Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '12

 
Kategori
Dünya
 

Silahlar bir kez patlamaya görsün!

Silahlar bir kez patlamaya görsün!
 

Orta Doğu'da hiç bir şey artık eskisi gibi olmayacak!


I.

Siyaset her alana egemen.

Bir sanat olmasa da içinde sabır olduğu belli.

Ticaret değil ise de tüccar ile de kol kol siyaset.

Toplumsal ve kütürel tarih her şeyi yazıyor usul usul.

Siyaset de ekonomi de uluslararası oldukça zorluklar artıyor.

Söze dayalı siyaset ekonominin gizli ellerine her zaman egemen olamayabiliyor.

Dünya ısınıyor günden güne.

II.

Yüksek Siyaset güdümlü Silahlı Siyaseti (SS) yola getirmeye çalışsa da

Her çağda iki yüzlüler ile rantiyeciler yine iş başında.

'Al gülüm ver gülüm' süreçleri hiç durmuyor.

Ticaretin yolları üretimin zor dönemeçlerinden daha kolay.

Umulmadık bir sermayedar ‘yerli otomobile karşıyım’ diyor.

İyi ki Merhum Erbakan duymuyor, görmüyor olan bitenleri.

Onun tilmizlerinden çıkmıyor ne bir ses ne de bir seda!

Oysa geniş toplum biliyor,  görüyor her şeyi.

Ekonominin gizli eli belirli örgütleri doyuruyor ancak.

Biz, onlar, ötekiler diye bölündükçe bölünüyoruz

'Onlar' da ‘Ötekiler’ çöpçü!

III.

'Ben bilirim' ile 'Biz istersek' aldı başını gidiyor.

İş bitiricilik de gemisini yürüyor her an.

Kentsel dönüşüm önce evlerden değil rant getirecek yerlerden başlatılıyor.

Siyaset de terör de uyumuyor.

Siyasi salvolar da terör roketleri de susmuyor.

Sorunlar birbirini tetikliyor, bunu bilmeyen salaklar var aramızda.

Kişilerin suça yönelmelerini engelleyebilmek için gerekli yollar tıkanmış.

Eğitim, kültür, ahlak, iyi komşuluk, sevgi saygı kalkmış.

Sorunlu kişilere yardım eli uzatılacağına sadaka veriliyor.

Sık sık, ‘Orada kimse var mı’ diye soruyoruz.

‘Ele verir talkını kendi yutar salkımı’ türünden yöneticilerden çok çektik.

‘Herkes evinin önünü temizlese sokak tertemiz olur!’ demiş atalarımız.

Hiç kimse atalar sözüne güvenmiyor.

Çünkü ‘karın doyurmuyor’muş!

Bu yüzden çoğu kişi ya el etek öpüyor ya yalvarıyor ya da bir partiye üye oluyor!

Başka türlü ‘köşe dönülmesi’ mümkün değil!

Alın teri, göz nuru, diploma, dürüstlük, liyakat, başarı hepsi masal!

IV.

Yeni bir çağa gibmiştik on iki yıl önce.

İletişim, küreselleşme, pazarlama her kapıdan içeriye daldı.

Silahsızlanma durmadı, tüketim eğilimleri azalmadı.

Petrol, doğal gaz ve su kaynakları paylaşılamıyor.

Dik duran kazanıyor.

Teknolojisi olan, teknoloji üreten güçlü.

Yüksek Siyaset güçlü teknoloji ile güçlü ekonomi istiyor.

Yoksa parlak sözler ile doymuyor karınlar.

V.

Totaliter yönetimler bütün özgürlüklerin can düşmanı.

Ne SSCB ne Hitler ne Mussolini ne de Saddam Hüseyin başarılı olabildi.

İşte Orta Doğu parçalanıyor.

İşte Araplar da Asurlar da Kürtler de ayaklanıyor.

Köksüz yönetimler çatırdıyor.

Adalet ile eşitliğin olmadığı hiç bir yerde barış olmaz.

Eğitimde birlik olmadan kültür alanları doldurulmadan

Uygarlaşma olmadan canlar huzur bulabilir mi?

Terör, anayasa, adalet, adil paylaşım başlıca konularımız.

İşte Türkiye çalkalanıyor.

Şöyle ya da böyle Türkiye çatırdıyor.

30 yıllık silahlı terör ile ayrılıkçı eylemler durdurulamıyor.

Terör her on günde en az beş (5) Mehmetçik vuruyor.

Kardeş kanı durmuyor.

Dağa çıkanların önü alınamıyor bir türlü.

Belli ki göz yumuluyor bir yerlerde birilerine.

'Tavşan kaç tazı yakala' oyunu oynanabilir mi insanoğlu ile?

Ne de olsa ‘bulanık suda balık avlamak’ çok kârlı olurmuş.

Birileri bu tür hesapların içinde belli.

Hangi gizli el kimi nasıl kullanıyor anlayamıyoruz.

VII.

Türkiye homurdanıyor.

Kimin eli kimin cebinde belli değil.

Yeni zenginler ile çocukları pıtırak gibi sardı dört bir yanımızı.

Türkiye usul usul bölünmeye gidiyor.

Aramızda ruh çağıranlar bile var.

Korku dağları bekliyor Osmanlı çağlarından ne kaldı ki geriye?

Herkes demokrat!

Herkes bir muhafazakâr bir mıhafakâr ki sormayın gitsin!

Geniş toplum huzursuz.

Tuzu kurular da yeni yetme zenginler de mutlu.

Orman talanı da kıyı talanı da arttıkça artıyor.

ticaretten başka kazanç yolu kapandı kapanacak.

'Al gülüm ver gülüm'cü ya da 'yap satçı oldu' gözü açıklar.

Ayrılıkçılık yaygınlaşıyor, terör vuruyor, trafik kazaları çoğalıyor hiç umurlarında olur mu?.

Özerklik çok yakın sıkın dişinizi diyor birileri.

Kale de kent de içinden teslim alınmış.

Terör sinsi, propaganda şahane!

VII.

ABD'de yaşayan YIrmi dokuz Ekim takma adlı bir yurttaşımız diyor ki:

Özerklik geri toplumların ürünüdür. Dünyada görünen ülkelerde Hindistan ve Filipinler en çok bilinen bu sistem her konuştuğum bu ülke insanları bu sistemin iyi olmadığından şikayetçiler netice çok problemleri de beraberinde getirecektir. USA'da çok uluslu bir insan topluluğudur iyi olsa orada olurdu? (19/11/2012 - 9:16 Hürriyet.com.tr)

Bir diğeri ‘dişe diş kana kan’ diyor utanmadan.

Ayrılıkçı söylemlere karşı bilgi dolu açıklamalar yerine ağıtlar yakılıyor durmadan.

Oysa ABD 11 Eylül Terör Saldırısı'ndan sonra göz yaşlarını içine gömerek dik durdu!

On yılda öcünü aldı, etkisini yaydı bütün evrene.

Siyasette çıkarlar var olsa da kimi temel amaçlar hiç değişmez.

Ekonomik güç ile bağımsızlık her zaman at başı gitmeyebilir.

Bir de söz ağızdan çıktıktan sonra tut tutabilirsen!

Bence dünya tez elden 'silahlara veda etmek' zorunda.

Sözler gider gelir, uçar da;

Silahlar bir kez patlamaya görsün sonuçları çok acı olabilir.

Atalarımızın dediği gibi 'iyilikler unutulur da kötülükler unutulmaz!' 

'Çıkmadık canda bir umut vardır!'

'ALLAH'tan umut' kesilir mi hiç!?

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..