Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '08

 
Kategori
Blog
 

Şile buluşmasını bir de ben anlatayım

Şile buluşmasını bir de ben anlatayım
 

Nihayetinde biz de karı-koca olarak ilk MB buluşmasından sonra bir buluşmaya katılabilme olanağı bulduk. Gerçi son ana kadar katılıp katılamayacağımız belli değildi. O gecenin sabahı eşim ambulansla hastahaneye kaldırılmıştı. Sağ salim döndü eve ama gece gitmesek mi diye de düşündük yani. Ama o ısrarla gidelim dedi. Kendini iyi hissediyordu. Biz de ufaklığı bakıcısına bıraktık büyük oğlanı yanımıza aldık ve Şile yollarına doğru sürdük arabayı. Kayınvaldemin evinin Şile'de olması ve orada yaşıyor olmasının verdiği rahatlığı ve şımarıklığı anlatmama gerek yok sanırım. Çınar otelde kalan arkadaşlar bizim kayınvalde otelde kalacağımızı duyunca çatladılar vallahi. Her neyse oğlumuzu babanneye emanet ettikten sonra çıktık ve her yaz gittiğimiz Sunset'e ulaştık. Evlendiğimden beri her yaz muhakkak tatil yaparız Şile'de. Eşim zaten son 30 yılını Şile'de geçirmiş. Biraz Şile konusunda avantajlıydık anlayacağınız.

Biraz geç kalmıştık. Herkes gelmişti. Bizden sonra yalan olmasın bir ya da iki kişi gelmiştir. Herkes masalarda oturuyordu bir muhabbet bir muhabbet. Beş adet farklı boyutlarda masa vardı mekanda. Ben tüm masalarda oturanların blog yazarları olduğunu beenmaya'dan öğrendim. Ömer ağbi haricinde kimseyi tanımıyordum dersem yalan olmaz. Bir iki sima blogtaki resimlerindeki gibi olduğu için tanımayanı dövüyorlardı. Onun haricindekiler, buna ben de dahil, ancak birbirimize blogdaki adlarımızı söyleyince "aaaa, ooo o sen misin? ne güzel. Canımmm, çok memnun oldum.." gibi nidalar yükesliveriyordu. Doğruyu söylemek gerekirse ben de kendimi tanıtmadan beni tanıyan olmadı. Sadece yüzüme baktılar "Ben Gül'ün içinden" deyiverince suratlarındaki o gülümsemeyi tarif edemem. Bu beni çok memnun etti. Başka bir isim onları memnun etmeyecekmiş hissine kapıldım. O an sevildiğimi anladım. Her ne kadar birbirimizi tanımasak da aslında birbirimizden haberdar olduğumuzu ve merak ettiğimizi gördüm. Biz eşim serhatt'la köşedeki masaya oturduk. Tek boş yer orasıydı. Belediye başkanı Can Tabakoğlu çoktan gelmiş muhabbeti koyulaştırmıştı. Kimlerle mi, Mehmet Eren, İlyas Bayram, ÖmerSabahattin Çetin, biri daha vardı ama anımsayamadım, sonra eşim de katıldı. . Zaten bu isim olayına fazla takılmayın ben de o kadar isim yok. Hatırladığım kadarını yazabilirim valla. Herkesin adını yazdığı bir kağıt dolandı ama sonra bulamadım o kağıdı. Yoksa herkesin ismini yazardım tek tek. Adını göremeyenler nolur kusura bakmasın. Onu da başka bir arkadaş yapsın artık.

Efendim derken daha masaya yeni alışmaya başlamışken müzikler ve ortaya çıkmalar başladı. Neşe Hanım zaten her blogda bahsi geçeceğinden eminim. Tam manasıyla döktü kurtlarını. Çok neşeli adı gibi. Bayılırım öyle pozitif insanlara. Tanıdığıma memnun olduğum insanların başında geliyor kendisi. Beenmaya ise ilk masamıza gelip bizimle sohbet eden kişi olduğu için onu da ayrı tutuyorum. Bu kadar mı sıcak samimi olur bir insan. Sanki ilk defa karşılaşmamışız. Hep birbirimizi tanıyormuşuz gibi. Çok sevgili dostum Haşimce'yi görür görmez tanıdım zaten. Masaya gelip kendi tanıtacak oldu ki "Tanıyorum ben zaten seni dostum" deyiverdim. Sanki yazılardan bir yol varmış da o yolu geçip birbirimize ulaşabiliyor tanışabiliyormuşuz. Sevgili Haşim'ce ve eşi de pistteydi vallahi. Pist doldukça doluyordu. Oturanları davet ediyordu oynayanlar ama ben karnım aç doyayım gelirim deyip duruyordum. Aslında pek oynamam ama olan oldu biraz da fazla mı içtik artık nedense kendimi pistte buluverdim. Oynadım azıcık. Zeynep hanımda oynamam diyenlerdendi ama Konyalı'yı duyunca o da oynayıverdi artık. Aslında oynamayan kalmadı diyebilirim. Sema Şener ve Ezgi hanım da oturmadı ki kardeşim. Ne enerji varmış anlamadım gitti. Bülent Göncü gecenin bir numarasıydı bence. O danslar etrafına saçtığı o güzelim sıcaklık anlatılacak gibi değil. Bu kadar mı hoş bir çift olur Yeşim ve Bülent bey. Geceni ilerleyen saatlerinde çorbacıdaki paylaşımımızda sanırım onların hafızasından kolay kolay çıkmayacak. Bu dans etmeler sonucu Sunset'teki sobanın devrildiğinden sobayı kaldırdıklarından bahseden olmadı sanırım. Artık siz hesap edin tepinmenin derecesini. O avuç içi kadar yerde halay çekilirse olacağı buydu.

Herneyse anlat anlat bitmez danslar muhabbetler. Daha önceki buluşmalarda olamama mutsuzluluğumu biraz da olsa bu buluşmada giderdim. Müyesser hanım ve eşi, Zeynep hanım, Sema hanım yan masa komşumuz olduğu için daha çok muhabbet etme fırsatı bulduk. Kendilerini yakından tanımak çok güzeldi. Celal bey gecenin kazanovası edalarıyla önüne gelen bayanı dansa kaldırdı. Hatta kına muhabbetine bile katıldı. Daha ne deyim. Sevgili İlyas Bey (hemşerim olur kendisi) İzmir'in o sıcaklığını alıp gelmiş oralardan. Her birimize hazırladığı o güzel cd'leri verdi. Çok güzel bir anı oldu bizim için. Leyla hanım'ı unutursak döver vallahi. Ben ayarladım bu geceyi diye dolandı durdu tüm gece. İyi şey yazmazsak da bizi blogtan attıracağını söyledi. Hangi editör tanıdığıysa aceba??:))) Şile bezinden hediyesi de çok manidardı. Kendisine teşekkürleri bir borç biliriz. Sevgili Sabiş ve Pirmete'nin çiçekleri her bayanın saçına güzellik kattı demekte bir sakınca görmüyorum. Gerçekleri söylemek lazım. Gelen çiçekler yoluk yoluk edildi. Ben de yalan yok. Benimde saçıma toka olmadı değil yani. Kucak dolusu sevgiler size de.

Gelelim Ömer ağbi'ye. O çok güzel Cem Karaca sesi, gülen yüzü hoş sohbeti kısaca o bambaşka. Ha bu arada ısrarla Ali Gülcü kardeşimizin karısı yüzünden gelemediğini söyleyip durdu. :D Yani pardon ben öyle yazacaktım. Ali'ye de buradan kucak dolusu sevgiler. Eminim o olsaydı daha güzel sohbetler olurdu. Alptekin kardeşimizin fotoğraf makinası varya hazine gibi. O makinada benim kaç resmim var bilmiyorum valla. Ömer ağbi boş anlarında hep çekti durdu. Bak benden habersiz bir yerde yayınlarsanız dava açarım. Telif hakkımı isterim. O kadar.

Bahsetmeden geçemeyeceğim bir ikili daha var. Meral hanım ve çok saygıdeğer babası da bizimleydi. Sağolsun bize şiir okudu kendisi. Ve geceninin sonuna kadar kaldı adamcağız. Kendisine saygılar sunarım tekrar. A-siyazar da ilk rastladığım kişilerden. O nu da çok sempatik ve samimi buldum. Latif bey ve eşi de geceye renk kattılar. Serap hanım ve yağmur zamanı da tüm güzelliğiyle oradaydı. Hayat doluydu herkes açıkcası.

Ben ve eşim orada olmaktan çok mutlu olduk. Böyle paylaşımların değeri ancak yaşanınca anlaşılıyor. Eminim daha öncekilerde de yaşanmıştır bu, bundan sonrakilerde de yaşanacaktır.

Sabah biz erkenden ayrıldık Şile'den. Çınar otelin önünden geçerken Zeynep hanım Şile'nin o uçsuz bucaksız denizini izliyordu odasının balkonundan. Ona el sallayıp döndük İstanbul'a. Şile buluşmasını devamını diğer arkadaşlar anlatır artık.

Bir daha ki sefer tekrar görüşmek ümidiyle. Hepinize sevgiler, sağlıcakla kalın.
 
Toplam blog
: 144
: 2928
Kayıt tarihi
: 30.10.06
 
 

İzmir Cumhuriyeti'nde yaşıyorum... Sarmaşık Sanat Atölyesi'nde ebru sanatı ile uğraşıyorum. En es..