadan boğuldu.

Doğaldır ki "milli burjuvazi" ve "milli işçi sınıfı" da sizlere ömür oldu.

Biz kaldık yine Osmanlı Toplum yapısının "kısır döngüsünde".

“Eller gitti aya biz kaldık yaya!” örneği.

...

Yukarıdaki düzensizliğe bir de “kahrolsun burjuvazi” yaklaşımı eklendi.

Köylü ve kırsal kesim insanına örneklik edebilecek “ milli burjuvazi” de böylece güdük kaldı ve işlevselliğini yitirdi.

Avrupa ve ABD’nin kalkınmasında insan ilişkilerinin güzelleşmesinde eğitime ve öğrenmeye önem verilmesinde...

Yaşamı daha güzel yaşama konusunda gerçekleştirilen adımlar “Avrupa Burjuvazisinin” önderliğinde gerçekleşmiştir.

İnanıyorum ki Atatürk biraz daha yaşasaydı “milli burjuvazi” gelişecekti ve onların önderliğinde bugün ülkemiz çok daha güzel yaşanır olacaktı.

Ve bu yol "toplum diyalektiği" doğrultusunda bizim de yol almamızı gerçekleştirecekti.

...

Yazıktır ki bizim “Sovyet güdümündeki sol” bunu kavrayamadı.

Onlar “okuma değerlendirme ve yeni atılımlara öyle kalkınma” bilincinden uzak olarak;

“Kahrolsun emperyalizmin yerli iş birlikçileri” sloganlarıyla “Sovyet sosyalizmine” yöneldiler.

Ve bugün yaşadığımız bu sıkıntıların tohumlarını ektiler.

...

Bilimsel olarak önce kapitalizm oluşacak toplum yapısı tamamen kapitalist yapıya dönüşecek...

"Milli Burjuvazi, milli sermaye ve milli işçi sınıfı" oluşacak sonra da “emek- sermaye” çatışması çıkacak ve bundan sonra “sosyalist yapılanmalara” geçilecek.

Karl Marks böyle tanımlıyor toplum diyalektiğinde işleyişi.

Bizim sosyalizmi bilmeyen “güdümlü solcular” bu işleyişe fırsat vermeden yerli sermayeyi pes ettirdiler yabancı sermaye ile işbirliğine girmeye zorladılar...

Ve bugün için asla “moderniteye” geçemeyen bir toplum yapısında saplanıp kaldık!

Bugün halen bin beş yüz yıl hatta daha öncesine şiddetli bir öykünme yaşıyorsa ülkemiz sebebi budur işte!

Kapitalizmin kökleşmesine fırsat vermeyen anlayış yani!

...

Ne mi yapmalı?

Yapılacak iş basit; öncelikle “tekelci olmayan kapitalist yapıyı” oluşturmak için çalışacağız, ülkeyi yönetmeye talip olanlardan bunu isteyeceğiz.

Sonra da ona omuz vereceğiz.

İnsanlarımızın gerçekten üreten ve sağlıklı tüketen insan olmalarını sağlayacağız.

Saygı ve sevgilerimle...

 
Toplam blog
: 1253
: 175
Kayıt tarihi
: 04.07.10
 
 

1949 yılında Söke Nalbantlar köyünde doğdum. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik bölümünden mez..