Sıla ve Özcan Deniz

Kontr-Şut Klip-Reklam

Bir dondurma şirketinin Yalın’lı klip-reklamına, bir içecekten müthiş bir kontr-şut geldi ve şandeli buldu:

Özcan Deniz ve Sıla düeti.

https://www.youtube.com/watch?v=YzF550h9W5k

Her ikisi için de ortak yorum:

3 dakikalık reklam gösterimi.

Breh breh breh...

Kaç milyon dolars acaba?

Eh, adı geçen 3 şarkıcı da, öyle bedavaya bu işlere soyunacak birileri değil üstelik...

Ara nağme:

Acaba bu ülkede ne zaman, kadın-kadın ve erkek-erkek ikilisi şarkıcıyı, bu konu için, ironi ve espri olsun diye bile olsa, klip ve/ya reklam için seçebilecekler?

Mayıs 2015 itibarıyla, 2 yıl gibi diyorum.

Unutmayın ki, görüntü dublikasyonunda kendi memesini tutan bir şarkıcı kadın ve kendi sesiyle erkek-kadın düeti yapan kadın şarkıcı klipleri, bu ülkede çoktan yapıldı ve yayınlandı ve sansürlenmedi ve hatta dikkati bile çekmedi.

Gelelim klip-reklamımıza:

Sıla, uygunluk derecesi düşük seçim. Hareketli parçaları beceremedi çünkü. Sesi değil de, gövdesi. İlk hareketli parçasında ve klibinde, aşırı dozdan muzdarip görünen bir tipleme çizmişti.

Özcan Deniz, uygun bir seçim. Hele bir önceki klibi dikkate alınırsa. Hele, ondan önceki feminenleşmesi ve batılılaşma tribi dikkate alınırsa. Ancak, sesi arabeske bu kadar yatkın olan birinin bu özelliğini kullanmamak, reklamın batısına inat ses, doğuya doğuya kayarken bile, reklaverenlerin dikkatini çekmemişe benzer. Oysa Hintiler, işin kulağına su kaçıracak denli, bu konuda rahatlar: Göğsü ağdalı ayı tiplemeleri bile var, hem de seri aksiyon filmi kahramanı olarak, hem de duble olarak.

Klip-reklam boş kaleye pas vermiş: Özcan ve Sıla arasında, patlatırlar bir de reklam aşkı. Oğ yeğ, yaz paparazzilerine konu çıktı şimdiden...

Ancak, çok uygunsuz bir çift ikisi be abisi... Hadise bile, Özcan için daha az kötü olabilirdi gibi.

Reklamda halayımsı yerde sürünme komikti.

Plaj takıntısı feci komikti.

Klipte bir araba planı eksikti valla. Malumunuz Türk kliplerinde araba, vazgeçilmez bir aksesuardır. Kumda araba, eğlenceli olurdu.

Özellikle Gülşen’in de batağına takılıp kaldığı, Orta-Latin Amerika danslarını, biz Türkler’in hiç mi hiç şeyttirememesi komikti.

Hem bu, hem sözü geçen öbür klibin, sanki bir yerlerden intihal olması, yüksek olasılıklı gibi. Devamlarını da bekliyoruz.

Bu reklamın malı sattıracağı kesin. Cem Yılmaz’lı bir cips reklamı stokları bitirmişti de, reklamı kısa kesmişlerdi çünkü.

Bu ülkenin gençleri o denli kayıp yani.

Klip-reklam türünün, Dünya’yla başabaş bir biçimde, bizde de başlaması ilginç. İlk kez bir popüler kültür ürünü, bize o kadar hızlı ve erken gelmiş oldu. Tuttu ve devamı da geldi üstelik.

Her 2 klip-reklamın da, Türk alışkanlıklarına empoze edilen 2 ‘olmasa da olur gıdamsıtrak’ ile ilgili olması da önemli bir nokta.

Yani:

Bir:

Diyelim Ülker, böyle bir işe kalkışmaz ama tüm ürünlerinin adı gavurcadır.

İki:

Zaten G-7’sel veya ÇÜŞ’sel markalar, benzeri kültürel ürünleri daha önce de denemiş oldukları için, sonuçları hakkında daha çok bilgi sahibi durumundalar.

Üç:

Bu, ne Türk kahvesi aromalı neskafe, ne de köfte-ekmek tipi hamburger durumu: Kola da, hazır dondurma da, kafadan kültürel-ithal ürünler. Yerlileri olsa bile. Tabii onlar da çakma.

Sözün özü:

Bu klip-reklam, Yalın’ın kapısını açtığı yolu, otoyola döndürdü valla.

Ve:

Çapraz medyanın yolu, artık TC’de açık.

Buna da, ilk ticari ürün için 2 yıl diyorum.

Dipnot:

Tabii birilerinin, kolanın renginin idrar rengi değil de, neskafe rengi olduğunu, reklamı çekenlere önceden anlatması gerekirmiş.

Reklamdan alınabilecek dolaylı bir mesaj da şu:

Abi, burası TC, biz kolayı bile sulandırırız netekim. Maksat, yerli ürün çeşitlemesi olsun.

Size çakma aşk da pazarlarız yaz yaz, yazar abi, bunu da yaz.

Artı:

Sıla’nın gençliği, 35’inde ‘the end’...