Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Silivri'de bir İzmirli

Silivri'de bir İzmirli
 

Maramara'dan Ege'ye kucak dolusu sevgiler.


Bir gün yaşamımda Marmara'nın kuzeyinden aşağılara, canım Ege'ye, İzmir'e, Karşıyaka'ya buğulu gözlerle bakıp uçan kuşlarla selam yollayacağım hiç aklıma gelmezdi. Ama ne yapalım ki yaşam böyle bir şey işte. Bazı dost ve okurlarımın iyi bildiği ve zaman zaman bir şiirimde dile getirdiğim gibi; bazen kaderimizi biz çizeriz, bazen de kaderimizin peşi sıra sürükleniriz, çaresiz.

Şimdi Silivri'deyim, şaka gibi ama gerçek, ve işin ilginç tarafı burayı sevdim. Sanki Karşıyaka'nın bir minyatürü gibi, veya ben o gözle bakıyorum diyelim. İstanbul'un insanın üstüne üstüne gelen beton çirkini yüksek binaları ve kirli havasından sonra pek bir güzel geldi burası. İzmir gibi daha parlak ve güneşli bir gökyüzü hakim. Kuzeyde Karadeniz ve güneyde Marmara koridorunda havası güzel, sakin, huzurlu ve dingin bir yer. ( Evliya Çelebiye özendim ben de )

Henüz her yerini gezmiş, görmüş ve öğrenebilmiş değilim, ama kentin merkezinde, sahildeki çay bahçeleri, mendirek ardındaki küçük koyda balıkçı tekneleri, yaz yorgunu kimi suda kimi kıyıya çekilmiş sandallar ve martılarla ördeklerin kaynaştığı şiirsel bir ortam, ilaç gibi geldi bana. Özellikle hafta sonları mutlaka sahile iniyor kuşlara, ördeklere ekmek atma yarışına katılıyorum. Pek keyifli bir ortam, bir nevi terapi gibi. Naylon poşetteki ekmeklerim bitince, banklardan birine oturup aynı zevki tatmak için yarışan insanları seyretmek de pek hoş, inanın görülesi bir bir manzara. Sonra sahilde bir aşağı bir yukarı gezinip çay bahçelerinden birinde alıyorum soluğu. Bardağı elli kuruşa çay nerede var bilemiyorum, demli çayımdan bir iki yudum alır almaz simitçiler çıkıyor ortaya; " çay simidi geldi, on dakika önce çıktı bunlar " diye satıyorlar simitleri. Sıcacık, çıtır çıtır simitle çay eşliğinde daha bir keyifleniyorum. Her yaştan insanlar, çocuklar günün tadını çıkarıyor. Banklarda ise daha çok güz yorgunu yaşlılar koyu sohbetlere dalmışlar, herkesin yüzünde bir tebessüm. Bu sene cömert davranan havalara gizliden teşekkür eder gibiler.

Sessizliğin sesini bir hoparlör sesi yırttı; " Balık halimize taze balık gelmiştir" dedi ve bir hışırtıyla ses yok oldu. Çok şaşırdım, hiç böyle bir şey yaşamadım daha önce. Aynı hoparlörden daha sonra bir kaç belediye anonsu daha yapıldı.

Akşamın kızıllığı ufka düşerken insanlar birer ikişer eksilmeye başladı. Arka arkaya bir kaç balıkçı teknesi deniz fenerlerinin arasından süzülerek koya girdi, tepelerinde martı sürüleri çığlık çığlığa. Kediler de hemen sahilde ön safta yerlerini aldılar, beklemeye başladılar.

Yaşamdan bir gün ve takvimlerden bir yaprak eksilirken kızıldan laciverte dönmeye başlayan gökyüzünde parlayan bir yıldız yarınların daha güzel olacağını müjdeler gibiydi.

 
Toplam blog
: 220
: 2018
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

Yazmak, ufkun da ötesine taşan engin bir serüven gibi gelir bana ve gençlik yıllarımdan bu yana v..